İndeks
Tinder Hikâyeleri | Giriş
Tinder Hikâyeleri | Gelişme
Tinder Hikâyeleri | Sonuç
“Şol seni seven kişi verir yoluna başı
iki cihan güneşi Sensin ya Rasulallah”
Aşkın ile Aşıklar, Agâh
Tinder Hikâyeleri | Gelişme
Notalardan anlamam. Geçenlerde bağlama kursuna başladım ilk 5 ders notalarla ilgiliydi. Kursu bıraktım. Ama keşke birazcık bilseydim de şu yazıya “Karanfil Deste Gider” şarkısının notalarıyla başlayabilseydim. Öylesine neşeli öylesine keyifliyim. Sebebini tahmin etmişsinizdir. Evet. Tinder sayesinde çok afedersiniz tam bir seks objesi oldum.
Bilen bilir, geçen bahsetmiştim bizim Doruk “Sarışını esmeri, evlisi bekârı, hepsini siktim” demişti ya hani. İşte onun gibi olacağıma şüphem yok.
Şimdi gelelim “Tinder’da nasıl eşleşilir?” sorusuna. Ah dostlarım. O kadar cevabını aradım ki şu illet sorunun… Bu iş gerçekten de o kadar zor değilmiş bunu anladım. Tüm insanlar aynı anda hem güzeldir hem çirkin. “Benim tipim kötü yhaa” falan demeyin yani. Benim de tipim kötü. Önemli olan doğru fotoğraf. Hafif ciddi, hafif umursamaz, hafif de özgüvenli bir poz olsun gerisi kolay.
Kendinizi nasıl tanıtacağınıza geldi şimdi sıra.
Başlarda o tanıtım kısmına şöyle şeyler yazdım:
“Ben de yalnızım, ya sen???”
“Sevişmek ihtiyaç sonuçta…”
“Sarılıp uyuyalım.”
“Sarılmadan sevişelim.”
“Kondomsuz da olur.”
“22 cm”
Sikko sikko şeyler yani. Haliyle 0 eşleşme.
Sonra şöyle bir şey yazdım:
“Sokakta Kemal Kılıçdaroğlu, Mutfakta Devlet Bahçeli, Yatakta Recep Tayyip Erdoğan’ım…”
Bu şekilde “Tek amacım seks değil bak, gezeriz, yemek yeriz” mesajı da verdim dolaylı yoldan.
Bildirimler gelmeye başladı, “Seni beğenen birileri var, görmek için hemen Premium’a geç!”
Geçtim.
Sonuçta beni beğenen birileri vardı. Biri bile değil, birileri. Kulağa ne kadar hoş geliyordu: Beni beğenen birileri var…
Beni beğenen o birilerine hemen dönüş yaptım. Eşleştik yani haliyle. Hemen yapıştırdım mesajı:
“Selam Xd”
Diğerine de bastım:
“Merhaba, teşekkürler beğeni için…”
Ezikliği görüyor musun? Teşekkür beğeni içinmiş. Götüm. İkisi de anladı sanırım benden cacık olmayacağını. Cevap vermediler.
Sonra kendimce taktik buldum. Tanıtım yazısı boş olanları direkt geçtim. Kendinden biraz bahsedenlere bastım süper like’ı, dayadım mavi yıldızı.
Sonuç inanılmazdı. Eşleşmeler arttı. Tinder’ın “bug”ını bulmuştum. Çünkü o yazısız profillerin büyük bir çoğunluğu sahteydi. Haliyle gerçek insanlara kendini belli etmek şansını artırıyordu.
Hey yavrum be.
Eşleşmeler, mesajlaşmalar, yarım kalan merhabalar, ortada kesilen muhabbetler derken bir kişiyle telefon alışverişini gerçekleştirdim.
Tülay.
Hoş geldin hayatıma Tülay. Acaba sevişir miyiz Tülay? Of Tülay çok güzelsin. Ama böbreğimi falan çalmazsın, değil mi Tülay?
Kafamda bunlar dolanıyordu. Sonra geçtik WhatsApp’a.
“Sevgililik bana göre değil yhaaa” dedi Tülay. Ağzını öpeyim senin Tülay, sokayım sevgililiğe.
“Beylikdüzü’nde oturuyorsun, değil mi?”
“Evet maalesef. Çok uzak ama seviyorum ben burayı.”
“Cumartesi sabahtan arabayı bakıma götüreceğim Haramidere’de, cuma akşamı sende kalsam olur mu?”
“harbmidisd”
“Anlamadım?”
“Şey pardon kedi bastı tuşlara. Gerçekten mi? Çok sevindim bu teklife.”
“Evet gitmem lazım ama müsait değilsen gelmem.”
“Aaa olur mu hiç. O kadar müsaitim ki…”
“Tamam konuşuruz, konum atarsın.”
Olm nasıl sevişiliyordu lan? Yeminle unutmuştum. Ha derseniz ki “Belki kız sevişmeyecek, arkadaş olarak geliyor?” Yok işimi sağlama aldım. Konuşmalar hep cinsel içerikliydi. Yok “ben kondom sevmem”ler, yok “ben ıslanmayı seviyorum”lar, yok “orgazm olmayan kadınlara acıyorum”lar…
Yani özetle Tinder’dan tanıştığım Tülay’la cuma akşamı seks yapacaktım, seks!
O gün geldi. Evi tertemiz yaptım. Kokular, mumlar, şarap her şey hazır.
“Aç mısın?”
“Yok diyetteyim.”
“Şarap? Kırmızı?”
“Olabilir.”
Muhabbet güzeldi. Kadınlarla konuşabildiğimi keşfettim. Sektörü olan reklamdan, sektörüm olan dijital dünyadan bahsettik. Kesiştiğimiz konular daha da yakınlaştırıyordu. Derken hiç beklemediğim bir şey oldu.
TÜLAY BENİ ÖPTÜ! Ağzımdan öptü hem de.
Benden beklenmeyen bir hazır cevapla kendimi ondan çektim ve dedim ki: “Yer yatağımı görmek ister misin?”
Tülay güldü. Tülay güldü, ben havaya uçtum. Tülay güldü, hayat durdu. Tülay yer yatağıma doğru yürüdü. Tülay yer yatağımda soyunmaya başladı…
Ben de soyunmuştum. Aklıma telefonumu kapatmak geldi. Bu büyülü an hiçbir şekilde bozulmamalıydı.
Telefonumu elime aldığımda Cengiz’den gelen SMS’le hayat tekrar başladı:
Kısa ömrümüz
ebedi cenneti hak edecek kadar
bereketli olsun.
Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun…”
Resullallah’ın doğum gününde Tülay’ın en sevdiği seks pozisyonunu öğrenemezdim.
Tülay hışımla evi terk ederken arkasından seslendim:
“Arabanı servise vermeyecek misin?”
“Araba götüne girsin” dedi.
O kadar haklıydı ki…
Gelişme Sonu
Devamı için tıklayınız.
No Comments