Patikli Seyyah

Mnemba Adası | Tanzanya’yı Keşfediyoruz

27 Mayıs 2021

Yazı: Matemwe Plajı ve Mnemba Adası | Tanzanya'yı Keşfediyoruz | Yazan: Pelin Öncüoğlu Işık


Mnemba Adası, Zanzibar | Tanzanya

 

İndeks

Birinci Bölüm: Dar es Salaam
İkinci Bölüm: Stonetown
Üçüncü Bölüm: Jambiani
Dördüncü Bölüm: Jozani
Beşinci Bölüm: Mnemba Adası
Altıncı Bölüm: Matemwe ve Nungwi Plajları

 
 

Mnemba Adası

Matemwe Plajı’ndaki otelimiz Miramont Retreat buradaki hemen her konaklama yeri gibi sahil kenarında idi. Resifin üzerinde bulunan, bembeyaz mercan kumsallı, mercan kumlar sayesinde camgöbeği renginde parıldayan bir okyanus sunuyordu Matemwe Plajı. Aslında Zanzibar’ın doğu kıyısındaki pek çok sahil gibiydi. Tıpkı cennetten bir köşe. Tropikal rüyamızı bu kumsalda yaşamaya devam ettik.

Otelimizin önünde, hemen denize bakan kısımda, bolca sosyalleşme alanı yapılmıştı. Bambu çardaklar, teraslar, dev şilteler, şezlonglar… Birer içki ile gevşedikten sonra bir de Zanzibar Adası’nın bu kumsalını keşfetmek için yürüyüşe çıktık. Dönüşte artık iyice yükselmiş olan denizde yüzüp keyfimize keyif kattık.

Matemwe Plajı boyunca pek çok güzel tatil yeri bulmak mümkün. Mekanların güzelliği bizi kendimizden geçirdi. Buradaki sahil yürüyüşümüzde daha fazla turistle ve bolca da Masai yerlisi ile karşılaştık. Zanzibar sahilleri boyunca rengarenk etnik kıyafetlerini giymiş, karşılaştıkları turistlere el yapımı eşyalar satmak isteyen pek çok Masai yerlisi ile karşılaşabilirsiniz. Hatta bazen Masailer rahatsız edici derecede ısrarcı olup siz onlarla ilgilenene kadar peşinizi bırakmıyorlar.

Geleneksel Masai Dansı

Hava kararmaya başlayınca birkaç tanesi mutlaka otellerden birinin önünde bir araya gelip meşhur zıplama danslarını yapıyorlar. İzlemesi çok keyifli.

Matemwe Plajı’nı seçmemin bir sebebi ise Bill Gates’in adası olarak bilinen Mnemba Adası‘na yakınlığı idi. Ertesi gün Mnemba Adası’na gitmek için erkenden kalktık. Bu adaya Nungwi’den ve adadaki başka turistik noktalardan da turlar kalkıyor. Bu konuda hiçbir yerde birşey okumamış olmama rağmen adanın karşısına denk gelen sahillerden de adaya doğru turların kalktığını düşünmüştüm. Kahvaltı sırasında otelin işletmecisi Fransız kızdan bu konuda fikir almaya çalıştıysak da pek başarılı olamadık. Sadece tahmini olarak nereye gidebileceğimizi çıkarttık. Artık gerisini kendimiz keşfedecektik.

Kigomani Plajı’na kadar oldukça maceralı, dalgalı toprak yollarda, köylerin içinden, önümüzde tavuklar atlayıp zıplarken oldukça yavaş ama bir o kadar da keyifli bir yolculuk yaptık. Yol boyunca hiçbir turist aracıyla karşılaşmadık. Ama meraklı, gülen kara gözler bizlerle her karşılaştıklarında el sallayarak, arabamızın peşinden koşturarak bize eşlik ettiler.

Kigomani Plajı

Kigomani’ye vardığımızda bembeyaz kocaman bir sahilde futbol oynayan onlarca çocukla karşılaştık. Burası sanki turistlerden arındırılmış bir bölgeydi. Sahil boyunca çok lüks birkaç havuzlu villanın dışında bulunduğumuz noktada en az 9 km boyunca hiçbirşey yoktu. Etrafta Mnemba Adası’na turist götürmek için sahilde bekleşen tekneler bulmayı ummuştuk. Oysa çekilmiş sularda avlanan birkaç balıkçı ve top oynayan çocuklardan başka kimse yoktu. Bu sayede burada kendimizi adadaki normal hayatın akışında hissedebildik. Etrafta dolanırken bir adama Mnemba Adası’na nasıl gidebileceğimizi sorduk. Adam tam Türk iş bitiriciliği ile “Tamam, ben size kaptan ayarlayacağım. Beni burada bekleyin” dedikten sonra motorsikletine atlayıp uzaklaştı. Biz de beyaz kumsallara oturup çocukların cıvıltısı altında manzaranın ve günün tadını çıkartmaya çalıştık.

Kısa bir süre sonra etrafımızı çocuklar çevirdi. Yanımıza oturup sorular sormaya, kıyafetlerimizle, saçlarımızla, hatta ciltlerimizle bile ilgilenmeye başladılar. Dokunulmaktan hoşlanmıyorsanız bu pek sizlik bir tecrübe olmayabilir. Keza art niyetsiz bu çocuklar daha ziyade üstümüzü başımızı elleyerek keşfediyorlardı ve keşiflerini meraklı sorularla süslüyorlardı. Her şeyimiz ama her şeyimiz onlara ilginç geliyordu.

Kigomani Kumsalı

Tekne Turu

Bir müddet sonra konuştuğumuz adam geri döndü. Bize bir yeri işaret etti ve oraya kadar yürümemizi söyledi. Henüz beş dakika beklemiştik ki yanımıza 3 turist geldi. Tanıştık, anlaşılan aynı tekne turuna katılacaktık. Bir müddet sonra da kaptanımız geldi. Oldukça uygun bir ücrete tüm gün boyunca bizi yüzdürecek bir kaptan bulmuştuk. Birlikte yolculuk yapacağımız bu üç beyaz turist ise Zimbabweli idi. Elbette beyaz olmaları ilgimizi çekmişti. Ne kadardır Zimbabweli olduklarını sorduğumuzda büyük büyük babalarından beri Zimbabweli olduklarını öğrendik.

Sular henüz tam olarak yükselmemişti. Belli bir yere kadar yürüyüp teknemize kumdan bindik. Arkamızda harika bir manzara bırakarak hafif bir hızla önümüzdeki tropikal adaya doğru yol almaya başladık. Belli bir yerden sonra kaptanımız tekneden atladı. Şaşkın bakışlarımızın altında tekneyi itmeye başladı. Su beli geçecek kadar yüksekti ve teknemizin tabanı da oldukça düzdü. Bu yüzden bu hareketin sebebini hemen anlayamadım. Fakat önümüze bakınca resifin ileride bir yerde ince bir çizgi gibi yükselip geçmek için küçük bir geçit bıraktığını farkettim. Geçidi ıskalamamak için tekneyi elle idare edip itmek daha uygundu.

Hemen eşim de kaptana katılmış tekneyi itmeye başlamıştı. Zimbabweli arkadaşlar da tekneden atlayıp itme görevine katıldılar. Tekne resifin içinden çıkar çıkmaz da herkes tekneye geri döndü ve bu sefer motor gücüyle son sürat Mnemba Adası’na doğru yol aldık.

Burası dünyanın en güzel özel adalarından biri. Adanın içinde ultra lüks bir resort var ve Bill Gates’den Tom Cruise’a pek çok zengin ünlü adanın müdavimleri arasında. Elbette biz halkın adaya çıkışı yasak. Adaya ayak basmak istiyorsanız günlük 1500$’lık bir ücret ödemeniz gerekiyor. Fakat denizler ve sahiller ancak bir dereceye kadar halka kapatılabildiği için kumsalın açıklarında yüzebiliyorsunuz.

Şnorkel mi, Tüplü Dalış mı?

Adanın önünde harika bir canlı resif var. Resifin içinde de elbette yüzlerce çeşit tropikal deniz balığı. Turlar turistleri bu kıyılara yüzme, tüplü dalış ve şnorkelli dalış turları için getiriyorlar. Deniz olan her yere gözlüklerimiz ve paletlerimiz ile seyahat eden bizler elbette adanın önünde saatlerce dalış yapmayı planladık. Hem tüplü dalış yapan hem de şnorkelle dalış yapan biri olarak mercan kayalıklarını keşfedecekseniz naçizane şnorkelle yüzmeyi öneriyorum. Keza tropikal tuzlu deniz balıkları daha ziyade mercanların içinde oluyorlar. Mercanlar da en fazla denizden 2 metre sığlıkta. Dolayısıyla biraz nefesinizi tutabiliyorsanız tüpün ağırlığı ile uğraşmaya, gereksiz ücretler ödemenize gerek yok.

Mnemba Adası gerçekten anlatıldığı kadar özel ve güzel bir ada. Üzerine çıkamasak da adayı çevreleyen ölü mercan kırıntıları sayesinde suların tarif edemeyeceğim güzellikteki mavi renginin keyfini sürdük. Adanın çevresindeki mercan kayalıkları sayesinde de yüzlerce çeşit tropikal balık siz yüzmeye başladığınız andan itibaren ayaklarınıza dolanıp sizinle birlikte yüzüyor. Gözlüklerinizi taktığınız anda bambaşka bir dünyaya yolculuk edebiliyorsunuz. Yer çekimsiz bir ortamda uçarken, capcanlı renkleriyle yüzen yüzlerce meraklı balığın dünyasına konuk oluyorsunuz.

Burası popüler bir dalış ve yüzme noktası olduğu için malesef suyun altı o kadar da sakin değil. Turistlerin oluşturduğu bir su altı trafiği mevcut. Fakat kısa sürede gruplardan sıyrılıp adaya yakın mercanlarda parmaklarımız buruşana kadar yüzüyoruz. Ara sıra birbirimize balıkları göstermek için duruyoruz, şnorkellerimizle deniz içinde konuşmaya ve iletişim kurmaya alışkın olsak da ara sıra gördüklerimizi anlatmak için su yüzüne çıkıyoruz.

Doğanın Hoş Sürprizi

Su yüzüne son çıkışımızda bizi harika bir manzara bekliyor. Ilık bir tropikal yağmur denizin verdiği huzurla gevşemiş yüzlerimize dokunmak için aramıza katılmış. Yüzlerimizi, kollarımızı tatlı tatlı okşuyor. Yağmur yağarken denize girmeyi tecrübe etmeyenlerin anlayamayacağı bir mutluluk kaplıyor her yanımızı. Daha derinlere dalarken farketmediğimiz yağmurun denize dokunuşlarını, suyun yarım metre kadar sığ yerlerinde hissediyoruz. Suyun altında iken yağur damlaları yüzümüze gıdıklar gibi dokunuyor.

Suyun bize sunduğu dünyayı mümkün olduğu kadar belleklerimizde yanımızda taşıyabilmek için saatlerce yüzüyoruz. Huzur her yanımızda. Fakat sonunda teknemizin dönme vakti geliyor. Bizi nazikçe misafir ettiği için bu kumsallara ve suyun altındaki harika dünyaya teşekkür edip akıllarımızı geride bırakarak yola koyuluyoruz.
 
 

Devamı için tıklayınız.

 
 
Pelin Öncüoğlu Işık
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Nazlı Pınar Kamacı 27 Mayıs 2021 at 18:28

    Harika bir yazı 👏❤

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan