Satır Arası

Keyifli Zamanlar

6 Ocak 2023

Yazı: Keyifli Zamanlar | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

Son zamanlarda, kişisel gelişim dünyasında “zorluklarla başa çıkma” üzerine çok fazla yazı ya da videoyla karşılaşıyoruz. Yaşamın çoğu zaman zor olan yüzünü gösterdiği bir gerçek. Yaşamda da bu duruma göğüs germe bir zorunluluk. Peki ya keyifli zamanlar?

“Güzel ve keyifli zamanlar hep çok çabuk geçer” denir her zaman. Gerçekten de öyledir. Güzel bir gün hemen geçerken, gergin ya da stresli bir gün haftalar hatta aylar kadar uzun gelebilir insana. Bu durumun normalliği kabul edilir ilk baştan itibaren ama keyifli zamanları uzatmaya gayret etmek için de birey bir şeyler yapabilir aslında.

Bu durum için ilk önce, birey keyifli olmayı bir sorumluluk olarak düşünmelidir. Anlık zevk veren şeylerin de hayatta olması gerekir elbette ama sadece anlık aktivitelere bel bağlamamak önemlidir. Keyifli zaman geçirmenin, hayatın geneline yayılacak bir durum olması gerektiği inancıyla yola başlamak önemlidir. Bu sebeple, herkes yaşarken hangi unsurlara dikkat edeceğini ve hangi özgürlüklerden asla vazgeçmeyeceğini bilmelidir.

Benlik

Her şeyden önce, birey bir “ben” olduğunu bilmek zorundadır. Kişi “ben” olarak, toplumdaki herkesle eşittir ama kimseyle aynı olmak zorunda değildir. Benliği gelişen birey, kendini değerli görür ve her ne yaşarsa yaşasın kendine olan saygısını kaybetmez. Duygularını tanır ve kötü gibi düşünülen duyguların bile kendine iyi gelen bir yönü olduğunu fark eder. Tüm bunların yanında, beden sağlığı kadar zihin ve ruh sağlığının da önemli olduğunu fark eder. Hayatında yapmayı seçtiği her şeyi bu üç yönü de olumlu etkileyecek şekilde kurgular.

Vazgeçilmemesi Gereken Özgürlükler

Kendini ifade edebilme özgürlüğü, asla ödün verilmemesi gereken bir özgürlüktür. Birey, hiçbir zaman başkaları gibi düşünmek zorunda ya da düşünüyormuş gibi yapmak zorunda değildir. Düşüncesini söyleyebilmeli ve bu söyleminden dolayı asla eleştirilmemelidir.

Başkaları gibi düşünmek zorunda olmayan insan, başkaları gibi hissetmek zorunda hiç değildir. Kişinin duyguları kendine özgüdür. Hiç kimse, duygularından dolayı başka bir kimseye hatta kendine bile hesap vermek zorunda değildir. Bu yüzden duygularını bastırmaya çalışmamalıdır. Kendi iradesi ile duygularını yönetmek isteyebilir ve bu durumda benliğini koruyabilir. Fakat duygularını bastırmaya çalışmak kendi hissetme özgürlüğüne müdahale etmek demektir.

Duygularını özgürce fark eden, düşüncelerini rahatça ifade eden bireyin, hayatının güzel zamanlar ile geçmesi, istediği yönde gelişmesine bağlıdır. Bu çok önemli bir özgürlüktür ve kesinlikle kimsenin elinden alınamaz. Alınmaya çalışılsa bile birey bu özgürlüğünden ödün vermemelidir. Herkesin yetenekleri farklıdır. Herkes bu yetenekler doğrultusunda gelişebilmeli ve yaşayabilmelidir.

Benlik ve vazgeçilmemesi gereken özgürlükler arasında pozitif bir ilişki vardır. Benliğini keşfeden insan, özgürlüklerinin farkında olur ve onlardan ödün vermez; özgürlüklerini bilen ve onlardan ödün vermeyen insan da kendi benliğinden emin olur ve sürekli özünü geliştirerek yaşar.

Temelde bunlara dikkat eden bireylerin de hayatı genel anlamda “keyifli zaman” denilen dilimlerle doludur. Çünkü bu esaslar üzerine yaşayan insanların diğer insanlarla iletişimleri de güzel olur. Çünkü kendi benliğini ve özgürlüklerini gerçekten bilen insan, diğerlerinin de benliklerinin ve özgürlüklerinin farkındadır. Herkesin “ben” olma haline saygı duyar.

İnsanların kendi duygularıyla ilgili durumlarına kızmaz, sinirlenmez. Hiçbir şeyi kişisel algılamaz. Boş yere alınganlık yapmaz. Kimseyle kavgası olmaz.

Kendini bilen birey hayatla ve hayattakilerle didişmez.

Kısacası, kendini tanıyan insanın hayatı keyifli geçer.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan