Cadı Sanatı

Gücün Verdiği Cüret

28 Ağustos 2017

21 Ağustos, 2017
Saat 23:41

İnanamıyorum. Biraz önce öyle bir Troll vakası yaşadım ki bunu yazmazsam bünyemden atamayacağım. [ Internet üzerinden yapılan bu psikolojik taciz olaylarını anlattığım ilk yazımı da okumak isterseniz linki buraya ekliyorum: Internet Trolleri ]

Bu gece şahit olduklarım, Orwell’in Hayvan Çiftliği’ni yeniden takdir etmeme neden oldu ya, o da ayrı. Güç gerçekten sersemletici bir etkiye sahip her halde. Birazı bile, elinde tutanın aklını yitirmesine sebep olabiliyor anladığım kadarıyla.

Daha önce Bookstagrammerlar hakkında da yazmıştım.[Bookstagram] Hani şu kitap bloggerları, hatta kendi takip ettiklerimin de Instagram adreslerini paylaşmıştım sizinle. İşte biraz önce içlerinden hem de çok beğendiğim biri, Instagram’ın hikaye akışında bir paylaşımda bulundu. Başka bir kitap bloggerının kitaplarla çektiği fotoğrafı beğenmemiş, beğenmediğini de oldukça aşağılayarak belirtmiş, ardından profil sahibinden aldığı cevaptan da hoşlanmayınca kadının bin kişilik profilini kendi kırk bin kişilik takipçisine ilan ederek, ‘Gerekli cevabı siz verirsiniz.’ yazmış.

Önce okuduklarıma inanamadım. Sonra tabi ki merakıma yenik düşerek profile girdim. Bir kütüphanenin önünde yerdeki kitapların üzerinde ayakta duran, arkadan gördüğümüz bir kadın fotoğrafı, altında da kitapların onu çocukluğundan beri yükselttiği, bir nevi merdiven olduğuna dair metafor yüklü bir yazı. Fotoğraf çok güzel mi? Hayır değil çünkü profesyonel değil, son derece amatörce çekilmiş bir fotoğraf ama altındaki yazı hiç de öyle eline kitap almamış bir kadından çıkma bir metin değil.

[Üstte gördüğünüz, kitapların üzerine topuklularıyla çıkmış kadın fotoğrafını, bu sitenin diğer fotoğraflarını da aldığım dünyanın en büyük görsel satış sitelerinden birinden indirdim. Yani bu fotoğrafı kullanmak için para ödedim. Yani bu ne demek oluyor? Amatör bloggerımızdan çok çok daha önceden beri kullanılan bir poz bu. Ve tüm dünyaca da kabul görmüş ki insanlar bu görsele sahip olmak için para ödüyor…]

Benim takip ettiğim ve 40 Bin takipçiye sahip hesapta fotoğraflar işte üstteki görseldeki kadar güzeldir. Profesyonel makineyle ışık, objektif ayarları hesaplanarak çekilmiş, bir dergiye basılabilecek kalitede fotoğraflara sahiptir kendisi. Beni de zaten ilk başta bu karelerin büyüsü çekmişti.

Şimdi gelelim sorularıma. Birincisi, herkes bu kadar estetik fotoğraflar çekmek zorunda mı? Bu; imkan, fotoğraf bilgisi ve son derece pahalı ekipmana bağlı değil mi? Bunlara sahip olmayan fotoğraf çekmesin mi, yeterince estetik olmuyor diye? Oysa ki dünyada son dönem hüküm süren selfie manyaklığı, narsist nesiller yetiştiriyorken, bence keşke herkes kitap fotoğrafı çekip paylaşsa ve bir nebze olsa başkalarına ilham olsa.

Kırk binlik kitap bloggerımızın müritleri tabi hemen bizim amatör bloggerımızı topa tutmaya başkadı. “Kitaplar ayaklar altında değil baş tacı olmayı hak ediyor.” cümlesini okuduğumda güleyim mi, ağlayayım mı bilemedim. Arkadaşlar kitaplar kutsal nesneler falan değil, yerlerde sürükleyin demiyorum elbette hatta ben kitabı kıvırmadan iki elle tutan, yaprak kıvırmamak için ayraç kullanan takıntılı bir insanım ama bu benim takıntım. Okuduktan sonra daha doğrusu bu gece olanlardan sonra okumanın işe yaramadığını anladım. Okuyup, özümseyebildikten sonra isterseniz gece uyurken başınızın altına koyup yastık yapın…

Kimin nasıl değer vereceğini kendi yargılarımızla belirleyemeyeceğimiz gibi dikte etmeye de hakkımız yok. Ama sanırım beni en çok adaletsizlik duygusuna sürükleyen kendi halindeki bir kadına durup dururken hakaret edilmesi, ardından aynı tonda aldığı ve bence son derece mantıklı cevap karşısında hırsa düşüp, takipçilerine kadının hesap adı verilerek hedef gösterilmesiydi. Tabi öyle koyun bir kitle de var ki kendi oturup iki saniye düşünmeden aldığı bu emirle harekete geçen, onlar ayrı bir yazı konusu zaten.

Elbette ben tam tersini yaptım. Amatör bloggerımızı savunan kısa bir yorum yazdım, ardından da hiç hoşlanmadığım bir davranış şekli sergileyen kırk bin takipçili hesabı da takip etmeyi bıraktım. Çünkü hep savunduğum gibi sosyal medyada tek hakkınız budur, fazlası özgürlüğe müdahaledir. O bu davranış şeklini seçerse ben de bırakma hakkımı kullanırım ama hakaret etmem.

Daha yorumun yayınlanmasının ardından iki dakika geçmeden, profesyonel bloggerımızdan bir mesaj düştü hesabıma. “Bari sen yapma.” diyordu. Kendine güven ve sorgulama hala devam ediyor. Azarlanma sırası bana gelmişti sanırım. Anlattım ne hissettiğimi ama anlayabildiğini sanmıyorum.

Amatör hesap bir kaç dakika içinde herkese açık olan profilini gizliye çevirdi. Çünkü kendi halindeki hesap birden bire birçok kişinin hedefi haline geldi. Bu taciz değil mi? Ne cüretle insan kendinde böyle bir hak görerek bir insanı hedef haline getirebilir? Suçu da kitabın üzerine basmak 🙄

Profesyonel hesap onu takip etmeyi bırakmış olmama rağmen yeterli görmedi her halde ki beni engellemiş. Buna da pek anlam veremedim. Suçum katliamına katılmamak ve haksız olduğunu söylemek 🤔 Yapacak bir şey yok ömrümce güçlünün değil haklının yanında oldum. Siz de beslemeyin lütfen bu Trolleri…

Allah aşkına bunlar bir de kitap okuyan insanlar. Onlar bunu yaparsa, elbette…

Devamını getiremeyeceğim çünkü durumun vahimliği çok canımı sıktı gece gece…

Didem Çelebi Özkan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

4 YORUMLAR

  • Yanıtla Ilgın Cenkçiler 28 Ağustos 2017 at 14:27

    Yazdığın gibi özümsedikten sonra kişinin kararı ister atar, ister yırtar, ister nesilden nesile aktarmak için saklar ya da turşusunu kurar. Burada sorun insanların empeti yeteklerinin yoksunluğu, hıncı , öfkesi, tahammülsüzlüğü…

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 28 Ağustos 2017 at 14:52

      Aynen öyle bi’ tanecim; başkaların kararlarının ‘yanlış’, tek doğrunun ise kendi yaşam şekli olduğunun sanılmayacağı yarınlar umut ediyorum…

  • Yanıtla Zeynep Kırker 28 Ağustos 2017 at 16:21

    Süpersin, haklısın. Çok güzel konulara değiniyorsun. Güçlü cahilse kabus.

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 28 Ağustos 2017 at 19:20

      Canımmmm Zeynep Ablam, nasıl mutlu ediyorsun beni her yorumunla. Kucak dolusu sevgiler ❤️❤️❤️

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan