Bir Masal İyi Gelir

Bir Masal İyi Gelir | Judith Malika Liberman

İçim öyle zenginliklerle dolu ki açmadan tahmin dahi edemezsiniz. Tabii, açtığınızda gerçekten okumayı da bilmeniz gerekir. Sadece iki gözünüzü açıp okumanızdan bahsetmiyorum. Sonuçta herkesin 2 gözü var, değil mi? Beni daha çok yüreğinizde hissederek okuyabilir, okuduğunuzu anlayabilirsiniz. Beni sadece o iki gözüyle okuyanlar var ya; beni gerçek dışı, mantığa aykırı, eften püften olarak değerlendiriyorlar. Aslında gerçek dışı olmanın olağanüstü olduğunu, okudukça yüreklerine su serpileceğini, içlerinin yumuşacık, pamuk şekeri gibi toz pembeye bürüneceğini bilmiyorlar.

Bu görüşler hep kimlerden çıkıyor biliyor musunuz? Şu mantığına çok güvenip hislerinin sesini duyamayanlardan. Hep gerçeğe uygun olanlara değer verenlerden. Oysa, şu materyalist dünyada biraz hayâl kurmanın, biraz masal dinlemenin kime ne zararı dokunabilir ki? Şimdi, gelecek sesleri duyar gibiyim, “Zararı yok da yararı ne olacak ki?” diye. Şu sıkıcı ve rutine binmiş hayatlarınıza renk gelecek, daha ne olsun? Bunu o çok güvendiğiniz aklınızın anlaması bu kadar mı zor gerçekten?

Mavi Saçlı Kadın

Çocukken annelerimizin, anneannelerimizin anlattığı masalları hatırlamanızı istiyorum şimdi. Sayıları çok olmasa bile, en azından 1 tanesini hatırlayabileceğinizi sanıyorum.

Şimdi o masalı dinlediğiniz ana dönelim: k

Nasıl kendinizi hissediyorsunuz?

Uykunuzun gelmesi dışında, anlatılan hikayenin içerisine girerek gerçek hayatta olmayan kahramanların yerine hiç mi kendinizi koymadınız? Hayâl gücünüzün böylelikle harekete geçtiğini ve yaratıcılığınızın ateşlendiğini hissetmediniz mi?

Ne olurdu yani, hayatlarımız peri masalı kıvamında geçseydi, değil mi ?

Neyse, neyse… Bugün epeyce kalabalık bir gün zaten. Havanın da oldukça soğuk olması belki de insanların dükkana kaçıp biraz ısınmalarını sağladı. Bu kadar çok kitabın arasından beni fark etmeleri oldukça zor olacak. Aslında yeni çıkanların arasına koymuşlardı beni. Saçlarını maviye boyamış bir kadın, beni raftan alıp, uzunca bir süre inceledi. Sonra da kasaya doğru gitti ve parasını verdi.

Dur, Dinle ve Demlen

Benden bir tane daha vardı rafta. Ama onu da biraz önce gözlüklü bir adam aldı ve tekrar yerime koymadı. Aşağıda duran, diğer kitapların üzerinde duruyorum şimdi. Oysa ki, kapağım bile o kadar eğlenceli ki; pembe elbiseli, mavi saçlı bir deniz kızının resmi var üzerimde. Mavi saçlı kadının beni beğenip almasının sebeplerinden biri bu galiba.

En azından kapağımı fark edip eline alan bir kişi “Seç bir masal, dur, dinle ve demlen” cümlesini okuyacak ilk. Nerdeeee, bu devirde biri duracak, masalı dinleyecek ve kendini demlenmeye bırakacak? En hızlının egemen olduğu bu dünyada bunu kim, nasıl yapacak? Bu hız telaşından dolayı hiçbir güzelliği göremediklerini, fark edemediklerini bilmiyorlar.

Bu insanlar için çok üzülüyorum gerçekten. Yarın ne olacaklarını bilmeden, herşey onların kontrolündeymiş gibi en mükemmelini yapmak, en mükemmeline sahip olabilmek için birbirleriyle anlamsızca yarışıyorlar.

Ya bir durun, Allah aşkına!

Dün gece yağan karın ardından kaç kişi kartopu oynamaya indi bakayım? Ya da yağmurdan sonra çıkan gökkuşağını kim izledi gerçekten aranızdan; elinize cep telefonunuzu almadan tabii? En son ne zaman güneş ışıklarının yüzünüze değmesine ve yüzünüzü ısıtmasına izin verdiniz? Peki, cam kenarına konan kumruların kanatlarına bakıp içindeki renklerin tonlarına dikkat ettiniz mi hiç?

Bu hızla nasıl mümkün olsun ki bütün bunlar? Bunları ancak yavaşladığınızda görebilir ve hissedebilirsiniz. Benden söylemesi.

Sivri Zihin, Yumuşak Kalp

İşte beni biraz okumaya başladığınızda yavaşladığınızı, kaslarınızın yavaş yavaş gevşediğini, beyninizin kıvrımlarının açıldığını, yüreğinizin hafiflediğini hissetmeye başlayacaksınız. Ahh, bir şans verebilseniz kendinize.

Belki sizi biraz meraklandırmışımdır. Ne dersiniz? Eğer öyle ise, kapağımı kaldırdığınızda nelerle karşılaşacaksanız, birazcık anlatayım sizlere. Hepsini değil tabii, gerçekten yavaşlamak isteyenler beni evlerine götürecektir zaten.

Önce, seni “Hoş geldin” diye karşılayacağım. “Sivri bir zihin seni hayatta tutar ama yumuşak bir kalp seni yaşatır” diye başlayacağım masallarımı anlatmaya. Neler mi anlatacağım sizlere? Denizde bin balık yakalayabilecekken 3 balık tutan bir balıkçıyı; çölü, rüzgarın üzerinde aşarak gelen bir dereyi; sakar bir meleğin insan kalbine nasıl şekil verdiğini ve daha nice güzel masalı anlatacağım sizlere.

Kalbine Bakma Köşesi

Okumaya devam ederken, “Kalbine Bakma Köşesi” diye bir köşe bulacaksınız. İşte sizi tam 12’den vuracak olan sorularımı orada soruyor olacağım. Biraz durmanızı ve düşünmenizi sağlayacağım. Benim hatırım için; gerçekten içinize dönüp biraz düşünebilir misiniz?

Soruları merak mı etmeye başladınız? Öyle çok fazla ipucu vermeden, sizleri kırmamak için bir iki tane örnek vereyim tamam.

Kalbine ışık verenler nedir?
Kendine bir liste yap ve maddelerden birini seçip, gerçekleştir.

Neye kocaman bir “evet” demek dersin?

Bu köşede aynı zamanda biraz hayalgücünüzü arttıracak güzel cümlelerim de olacak. Sadece benim değil; ünlü yazarların kitaplarından en sevdiğim cümleleri sizlerle paylaşıyor olacağım. Cibran’dan, Buda’dan, Montaigne’den ve daha nicelerinden.

Bu arada sizlere ballandıra ballandıra anlattığım bu masalların yaratıcısını merak ediyorsunuz, değil mi? Çok sevimli, çok sıcak ve samimi biri. İsmi Judith Malika Liberman. Merakınızı uyandırdıysa Instagram sayfasına da göz atabilirsiniz: @judith_malika_liberman

Ahh bir dakika; şimdi bir kadın beni avuçlarının arasına aldı. Önce arka kapağımı okudu, sonra sayfalarımı yavaş yavaş çevirdi. Onları tek tek açarken çıkan kokuyu burnuna doğru çekti. Ahh, kitapsever biri bu. Kokumu sevdiğime göre. İri kahverengi gözleri ve minik elleriyle nasıl da dikkatlice inceledi beni. Sanırım, buradaki işim tamamlanmak üzere, bilmediğim bir evin misafir olacağım artık. Umarım masallarımda buluşuruz.

Görüşmek üzere.
 
 

Yazarın Notu:

“Bir Masal İyi Gelir” isimli kitabı okurken büyük keyif aldığımı hissettiğinizi düşünüyorum. Beni farklı dünyalara sürükleyen bir kitap oldu yine. Hem gülümseten hem düşündürten hem merakımı uyandıran bir kitaptı. Sayfaların çeşitli kenarlarındaki çizimlere de bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim. Çok yaratıcı ve çok renkliler.

Okuyan herkese iyi gelmesi dileklerimle,
Sevgiler
 
 
Demet Uncu