Cadı Tabletleri

Akhilleus’un Şarkısı | Madeline Miller

17 Haziran 2022

Kitap: Akhilleus’un Şarkısı | Yazar: Madeline Miller | Yorumlayan: Didem Çelebi Özkan


Akhilleus’un Şarkısı | Madeline Miller

Yunan Mitolojisi, okumaktan, dinlemekten, izlemekten büyük keyif aldığım bir alan. Fakat elbette eşitlikçi bir kadın olarak mitlerdeki mizojiniyi bunca yıl fark etmediğimi söylemem mümkün değil. Madeline Miller ve Pat Barker, bu kadar seviyor olmama rağmen beni rahatsız eden o üslubu ortadan kaldırıp mitlere yepyeni bir bakış açısıyla yaklaşıyorlar. Ve böylece Yunan Mitolojisi, bambaşka bir hâle bürünüyor ve ben çok daha büyük bir keyifle okuyorum bu iki kadının anlattıklarını.

Miller da, Parker da Homeros’un yazdığı iki destanda (İlyada ve Odysseia) geçen mitler üzerine kurgulamışlar romanlarını. Mitoloji ile ilgileniyorsanız Homeros ve Hesiodos’un destanlarını öncelikle okumanızı tavsiye ederim. Unutmayalım ki Batı Edebiyatı, Yunan Mitolojisi’ne birçok gönderme yapar ve okurun mitlere, tanrılara hakim olmasını bekler 😉

“Akhilleus’un Şarkısı”nı yorumlamaya geçmeden biraz yazardan bahsetmek istiyorum.

Madeline Miller | 1978 – …

Pennsylvania eyaletinde Philadelphia dışında yaşayan Madeline Miller, Latince ve Yunanca öğretmeni. Romanları; Felemenkçe, Mandarin, Japonca, Türkçe, Arapça ve Yunanca dahil olmak üzere yirmi beşten fazla dile çevrilen yazarın denemeleri de Guardian, Wall Street Journal, Washington Post, Telegraph, Lapham’s Quarterly ve NPR.org. gibi önde gelen dergi ve gazetelerde yayınlanıyor.

Suffolk Libraries’de yayınlanan röportajında hangi yazarların gençliğinde kendisini etkilediği sorusuna şu şekilde cevap veriyor:

“Beni gerçekten etkileyen ilk kitaplardan biri Victor Hugo‘nun “Notre-Dame’ın Kamburu”ydu. Onu okuduğumda on üç yaşındaydım ve çoğu aklımdan çıktı ancak Hugo’nun ikiyüzlülüğü kınaması ve haksızlığa uğrayanlara karşı tutkulu empatisi beni derinden etkiledi.

Sonra bir genç olarak Lorrie Moore ve Margaret Atwood‘u keşfettim. Yazdıkları her şeyi okudum, kelimeleri keskin ve şiirsel kullanımlarına, karmaşık karakterlerine (özellikle karmaşık kadınları) ve dilden bariz zevklerine aşık oldum.

T.S. Eliot, erken dönem edebi hayatımın bir başka direğiydi. Lisedeyken onun J. Alfred Prufrock‘un “Aşk Şarkısı” okumasını yüzlerce kez dinlemiş olmalıyım; hâlâ her satırında tonlamalarını duyabiliyorum.

Ve çocukluktan yetişkinliğe atlayabilen harika kitaplardan biri olan Richard Adams‘ın Watership Down’ından bahsetmeliyim. Kadim destansı geleneğe batmış, ama aynı zamanda mükemmel, ilgi çekici hikaye anlatımı. Okuduktan sonra, bir kitap yazarsam bunun yarısı kadar heyecan verici olmasını ummuştum.”

İlyada | Ben, Kirke | Akhilleus’un Şarkısı | Kızların SuskunluğuAkhilleus’un Şarkısı

Miller, ilk romanı “Akhilleus’un Şarkısı”nı on yılda yazmış. Bu bilgiyi okuduğumda hiç şaşırmadım doğrusu. ‘Kitaptaki bilgelik belli ki yılların eğitim ve çalışmasına dayanıyor’ diye düşünmüştüm. Benim için didaktik bir anlatım olmasa da Yunan Mitolojisi’ni hiç bilmeyen biri için bazı detaylar fazla ya da yorucu gelebilir. Benim için öyle olmadı, kana kana su içmek gibiydi cümleleri.

“Akhilleus’un Şarkısı” ile Orange Kurgu Ödülü‘nü kazanan Madeline Miller ile ikinci romanı “Ben, Kirke” ile tanıştım ve daha ilk bölümü okumayı bitirdiğimde yazarımıza hayran olmuştum. “Akhilleus’un Şarkısı” da aynı derece de tatmin ediciydi benim için.

Bu noktada Pat Barker‘ın “Kızların Suskunluğu”na da değinmem gerekiyor. Şöyle ki iki romanın da konusu Truva Savaşı’ndaki Akhilleus ve her ikisinin de kurgusu muazzam 👌🏻 fakat ikisi de bambaşka yorumlar. İlyada bir evren ise, Akhilleus’un Şarkısı ve Kızların Suskunluğu paralel başka evrenler 😁

“Ben, Kirke”, “Kızların Suskunluğu” ve “İlyada”yı Instagram’da yorumlamıştım. Onlara da göz atmak isterseniz alttaki bağlantıları tıklayabilirsiniz:

Akhilleus’un Şarkısı | Konu

Öncelikle kitap yorumlarımda kitabın konusuna girmekten ve okumayanlar için hikâyenin büyüsünü bozmaktan hoşlanmadığımı hatırlatmak istiyorum. Bugün de aynı şekilde yorumumu yazmaya özen gösteriyorum. Fakat elbette, Truva Savaşı, birçoğumuzun konuya son derece hakim olduğu bir destan. Truva Atı’ndan haberdar olmayanımız neredeyse yoktur 😉

Miller’ın eski bir destandan modern bir edebiyat yarattığını rahatlıkla söyleyebilirim. Harika bir üslup, konuya dört dörtlük bir hâkimiyet, büyük bir aşk, savaş, kibir, sevgi, trajedi… Daha ne olsun 😁 Tek kişilik ordu Akhilleus’u bambaşka yorumlayan Miller bana kalırsa harika bir iş çıkartmış 👌🏻

Akhilleus & Patroklos

Akhilleus & Patroklos aşkı mitlerde ima edilse de ben ilk kez böylesine net ortaya konan bir yorum okudum. “Love is love” (Aşk, aşktır) ne demek, Miller bize Akhilleus ve Patroklos üzerinden çok güzel anlatmış bana kalırsa 🏳️‍🌈

Kitabı benim için en ilginç kılan noktalardan biri de anlatıcının Patroklos olmasıydı. Hatta ikisinin hikayesini iyi bildiğim için ‘Bir noktadan sonra nasıl Patroklos anlatmaya devam edecek?’ diye merakla bekledim. (Spoiler vermemeye çalıştığım için net yazamıyorum, kusura bakmayın 🙈)

Son olarak, Miller’ın düzyazısı, Homeros’un şiirlerinden daha şiirsel geldi bana, diyeyim ve yorumumu bitireyim 😁
 
 
Didem Çelebi Özkan
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan