Ay Işığı Yolcusu

Koltuk, Açlık, Yalınlık

6 Temmuz 2021

Yazı: Koltuk, Açlık, Yalınlık Yazan: Atakan Balcı

Yetkin kişilerin yönetimde olması olumlu işlevsellik açısından acıları dağlayacak ölçüde çıldırtıcı, sonrasında ise koca bir denizin hafif hafif salınan dalgalarıyla bütün bir erince ulaştırıcı bir etkiye bedellenir. Şu ateşi söndürür, ateş suyu göğe gönderir. Kum ateşi söndürür, ateş kumu parlak cama döndürür. Güç her zaman göründüğü gibi değildir, erk her zaman göründüğü kadar değil.

“Kamu bimârına canan, devâ-yı dert eder ihsân
Niçün kılmaz bana dermân, beni bimâr sanmaz mı?”

Der Fuzûlî seviden ettiği kadar dokunuşmaktan, istekli olmaktan, erkten, yaşamdan söz ettiği dizilerinden yola çıkıp, “Fuzûlî” adının alçak gönüllülüğüyle kamu/halk içinde yaşamış, efendi olmanın saraylarda yaşamakla gerçekleşmeyeceğini göstermiştir köle ahlâklı ve koltuklara, saraylara aç yığın kimselerine. O saray, o koltuk âşığı kimseler ki kendileri gibi gerçekliğe gözlerini sımsıkı kapamış “insan iştahlı“ ahmaklar dizisinin sırtında duyururlar efendiliklerini. Yâ Hakk, “maymun iştahlı” denmesi budalalık olur bir yerde yola erenlere.

Tüm hastalara umar olan, devâ bulan sevgili beni hasta sanmaz mı ki umar olmuyor derdime, demiş Fuzûlî! Âh sevi, âh yüce gökyüzü, ulu dağlar gibi yürekler ve âh kendini “gereksiz” anlamındaki mahlasıyla taçlandıran “Fuzûlî’nin karşısında, kendine “engin, sınırsız” anlamını uygun gören Bâkî, saraylarda görmüş ya tenini, efendi saymış yüreğini evrenler içinde.

Kendini o kadar ulu görmüş ki Bâkî, Fuzûlî’ye mahlasıyla sataşmış, usuma gelmese de bir türlü, “gereksiz” saymış Ulu Ozan’ı. Yâ Hakk, Fuzûlî Ulu Ozan’dır. Çünkü kendini ulu görmek ayrı, ululuğunu görmek apayrıdır evrenler içre çemberi gezen için, eviren için!

Bir şiirle yanıtlamış şâiri Ulu Ozan;

Mey biter sâki kalır, her renk solar hâki kalır,
İlim insanın cehlini alsa da; hamurunda varsa eşeklik, bâki kalır.

Ne muazzam bir yanıt, hele ki dönemi ile düşünüldüğünde. Şimdi kimi koltukperest, saray sevdalısı, saraylı kafasını, köle ahlâkıyla vıcık vıcık yığındaki çamur kabarcığı varlığını sözde savunmak için ya da kim bilir ne için “ilim” için “diploma”, Fuzûlî’nin şiir yazma biçimi olan beyiti dörtlük kılıp paylaşırlar ki sözlerini, desinler ardından kendince ahlâklarınca “Canım belli işte, yok böyle bir şiir, böyle sözler Fuzûlî’de.” Ahhh saray sevdası, ahh vıcık vıcık köle ahlâkının kendini evrenlere Rab, evrenlere efendi sayan kibri, gururu!…

Efendi olmak özdedir, kişinin öz varlığına ilişkindir ve içeri doğru yürümektir aslolan. Köle ahlâkı özündeki zayıflığı sergiler, asar, keser, canlar yakar erk elinde ise, bir kişiye karşı on kimse ise, koltuğa sıkı sıkı yapışır bir kez oturdu ise. Adaleti yıktım sanır, adaleti boş söz sanır ama adalet var efendi! Sen kendini dev aynasında görmeyi sürdüren, böyle yürü yolunda ve işte böyle yenileceksin!

Sevi ve ışık ile!…
 
 
Atakan Balcı
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan