Müzik

Sticky Fingers | The Rolling Stones

25 Şubat 2021

Sticky Fingers


Sticky Fingers, The Rolling Stones

Sanırım sene 1991, Kadıköy’de Woodstock Cafe’de harika bir müzik grubumuz vardı, müzik yapan değil, müzik dinlemeyi çok iyi bilen bir gruptu. Woodstock’un kurucularından Salih bizi çok iyi anlamıştı. Biz grup olarak rock müziğine hayrandık ve hepimiz müziğe aç bir şekilde okula gider gibi evden çıkıp sabahtan akşama kadar bu yerde çay içip, domatesli kaşarlı sandviç yiyip müzik dinliyor ve tartışıyorduk. Öylesine iyi dinleyen ve dinlediklerini özümseyen bir gruptuk ki bugün hâlâ bu grubun bütün üyeleri iyi derecede rock müziği bilirler ve hemen hepsinin iyi bir arşivi vardır.

Woodstock ve orada dinlediğim rock müziği üniversite yıllarımın iki senesini yedi. İki sene boyunca çoğunlukla okula gitmeyip sabahtan akşama kadar rock müziği dinledim, araştırdım, okudum ve arşiv yapmaya çalıştım. Kısacası başka bir okula 2 sene devam ettim desem yalan olmaz. Woodstock bir rock okulu idi ve sanırım ülkenin en iyi rock okuluydu. Üstelik birkaç çay ve bir sandviçe bu eğitimi alıyorduk. Bir tek fotoğraf yok elimde o günlere ait ne yazık, gerçekten rüya gibi günlerdi.

Sticky Fingers

Sticky FingersYine okula gitmediğim bir gün, öğlen saatleri ben ve birkaç arkadaşım kafenin alt katında müzik dinliyor, arada dışarı çıkıp kafenin önünde muhabbet ediyorduk. Salih “Bakın bugün size ne dinleteceğim” dedi, hemen bir plak çıkardı. Plak kapağı enteresandı, belli ki bir erkek mavi kot pantolon giymiş, tam bel hizasından önden ve arkadan fotoğrafı çekilmiş, plak kapağına resim olarak yapıştırılmış. Daha ilginç tarafı pantolonun fermuarı orijinal bir fermuar, fermuarı açıp kapatabiliyorsunuz ve plak böyle kaptan çıkıyor gibi bir izlenim yaratılmış. Albümün adı Sticky Fingers. 1971 yılına ait. Peki kim yapar böyle güzel bir albümü? Tabii ki The Rolling Stones.

Albüm kapağı zaten yeterince güldürmüştü bizi fakat plağı çaldığımızda yüzümüzdeki gülüş yerini ciddi ve düşünceli bir hâle bıraktı. Hiçbir şarkı bir diğerini aratmıyordu, her dinlediğimiz en güzel şarkıydı sanki. Brown Sugar ile başlayan albüm adeta tek solukta Moonlight Mile ile sona eriyordu. Rock ve Blues’a ait her türlü örneğin olduğu bir albümdü bu. Mesela içinde Mississippi Blues‘un en güzel örneklerinden Fred McDowell şarkısı olan “You Gotta Move” isimli parça da vardı, psychedelic rock çağrışımlı Sister Morphine şarkısı da. Ama bu albümde iki parça vardı ki beni hâlâ ilk dinlediğim günkü kadar etkiler ve ne zaman dinlesem bu şarkıları duyabildiğim için kendimi şanslı hissederim.

Wild horses, couldn’t drag me away (Vahşi atlar beni uzaklara sürükleyemez)

Bugün bile nerede duysam, her şeyi bırakır bu şarkıyı dinlerim.Sticky Fingers

Childhood living
Is easy to do
The things you wanted
I bought them for you
Graceless lady
You know who I am
You know I can’t let you
Slide through my hands
Wild horses
Couldn’t drag me away
Wild, wild horses
Couldn’t drag me away

Bu şarkı öylesine güzel bir rock şarkısıdır ki anlatması zordur. Hâlâ dinlemediysen mutlaka dinle, bana hak vereceksin. Sanırım bu şarkı 1969 yılında yazılmıştı ancak 1971 yılında kayıt edildi ve albümdeki yerini aldı. İlk olarak grubun şiir gibi gitar çalan gitaristi Keith Richards yeni doğan oğlu için yazmış ama sözleri bir türlü kafasında netleşmemiş, turneye çıkacağı için onu özeyeceğini düşünerek böyle bir özleme ait yazmak istemiş şarkıyı. Sonra söz ve müziği ile Mick Jagger’e yolluyor, o sırada Mick’in çok coşkulu, ele avuca sığmayan bir sevgilisi var, yanında bile olsan onu özleyeceğin türden bir kadın. O da bu şarkının sözlerine ekleme yaparken bu kadını düşünerek yazıyor ve böylece her şekilde özlemle dolu bir şarkı ortaya çıkıyor. Kelimelerle ifade edilemeyecek güzellikte bir şarkı!

Hüzünlüyüm…

As I stand by your flame
I get burned once again
Feelin’ low down, I’m blue
As I sit by the fire
Of your warm desire
I’ve got the blues for you, yeah

Bu şarkının hikayesine girmek yerine, seninle bu şarkı ile ilgili düşüncelerimi paylaşmak isterim.

Öncelikle, hem sözleri hem de müziği ile nasıl da melankolik, duygu dolu, Blues’un zirvelerinde dolaşan bir şarkıdır bu. Son derece basit akorlarla başlar bu şarkı, biraz gitar biliyorsan girişini son derece kolay çalabilirsin. Şarkı, Sol majör (G) – Re Major (D) – Mi Minor (Em) – Do Major (C), klasik 1-4-5 Blues yapısında bu dört akor temelinde nefeslilerle süslenmiş, adeta bir Blues anıtı gibi dikilir önüne. Mick Jagger, çoğu zaman konuşur gibi rahat anlatacaktır şarkının hikayesini sana.

Hüzünlü anlatımın doruğa ulaştığı bir anda, araya Do minör ve Sol major akorları arasında dolaşan öyle bir org solo girer ki adeta nefesini keser. Bu nitelikli solo seni bir an soluksuz bırakabilir ama rahat ol, sonra nefesliler hemen yardıma gelecek ve tekrar nefes vererek ayağa kaldıracaktır seni. Yine de şarkının duygusal teması olan “hüzün” şarkı boyunca senin etrafında olacaktır.

Bir yorum ustası

Mick Jagger, Washington DC KonseriHem yukarıda anlattığım bu şarkılarda hem de hemen tüm Rolling Stones şarkılarında önemli bir noktaya değinmek isterim, Mick Jagger, onun sesi ve yorumu!

Bana sorarsan, bağırıp çağıran birçok rock vokalistinden katbekat üstün bir yorumcudur Mick Jagger. Bu önemli yorumcu, şarkı söylemek, iyi yorumcu olmak adına, akademilerde okutulacak kadar özel bir yere sahiptir.

Sesi güzel midir, bana sorarsan değildir ama öylesine derinlikli yorumlar ki şarkılarını o şarkıyı çok daha iyi sesi olan bir başkası yorumlasa böylesi bir etki veremez. Mick Jagger bir yorum ustasıdır, şarkıyı söylemez anlatır, söylerken aynı anda sözlerin üzerine sahne kurar ve senin zihninde bir rock draması oynar. İşte bu gerçek bir yorum ustalığıdır. Dinleyicinin zihninde sahne kurabilmek ve dinleyiciyi istese de istemese de onu sahnenin içine sokabilmek, bana göre bu derecede bir yorum gücü olan rock vokalisti parmakla sayılacak kadar azdır.

Gitar derslerinde, zaman zaman öğrencilerimle şarkı okuma usullerini konuşuruz, fikirlerimi onlarla paylaşırım. Şarkı okuma usullerini anlatırken mutlaka değindiğim bir yorumcudur bu özel kişi. Böyle örnekler, güzel sesli olmanın bir şans olduğunu ama doğru şarkı söylemek için hiç yeterli olmadığını, derinlikli yorum ve anlatımın asıl özel olduğunu bize açıkça gösterir.

Rolling Stones’un Sticky Fingers isimli bu nitelikli albümü herkesin fırsat buldukça gerek gitarı, gerek sesi ile bağırdığı bu müzik dünyasında, yeri geldiğinde usulca fısıldamanın çok daha derin anlamı olduğunu görmek, öğrenmek ve Rolling Stones’u tanımak için iyi bir örnek olabilir.
 
 
Özgür Ay
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Pınar Sude Genç 28 Şubat 2021 at 11:43

    Müthiş bir yazı olmuş, tebrik ederim!

    • Yanıtla Özgür Ay 28 Şubat 2021 at 17:56

      Çok teşekkür ederim, beğendiğine sevindim.

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan