Gel kardeşim gel, derdime çare, bitmeyen çileme derman ol. Şu sosyal medya canavarında etkin, yetkin diş olan Instagram mecrasında ne ettimse parlayan bir yıldız olamadım. Oysa bu yola girerken ne temiz emellerim ne büyük umutlarım vardı. Instagram’daki buzdan bir heykel misali o mağrur duruşlu…
Merhaba genç dostlarım, Duydum ki bugünlerde biraz öğretmenlerinizin zoruyla, biraz da doğum günüm sebebiyle beni tanımaya, anlamaya çalışıyormuşsunuz. Ve görüyorum ki her yıl olduğu gibi doğum günümü, taze taze tüketilsin diye dondurulan kalıplaşmış kitap cümleleriyle kutlamaktasınız. Evet beni tanımışsınız ama ne yazık ki anlayamamışsınız.…
Pıst, pıst asi ergen!!! Şişt, şişt isyankar genç!!! Ne çok eleştirilmektesin! Sıklette külçe misali sınavlarla ne ağır yüklerin altında ezilmekte, yarıştığın yaşıtların sana dağ gibi gerilip geçit vermezken Ferhat gibi dağları aşkın için değil; geleceğin için delmektesin. En yakın arkadaşın aşılacak her sınavda en…
Bugün dersim yoktu okula gitmedim. Şöyle televizyonu açayım da bakalım ne varmış, dedim. Demez olaydım kardeşim. Kanal kanal gezdim; malum yaz tatili gelmekte, evde bol vakit geçireceğim. Bundan sonra kendimi hep kitapla mı eyleyeceğim, değil mi ama? Televizyondaki sabah ve öğle kuşağı şahaneymiş meğerse.…
Ömer Hayyam’ın ünlü bir şiiri vardır; “Akılla bir konuşmam oldu dün gece; sana soracaklarım var, dedim;” diye başlar. Ben de ikinci bir şahıs gibi aklımla ve vicdanımla konuşurum. Geçen gün bir arkadaşımın basit bir konuda bana göre gereksiz kıskançlığını hissedince “Ben ne kadar kıskancım…
Bahar Bana Fısıldadı; “unutmak”, sandığımız kadar kötü bir şey değilmiş aslında… Siz de benim gibi bahar meftungillerden misiniz? İnsanlarda aramaktan yorulduğum, özlediğim tevazu, heyecan, mutluluk, özgürlük, umut, saflık hepsi bir istiridyenin içinde saklı inci misali kış boyu uyuyan doğada gizlenir sabırla. Güneşle uyanır, yağmurla…
Hepimizin tozlu sandıklara gizlediği; içinde hüznü, sevinci, umudu barındıran anıları vardır. Biz bu anıları karanlık tozlu dehlizinden çıkartıp güneşte parlatıp, şöyle şık bir “hikaye” esvabıyla insanlara anlatmak isteriz. Lakin bir türlü cesaret edemeyiz. Çünkü malum hikaye yazmak güç iştir; sabır ister, özen ister, dile…
Size bir sır vereyim mi? Bizim kronik bir hastalığımız mevcut; iflah olmayan, teskin edilemeyen “ego”. Birçoğumuz bu duygunun mahkumuyuz. Oysa o şişkin egomuza, tevazunun iğnesi bir değse; yalın yaşamanın büyüsüne bırakacağız kendimizi. Bir tohumun, kocaman bir ağaca dönüşmesideki ihtaşımı, bir örümceğin ağını örüşündeki sabrı,…
Zamanınızı iyi kullanabiliyor musunuz? Planlı ve düzenli misiniz ya da fazlaca gamsız ve gayesiz misiniz? Peki her iki şıkkı da işaretlemek mümkün mü? Biz kadınlar; toplumun, geleneklerin ve sosyal statünün gerektirdiği şartlara uyum sağlamaya çalışırken zamanın nasıl aktığının farkına bile varamıyoruz. Ben iyi bir…
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar? Ben yolun yarısını geçtiğimden beri, her sonbahar Cahit Sıtkı Tarancı‘nın Otuz Beş Yaş şiir kitabı ile yaşamı sorgular…