Ay Işığı Yolcusu

Kalan

30 Kasım 2021

Yazı: Kalan | Yazan: Atakan Balcı

Kalan günlerimi erinç/huzûr içinde geçirmek istiyorum. Fakat dün bu anda, yârın bu anda, an ise hem dünde hem de yârında. Gözlerimi dinlendirirken gövdemin üzerine tüm ağırlığıyla düşüyor başım, ah mırıldanarak yaklaşan savaşım.

Kalan süre kısacık ve sonsuz. “Nasılsın?” diyor ay şenlenerek ve bir kızıl gül doğuyor kara göğün altında göğüs kafesime. “Nasılsın?” diyor ay, akça karanlığa karşı kara geceme.

Kalan bir ulusun büyüklüğünü kavrayan bir ıssız deniz. Issızlığı engin, dolu; varsıllaşır kimseler/şahısların yokluğunda korkusu. Korkusuzluk ölüme koşmaktır bir takım sürelerde ve yere en yumuşak adımlarla basmak. Yaşama seviyle adanmış ve dikenlerce kanamaktır bir takım sürelerce yaşamak.

Kalan, erdemdir en büyük sorumlulukları olarak bireyin, erişen kişiler/insanlar için. Ve Foucault ekler belki bir satırında gökyüzüne:

“Erdem, kendimize karşı olan sorumluluklarımızdır; topluma değil.”

Kalan, topluma düşman duyurulan, çağlarca öldürülen, yakılan, adı cadıya, karanlığa çıkanların gökyüzünde yankılanan soluklarıdır. Hâlbuki aydınlık anlarının ışığını gövdelerinde parlayan oddan/ateşten vermiştir ana kartalın tüyünden doğan kim bilir kaç bin yıl önceki hangi soluğun mâsum ağzının iyesi.

Her ışık ayrı bir soluktan gelir ve kim bilir geçmişin hangi yitik görünen yaprağındaki adsız sayılan sayısız sesin satın alınamayan sayısız iyesinden. Diğerleri daha kalabalık, sürüye evrilemeyen koca koca yığınlar. Fakat yok oldu onlar, gökleri karanlık sayılan, derisi yüzülen, sevi ile yanan soluklardan doğan sesler doldurur dünsüz, ansız, yarınsız sonsuzlukta.

Sonra an gelir, önce soluk alır sonra da, işte o sonra, soluğunu bırakır sonsuza. Tin deriz Türkçe, ruh derler; kut deriz Türkçe, ruh derler; sür deriz, süne deriz Türkçe, ruh derler. Akça karanlığa tutsak usları/akılları uslanmaz, anlakları/zekâları sözcüklerle sınırlı ve soluğa da, bilince de, erk/kudret doğuran ışığa da, iyelerle konuşan yağmur damlasına da ve daha nicesine “ruh” der ve geçerler. Yine de sorsan, onlar bilir(!) en doğrusunu; sormasan da susmaz karanlıkları.

“Ete kemiğe büründüm/Yunûs diye göründüm.”

Vahdetteki kesret, kesretteki vahdeti gör. Birlikte çokluk, çoklukta birlik vardır. Çoklukta bir Yunûs, birlikte sonsuza uzanan Yunûs Emre vardır. Çamur kendini nimetten sayar, ki benzetmelerden özgür çamur öyledir bir ölçüde. Yığınsal çamur ise çok başka; kendini iye/melek/ilâh sanır. Fakat sorsan “Hâşâ!”

Çamur bozdur, bulanıktır; yiter, gider. Toprak kalır, su kalır, Erek kalır, Yol kalır, Yunûs Emre kalır, Ay Işığı Yolcusu kalır.

Sevi ve ışık ile!…
 
 
Atakan Balcı
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

5 YORUMLAR

  • Yanıtla Atakan Balcı 30 Kasım 2021 at 09:00

    Bu yazı, editörüm Didem Çelebi Özkan‘ın “Süfrajetler” başlıklı yazısı ve bir takım aydınlık yüreklere göndermeler içermektedir.

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 30 Kasım 2021 at 21:00

      Canım benim, bu saat oldu ancak yorum yazmaya fırsat buldum. Oysa yazı yayına girdiğinden beri aklımda bir iki kelam etmek.
       
      Yazdığın her yazı çok kıymetli benim için. Cana ve yaşama sevgiyle yaklaşan benliğine, eşitlik için savaş veren kalemine, Türkçenin özüne yönelen diline, felsefi görüşlere hakimiyetine ve elbette tarihi bilgine hayran olmamak zaten mümkün değil.
       
      Yazıma yaptığın göndermeden ise onur duydum 🙏🏻 Umarım uzun yıllar birlikte üretmeye, birlikte savaşmaya devam ederiz.
       
      Sevgiler 🤗

      • Yanıtla Atakan Balcı 1 Aralık 2021 at 15:11

        Doğrusu bu sözler üzerine ne diyeceğimi bilemiyorum. İlk gördüğüm andan beri bu durumdayım ancak bulamadım yine de yanıt sözcüklerini.
         
        Işığı taşıyan kişiler, bireyler, karanlığa karşı olabildiğince birlikte savaşım verebilmeliler bence ve senin ışığını da kendi adıma çok önemsiyorum.
         
        Çok teşekkür ederim güzel ve leziz yorumun için canım!…

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 30 Kasım 2021 at 11:55

    Hiçbir yerlere sığmaz yüreklerimizin evi; Ruh’umuz…
     
    Yunus’un değmediği bir yer mi var, girmediği bir ev?..
     
    Anlaşılamamak, görmek de anlatamamak…
     
    Velhasıl yürek yalnızlığıdır, yazmamızın nedeni. Anlayan, dinleyen 1 kişi de olsa yazmaya devam. 🌻☀️

    • Yanıtla Atakan Balcı 30 Kasım 2021 at 20:14

      Bertrand Russell’ın, ara sıra kullandığım bir sözündeki gibi:
       
      “… O iki kişiye selâm olsun.”
       
      Teşekkür ederim değerli yorum için!…

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan