Kadın İsterse

Kadın isterse; başı bedenden, kalbi yerinden, ağacı kökünden sökermiş. Günaydın öyleyse dünyayı yerinden oynatacak güçlü ruha sahip kadınlara!

Yapılan tüm araştırmalar kadınların daha güçlü cinsiyet olduğunu göstermektedir. Rahimde daha hızlı olgunlaşan kadınlar, kötü hayat şartlarında erkeklerden daha uzun yaşayabilirler.

IQ testlerinde de erkeklerden üstün oldukları görülür. Tüm bunlar sadece istatistiksel verilerle kalmıyor, ilham alabileceğimiz düzinelerce yaşam örneği ve hikayesi var.

Bu hafta bu hikayeler ile kadının toplumdaki yerini konuşacağımız, bunlara ilave kendi görüş ve yorumlarımı derlediğim bir yazı kaleme aldım.

Hassas ve bir o kadar da önemli bu konuyu okurken edindiğiniz izlenimleri, ayrıca belirtmek istediğiniz noktaları yazının bitimindeki yorum bölümüne iliştirebilirsiniz!

Bizim için hayat ana rahmine düştükten sonra başlasa da, dışarıda bizi bekleyenler için daha bir fikirken başlar, geleceğimiz konulu düşünceler, cinsiyetimizin tahminleri, ya öyle olursa ya böyle olursalar…

Khaled Hosseini

Khaled Hosseini [@khosseini] romancı ve doktor, şu anda ABD vatandaşı, bizim deyişimizle Halit Hüseyin’in kitaplarını okurken içim hep burulur ve hâlâ kadınların hor görüldüğü, kız çocuklarının bir yerlerde gerçekten istenmediği gerçeği ile yüzleşirim. Belki de bu aralar o nedenle biraz hassasım konu kadın olunca…

Bu aralar elimde Bin Muhteşem Güneş isimli kitabı ile dolaşıyorum Halit Hüseyin’in. Cinsiyet ayırt etmeksizin kaleme aldığı cümleleri ve bakış açısı var beyefendinin. Aslında bu takdir edilesi bir durum, belki bu takdire da gerek yok aslında, zaten böyle olmalı…

Afganistan’daki hayatın özellikle o dönemlerde nasıl işlediğini siz de merak ediyorsanız okumanız için bu kalemi kuvvetli yazarın birkaç kitabını iliştiriyorum şuraya;

– Uçurtma Avcısı
– Bin Muhteşem Güneş
– Ve Dağlar Yankılandı

Feminizm

Cümlelerimin “feminist” kalıbına sıkıştırılmasından veya karşı cinslerin, ağzımdan daha kadın lafı çıkarken “Aman sen de mi şu feministlerdensin?” saldırılarından artık bulantı geldi. O zaman cehaleti bir kenara bırakıp biraz öğrenelim, ne dersiniz?

“Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik muhtelif ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan harekettir.”

Vikipedi böyle söylemiş. Biraz da bunu günümüz şartları ile harmanlayarak açalım…

Kadınların da en az erkekler kadar hareket ve seçme özgürlüğü olması gerektiğini savunan ve bu doğrultuda siyaset yapan feministler bunu “erkekleşmek” adına değil, en doğal insan haklarını yaşama geçirebilmek adına yaparlar.

Feministlerin “erkekleşmiş” olduğu iddiası, en temel insan haklarını sadece erkek cinsinin hakları olarak gören ve bu hakları ancak erkeklerin icra etme hakkı olduğuna inanan ataerkil düşüncenin sonucu oluşmuş bir iddiadır.

Biraz da doğrucu olalım;

“Cüzdan taşımam yanımda sevgilim var,”
“Geçimimize ortak olmam sonuçta bunları erkek yapar,”

gibi düşüncelerimiz varken kalkıp feminizm olgusunu savunursak erkeklerin haklarını ihlal etmiş oluruz sevgili okurlarım. Bakın burada da ince bir çizgi var…

Aslında tüm bu bahsettiklerimi bir kenara bırakacak olursak ve siz benim daha derinlerdeki fikrimi merak ediyor olursanız; kadınlar arasındaki şiddetin, hor görmenin, eziklemenin, aşağılamanın, erkeklerin kadına tepki ve hususundan daha fazla olduğunu düşünüyorum.

Kadınlar olarak hemcinslerimizin toplumdaki değerini bu kadar düşürmeye çalışmak neden?

Gözlerinizi bir kapatın ve düşünün herkes mutlu olsa bu kişilerin kendi huzurlarından çok sizin hak ve huzurunuzu etkilemez mi?

Ülkemizin bazı konulardaki hassasiyeti ve bunlara verdiği tepkiler beni çok onurlandırıyor, gururlandırıyor. Son dönemlerde hayvanlara karşı oluşan artı bir duyarlılık, çocukları el üstünde tutma, şiddet gören kadının yanında olma gibi şeyler, iyi ki de böyle 🙏🏼

Kızının eline erkek eli değdi diye namus adı altında kızının ölmesi gerektiğini düşünen anneleri, toplum her ne kadar küçük ya da komik çekişmeler olarak algılasa da çoğu zaman vahim sonuçlara neden olan gelin-kaynana veya gelin-görümce çekişmelerini düşündünüz mü?

Peki ya kraliyet ailesine gelin gitmişçesine birbirleriyle yarışa giren, birbirlerinin düşkünlüklerinden keyif alan elti çekişmelerini?

Tacize uğrayan bir kadına yine kadın olan arkadaşları tarafından “Hak etti, zaten etek giyiyordu, askılı giyiyordu, zaten şöyleydi, böyleydi,” şeklindeki karalamaları ya da tesettür tercih etmiş bir kadına diğer kadınlar tarafından “medeniyetsiz ya da modern değil” gözüyle bakılmasını düşündünüz mü?

Hepsi ne kadar acı, ne kadar yıkıcı.

Savaşmamız gereken konu karşı cinslerin müdaheleleri derken gözler hemcinslerin üzerine yöneldi. Hatta başka bir hemcinsinin mutluluğunu kıskanıp evladı için kötü cümleler sarf eden insanları bile gördü bu gözler, duydu bu kulaklar 🤭

Bu karşı tarafı değil sizi üzer, mutsuzluğunuzu kusmanız sizi içten içe bitirir. Ama mutluluğunuzu paylaşsanız her şey çok daha güzel olur. Zaten yeterince üzüleceğimiz anlar yaşamıyor muyuz şu hayatta? Bir de üstüne ilaveye ne gerek var?

Özgüveni eksik kadınların şiddeti

Özgüveni olmayan bir kadın, çevresindeki tüm güzel kadınları adeta potansiyel bir tehlike olarak gördüğü gibi henüz tanımadan onlara adeta bir düşman gözüyle bakar. Hem sevgilisi hem de bulunduğu çevresi tarafından en beğenilen olmak ister. Etrafında bu durumu sekteye uğratacak güzel bir kadın olduğu zaman, tüm naifliği ve albenisi gider, yerine kötü niyetli bakışlar atan çirkin bir kadın gelir.

Kadının kadına yaptığı şiddeti okul sıralarında bile görüyoruz. Sen benim sevgilime baktın bahanesi altında liseli kızların öldüresiye bir erkek edasıyla kavga etmeleri, kadının kadına tahammülsüzlüğünün, kadının kadına şiddetinin en açık göstergesidir.

Birbirlerine hem fiziksel hem de psikolojik şiddet uygulayan bu kızların durumu yetişkin olduklarında değişmeyecek ve daima öz güveni olmayan, kavgacı, dedikoducu, kıskanç bir kişilikle hayatlarını sürdürecekler.

Nasıl ki bir kartopu yuvarlandıkça çoğalıyorsa; mutluluk da ne kadar kişiye ulaşırsa o kadar çoğalır.

Saygılı çocuklar yetiştirmek bizlerin elinde, belki bu dünyanın düzenini tam olarak iyileştiremeyiz ama bu dünyanın gelecekteki düzenini yetiştirdiğimiz çocuklarımız ile sağlayabiliriz.

Ne demiş Ata’m;

“Türk kadını, daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir.”
— Mustafa Kemal ATATÜRK

Hayat renkli, günler şeker 🍭

İrem Savaş

Not: Feminizm üzerine sitemizde yayınlanan diğer yazıların linklerini buraya ekliyorum. Konu üzerine okumak isteyenlerin ilgisini çekebilir.

Yazılar:

– Didem Çelebi Özkan, 31 Temmuz 2017 | Bir gün… Evet bir gün…
– Didem Çelebi Özkan, 23 Kasım 2017 | Neden Hümanist Değil De Feministtim?
– Didem Elif, 30 Mart 2018 | Kadın Bedeninin Muhteşemliği
– Didem Çelebi Özkan, 16 Temmuz 2018 | Kim Meta?!
– Gönül Verim, 28 Temmuz 2018 | İyi ki Kadınım
– Didem Çelebi Özkan, 10 Eylül 2018 | Feminist Oğullar

Öyküler:

– Özge Can, 28 Ocak 2018 | Nefes
– Özge Can, 13 Ocak 2019 | Kimlik