Mutlu Yıllar Robert de Niro

“Bir gün öyle bir yağmur yağacak ki, caddedeki bütün pislikleri temizleyecek.”

– Taxi Driver (Taksi Şoförü), 1976

Sinema tarihinin en önemli aktörlerinden birinin doğum günüydü geçtiğimiz günlerde.

Robert de Niro, 17 Ağustos’ta 74 yaşına bastı. Dile kolay…

Unutulmaz filmler, unutulmaz karakterler ve replikler… Dünyanın en önemli yönetmenleriyle birlikte yapılmış onlarca muhteşem film… İstedim ki bu hafta doğum günü bahanesiyle Robert de Niro filmlerini şöyle bir hatırlayalım…

1969 yılında sinema dünyasına adım atmış, uzun bir süre sıradan ve düşük bütçeli filmlerde rol aldıktan sonra o malum büyük buluşma gerçekleşmiş. 1973 yılında yönetmen Martin Scorsese ile tanışarak sonraki yıllarda da gelecek 8 filmlik bir serüvenin başlangıcını yapmışlar…

Mean Street (Arka Sokaklar) ve ardından 1976 yapımı Taxi Driver (Taksi Şoförü) ile kült sinemanın en iyi kara film örneklerini çekmişler.

Bu arada Francis Ford Coppolla‘nın da dikkatini çeken De Niro, The Godfather (Baba)’daki Vito Corleone karakterinin gençliğini canlandırmak için kamera karşısına geçer.

İşte o filmden sonra mafya filmleri için ne kadar biçilmiş bir kaftan olduğunu sadece yönetmenler değil, tüm sinemaseverler anlayacaktır:

1984 yılında Once Upon a Time in America (Bir Zamanlar Amerika’da), 1987 yılında Untouchables (Dokunulmazlar), 1990 yılında Goodfellas (Sıkı Dostlar) ve 1995 yılında Casino gibi filmlerde de o mafyatik ‘cool’ duruşuyla hepimizi kendisine hayran bırakacaktır.

Robert De Niro, tıpkı aynı jenerasyondaki Jack Nicholson’lar, Al Pacino’lar, Dustin Hoffman’lar gibi her role bürünüp hepsinin altından da başarıyla kalkabilecek kapasitedeki yeteneği ile 2 Oscar ödülü de almıştır.

Evet popüler ödüller hiçbir zaman belirleyici olamazlar ama Raging Bull (Kızgın Boğa) filminde canlandırdığı boksör Jack Lamotta karakteri için girdiği inanılmaz fiziksel değişim ve muhteşem oyunculuğu ile 1981 yılında En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını sonuna kadar haketmemiş miydi? (Hemen hatırlamakta fayda var, aktör daha önce de The Godfther, Bölüm 2 ile En İyi yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü almıştı.)

Bu büyük oyuncunun kariyerine baktığımızda ne tek tip filmler görürüz, ne de tek tip roller.

Gün gelir Cape Fear (Korku Burnu)’ndaki psikopat suçlu, gün gelir Meet The Parents (Zor Baba) gibi eğlenceli bir filmde damadına kök söktüren kayınbaba, gün gelir Jackie Brown‘da serseri bir katil, gün gelir efsanevi Frankenstein olarak karşımıza çıkar…

Ama bunların arasında öyleleri vardır ki, özellikle büyük oyuncularla karşılıklı döktürdükleri filmler…

Örneğin koskoca film boyunca sadece tek bir sahnede Al Pacino ile karşılıklı oynadıkları 1995 yapımı The Heat (Büyük Hesaplaşma). Veya Dustin Hoffman ile 1997 yılı filmi Wag The Dog (Başkanın Tüm Adamları). Yada Robin Williams’la 1990 yılında Awakenings (Uyanış). Her ikisinin de ilk şöhret yıllarına ait unutulmaz filmleri The Deer Hunter (Avcı)’da Meryl Streep ile… Herbiri altın değerinde filmler değil midir?

Tabii ki öncelikli olarak oyunculuğu ile ön planda olan De Niro’yu, uzun kariyerinde çok iyi filmlerde, çok önemli rollerde görsek de yönetmenlik denemelerinde de bulunmuştu.

Bunu sadece 2 filmle neden sınırlandırdığını merak ettiğim oyuncu ilk olarak 1993 yılında A Bronx Tale (Bronx Hikayesi)’nde Chazz Palminteri ile birlikte rol almıştı. Daha sonra ikinci ve son olarak yönettiği ve Angelina Jolie, Matt Damon ve Alec Baldwin gibi oyuncularla birlikte rol aldığı film 2006 yapımı The Good Shepherd (Kirli Sırlar) oldu.

Onlarca film arasından sadece birkaçından söz etmek zorunda kaldığım bu efsane aktöre uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum. Umarım bizi daha nice enteresan karakterlerle dolu büyülü dünyalara sürükler.

Favori 5’li :

1-The Deer Hunter (Avcı) – 1978
2-One Upon a Time in America (Bir zamanlar Amerika’da) – 1984
3-Casino – 1995
4-Analiyze This (Anlat Bakalım) – 1999
5-Meet The Fockers (Zor Baba ve Dünür) – 2004

Ve tabii ki hepinize sinema ve sanat dolu bir pazar ve hafta diliyorum…

Ali Ballı