Şüyuu Vukuundan Beter

Aşk-ı Berber

10 Mart 2022

Öykü: Aşk-ı Berber | Yazan: Diren Selimoğlu

“Tabii siz anneleri tarafından size emanet edilen çocuklara her bakımdan
yetersiz gördüğünüz bir kadının annelik etmesine şiddetle karşısınız ama…”
Beren Saat, Aşk-ı Memnu

 
Bugün Pazar. “Gelenim gidenim çok olacak” diye açtım şirin berber dükkânımı. Adnan abi dünden söylemişti zaten “Direnciğim yarın erkenden geleceğim, akşama balo mu ne varmış, bi’ tıraş edersin beni” diye. Kuruyan havluları yerleştirdim dolaba. Makasıydı, jiletiydi falan her şeyi hazırladım.

Saat 9 olmuştu. Tam Fotomaç Gazetesi’ndeki “Ve Ronaldo Fenerbahçe’de” başlıklı haberi okurken Adnan abi girdi içeri. “Ohoo Direnciğim, açmışsın yine belgesel kanalını” dedi. “Öyle bakınıyorum işte abi” dedim. “Bi’ saç-sakal ayarla bana” dedi.

Hemen koyuldum işe.

Adnan abi, ne iş üzerine kurulduğunu bilmediğim bir holdingin genel müdürü. Zengin. Boğaz’da yalı falan. Bayağı taşaklı adam. Ama mutsuz şu aralar. Çoğu sırrını benimle paylaşır zaten. Paylaşmadıklarını da gazetelerden öğrenirim. Bir keresinde “Karım benle birlikte olmuyor, duvara tırmanacağım yeminle. Bu akşam da istemezse zorla saldıracağım yeter ya” demişti.

Ne yaptı bilemiyorum tabii.

Son zamanlarda da kızıyla yeğeni arasında bir evlilik durumu mu ne varmış. Bunu da gazetelerden öğrendim. Buna canı sıkkın olduğu çok belliydi. Sıkıntısını almak için biraz dertleşeyim dedim:

“Adnan abi kızı veriyormuşsunuz yeğene.”

“Evet. Behlül benim oğlum!”

“Güzel abim, tamam da bu Behlül nedir, ne iş yapar? Ayrıca akraba evliliği günah değil mi?”

“Hiçbir şey yapmasına gerek yok. ‘Taklım’ onunla mutlu olacak. Bu bile bana yeter!”

‘Ona verdiğin parayı, imkanları bana ver, ben senin sülaleni mutlu edeyim’ diyesim geldi. Diyemedim.

Milletin ağzı torba değil sonuçta. Şu aralar bir dedikodu dönüyor mahallede. Yok efendim Adnan abinin karısını Behlül öpüyormuş da bilmem ne. Ulan, tanırım ben Bihter Hanım’ı. Hiç de öyle birisi değil. Saçma saçma konuşuyorlar işte. Umarım bu dedikodu gitmez Adnan abinin kulağına.

“Hayırlısı olsun ağabeycim de bir şey soracağım. ‘Taklım’ ne?”

“Nihal küçükken ‘tatlım’ diyemezdi. Canım kızım benim.”

“Saçları yıkayayım mı?”

“Yok sağol evde duş alacağım zaten.”

O sırada içeri kızı girdi. Nihal. Arkasından da Behlül. Parmağında bir yüzük, “Baba Behlül bana evlenme teklif etti” dedi. Aha dedim şimdi mekanım dağılacak. Sikecek Adnan ortalığı. Ama beklediğim gibi olmadı.

“Canım kızım! Hayırlı olsun.”

Ulan benim kızım böyle bir haberi berberde “Bak Behlül bana oyuncak aldı” edasıyla söyleseydi, din iman karışırdı.

“Borcum ne kadar Diren usta?”

“30 versen yeter. Hayırlı olsun bu arada.”

“Sağolasın. Canım kızım!”

Behlül, “Ben de saçımı kestireceğim amcacım, çok uzadı” dedi.

“Buyur delikanlı” deyip oturttum koltuğa.

“3 numara.”

“Saçın uzun bak sonra pişman olma?”

“Çok uzadı. Sıkıldım.”

“Ya bana karılara attığın tripleri atma. Uzman görüşü olarak söylüyorum işte pişman olma diye.”

“Sıkıldım.”

“Hay sikecem.” (İçimden)

Vurdum saçlarını 3 numaraya. Yakıştı şerefsize.

Uğurladım onları.

“Hayırlı olsun tekrar. Yine beklerim.”

Sonra ikinci müşterim geldi.

“Buyur dayı. Bıyıkları mı düzeltiyoruz?”

“Hesap görmek, hesap etmekten zordur yeğen. Hesaplı kes.”

“Hay sikicem.” (Gayet sesli)
 
 
Diren Selimoğlu
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan