Ruh-u Revan

Gökkuşağı’na…

7 Kasım 2022

Yazı: Gökkuşağı’na... | Yazan: Pınar Sude Genç

Sevgili Gökkuşağı’m,

Size böyle hitap edeceğim çünkü bendeniz Derin ne kadar gökkuşağına doğru ilerlersem ilerleyeyim, yakınlaştığımı sansam bile ona asla ulaşamıyorum. Siz de böylesiniz benim için. Bazen sanrı olduğunuza inanıyorum, evet, yoksunuz. Bazense avucumun içindeki çizgiler kadar gerçek ve yakınsınız bana. Burada mısınız, değil misiniz anlayamıyorum.

Aslında sizinle konuşurken “sen” diye hitap ediyorum size fakat şimdi bu mektubu yazma sebebim olan bu güçlü duyguların müsebbibine “sen” diyemedim, size karşı olan saygım perçinlendi birdenbire.

Sevgili Gökkuşağı; bir fidanın can suyunu, gecenin yıldızları, sevgilinin askeri, ayçiçeklerinin güneşi beklemesi gibi ben de size yaklaşacağım günü amansızca bekliyorum. Fakat bunu nasıl yapacağıma dair hiçbir fikrim yok. Ve beklemekten başka bir çarem de…

Bazen uzun uzun bakıyorum size, her bir ayrıntınızı hafızama kazımak ister gibi; bazen ise gözlerimiz birbirine değdiği an içimde canımı yakan bir kıvılcım parlayıveriyor, hemen başka yöne vermeye çalışıyorum dikkatimi. Sizi yakından gördüğümde elim ayağım birbirine dolanıyor, görüyorsunuz. Bunu bile bile uzun uzun bakıyorsunuz bana. Yaramaz bir kedinin ip yumağıyla zevkle oynayıp onu kördüğüm etmesi gibi oynuyorsunuz zihnimdeki tellerle. Yani hiç değilse ben böyle olduğunu ümit ediyorum, bana kasıtlı bir şekilde uzun uzun baktığınızı.

Belki de varlığımı sadece beni gördüğünüz an hatırlıyorsunuz. Ah, bu düşünce canımı yaktı… Çünkü ben beynimin orta salonunda asılı büyük bir fotoğrafınızı her an zihnimde taşıdığımı sanıyorum. Çivi çakmak yasaktır kuralına aldırmadan.

Sizinle yüzleşemiyorum. Orta salonda asılı fotoğrafınızı görmek size ne hissettirir kestiremiyorum. Kibirlenirsiniz belki, acırsınız ya da kim bilir. Güler misiniz? Sanmam. Ya unutursanız çabucak? Kaybedecek hiçbir şeyim olmasaydı sizi orta salondaki koltuklarda soluklandırırdım biraz. Belki uzanıp daha çok dinlenmek isterdiniz, kim bilir? Ya da ayağınız alışırdı belki, ne bileyim.

Ama ben çok korkuyorum Gökkuşağı. Bir fırtına yaşarım ve ardından o kapkara bulutlar dağılmaz, bir daha güneş doğmaz ve sizi yeniden göremem diye çok korkuyorum. Size gülümseyerek bakmakla yetiniyorum bu yüzden, yetinmek zorunda kalıyorum… Uzaktan.

Derin’den. Sevgilerimle…

 
 
31.03.22
Pınar Sude Genç
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan