Üçüncü Göz

Köklerine Sarılıyor İnsan

19 Ekim 2020

Yazı: Köklerine Sarılıyor İnsan | Yazan: İlayda Oylum Güleryüz

Köklerinden sarsılır mı insan, ağaçtan bir dal kopunca? Sarsılınca sarılmak istedim. Peki ya devrilir mi insan? Devrilmese de nasıl bir sarsıntıdır bu. Yer yerinden oynuyor kimse görmüyor, duymuyor, bilmiyor… Beden ise unutmuyor.

Babamın vefatının 11. yıl dönümü.

Birkaç haftadır bir sallanmadır ki sormayın gitsin. Yazlık kışlık yapacakmışsın da mayoları kazakların içine sıkıştırıyorsun sanki. O derece bilemeyebiliyorsun neyi nereye koyacağını, elinde kalan duyguyla ne yapacağını.

Yıllar geçtikçe nasıl da saymıyor günleri insan. Oysa kapı ardına kadar açık ve dan dan dan çalıyor. Duyuyor muyum? Bazen.

Ve inanın bazenler çoğalıyor bazen. Bir yazarlık atölyesinde hocamın bana melodram yapma yazarken dediğini de aklımda tutarak yazıyorum bunları. Peki ama hislerim, böyle. Bastırdığımız her şey ise nasıl da denizin üstünde beyaz bir tüy parçası. Şans mı getirir, hafifletir mi, hüzünlendirir mi orası parmak izi kadar öznel.

Diyeceğim o ki bazen kalemi ağır, gönlü suskun ve bakışları donuk olur insanın. Tam da o matemin kendisidir yaşanan.

İşte bu sabahın seherinde, gözyaşlarım anılarda, şu satırlar döküldü kağıda. Bir de şiir ilişti sonuna ve ben biraz duruldum.

“Bugün olsa Şebo sana dede olacağını müjdelerdi… Biz sevinçten havaya uçar, bir de bunu kutlardık. Kahkahamız ise yan mahalleden duyulurdu. Biz bunu yine yapıyoruz. Ben sana neler yaptığımı anlatırdım, sen bir de başka yolların mümkün olacağını söylerdin. Ben yine anlatıyorum

O yolları yine arıyorum, senle olduğumdan daha çok düşüyor, kanıyor, görüyor, yanılıyor, kayboluyor, deniyorum. Özleme bugünü ekledim, seni çok ama çok ama çok özledim. Gün geçtikçe azalan kelimelere bugün bir yenisini söyledim. En çok farklı düşüncelerini, kimsenin görmediğini görüşünü, boynumdan öpmeni, bize fikir vermeni, bununla eğlenmeyi ve ‘Oyluş en güzel çilek senin, gel ye’ demeni, odama kahvaltıyı getirmeni özledim. Yine gene; şaire ve herkese selam, sana özlemle….”

“Ruhumun dalgaları, koşup kabarmayınız.
Her damlanız tutuşan göğsüme birer bıçak.
Kalbim bir kayadır ki nerdeyse yıkılacak,
Hayalden köpüklerle kalbimi sarmayınız.
Dümdüz olsam diyorum ve kumlu bir sahili
Yalayan sular gibi siz de yavaşlasanız.
Bilmediğim yeni bir masala başlasanız,
Çekilse kulağımdan hatıraların dili.
Ey eski günler artık bana yaklaşmayınız,
Ey hayaller, vurmayın kalbimin sert taşına.
Bütün bir hayat bile değmez bir göz yaşına,
Ruhumun dalgaları, köpürüp taşmayınız.”

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

7 YORUMLAR

  • Yanıtla Hafize Dikaltin 19 Ekim 2020 at 16:52

    Seni en çok ben yaralarından öperim bilirsin. Belki de yaralarımızı öpüştürdüğümüz içindir bu cana can, kana kan olmamız.
     
    Ne güzel bir özlem yazısı, tıpkı diğer tüm anlamlı yazıların gibi ruhumun en derinini okşadı.

  • Yanıtla Demet Uncu 19 Ekim 2020 at 16:55

    Yüreğinin derinliklerinden dökülenler beni de etkiledi Oylum. Benzer acılara sahip olan insanları, o yaralar yakınlaştırırmış. Bahsettiğin o büyük özlem var ya, hiç bitmiyor. Bitmedikçe yokluğu daha da acıtıyor canını. Kaybedilenlerin arkasından, kendim için tek düşündüğüm, “O beni nasıl görmek isterdi?” sorusuna verdiğim yanıtta gizli olacak.
     
    Bu vesile ile sevgili babacığına rahmet diliyorum. O senin sevgini, özlemini belki de hissediyordur.
     
    Yüreğine sağlık Oylum.

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 19 Ekim 2020 at 17:45

    Demet’in Kahramanım yazısını okurken olduğu gibi bugün de senin cümlelerin akarken gözlerimin önünden yaşlar da yanaklarımdan süzülüyordu. Sen, ben ve sevgili Demet… Bu acıyı bilenlerden biri olarak bu konuda çok da teselli cümlesi olmadığının bilincinde sadece güç diliyorum sana.

  • Yanıtla Burak Süalp 20 Ekim 2020 at 13:20

    Sevgili Oylum, sana sabır, sevgili babana huzur diliyorum. Kalemine sağlık sevgili arkadaşım.

  • Yanıtla Seda Çağlayan 20 Ekim 2020 at 19:17

    Çok çekinerek okudum yazını Oylum. Hayatta en korktuğum acı ile yüzleşmek istemedim. Ama merak da ettim acaba nasıl cümlelerle anlattın diye. Okudum sonunda. Keşke, keşke sana verebilecek bir tavsiyem olsa o koca boşluğu az da olsa doldurabilmen için. Ama yok işte. İnsanın en zayıf, en tamir edilemez duygusu bu yokluk. Bilmesem de yazdıklarınızdan öyle anlıyorum. Hayat sana olabildiğince cömert davransın. Aklıma bir tek bunu söylemek geliyor. Çok çok çok sabır diliyorum. Babacığın nur içinde uyusun.
     
    Ve teselli etmek için değil ama gerçekten inandığım için şunu da eklemek istiyorum; içinde bulunduğumuz düzen bu kadar basit olamaz, bir sevdiğimiz aramızdan ayrılınca sonsuza dek gitmiş olamaz. Gerçekten ruh, enerji, adını ne koyarsan artık, o “şey” bizimle olmaya devam ediyor. Bence gözle görülemeyen eller daima omuzlarınızın üzerinde. Bunu düşünmeye çalış.
     
    En içten sevgilerimle
    Seda

  • Yanıtla Gökçe Çiçek Gönülaçar 22 Ekim 2020 at 19:16

    “Babalarını Kaybedenler kulübü” diye bir yer var. Zamansız, mekansız, özlem dolu. Kabullenemeyişlerin sessiz çıglıklara dönüştüğü bir yer. Sen de oradan hepimizin gönlüne su olup akmışsın.
     
    Oylumcuğum, babasını çok özleyenlerden biri olarak şu an yanaklarımdan akan yaşlarla bitirdim yazını. Acılar ortak…
     
    Ne güzel dökmüşsün kelimelere.
    Hepimize sabır dileyerek tebrik ediyorum seni.

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 22 Ekim 2020 at 21:08

    Selam Oylum;
     
    Ne yazılır böyle bir yazının altına bilemedim. Babana Allah’tan rahmet, sana da sabır diliyorum.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan