Stefan Zweig ⎮ 1881-1942
1881’de Viyana’da varlıklı Avusturyalı Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğan Stefan Zweig, 1930’larda Avrupa’nın en çok satan yazarları arasındadır.
Başarı ile erken yaşta tanışır ve ömrü boyunca da bu durum sürer. Buna rağmen Nazizmin yükselişi; onu önce İngiltere’ye, sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne, son olarak da Brezilya’ya sürgüne zorlar.
1942 şubatında, ikinci eşi Lotte ile birlikte, Rio de Janeiro yakınlarındaki Petrópolis’de intihar eden Zweig’ın son yıllarda yeniden artan bir okur kitlesine ulaştığını gözlemliyoruz. Zweig’ın yeniden dirilişinin nedenleri açık değildir ve bu, edebiyat çevrelerinde çok fazla spekülasyona yol açmaktadır.
Yazar Yönelen Eleştiriler
“Kurgusu, büyük ölçüde olay örgüsüne dayanır, bazı gelişmeler meydana gelmeden çok önce telgrafla bildirilir ve anlattığı hikâyeler genellikle melodramatiktir” diye tanımlıyor eleştirmenlerin bir kısmı yazarı.
Yazarın yeniden yakaladığı bu popülaritenin ardında nostaljik bir merak duygusu varmış gibi geliyor bana da.
Zweig’in “Beware of Pity” adlı romanını yayınlayan New York Review Books Classics‘in yazı işleri müdürü Edwin Frank, “Zweig, hem o dünyanın tarihçisi hem de felaketin kurbanıydı, bu da onu ilgi çekici bir figür hâline getiriyor” diyor.
Şair, eleştirmen ve çevirmen Michael Hofmann ise 2010’da London Review of Books için, Zweig üzerine, zehir zemberek bir makale hazırlamış. Bay Hofmann’ın iddiaları merakınızı uyandırdıysa makalesine göz atabilirsiniz: Vermicular Dither, Michael Hofmann
The Guardian’da da bu makale üzerine bir yazı çıkmış, onu da okumak isteyebilirsiniz 👉🏻 Stefan Zweig? Just A Pedestrian Stylist
Eserleri sıklıkla filme uyarlanan bir yazar Zweig.
Hikâyelerinden 70’den fazla film yapılmış. Saplantı olarak değerlendirilebilecek rahatsız edici bir anlatımı olan “Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu” örneğin dört kez filme alınmış, bir kez de operaya dönüştürülmüş.
Yazar hakkında biraz bilgi sahibi olduğumuza göre kitap incelemesine geçebiliriz:
Kızıl (Scharlach/Scarlet Fever, 1908)
Erken dönem çalışmalarından olan Kızıl’da, okumak için geldiği şehrin (Viyana) sert gerçeklerine uyum sağlamaya çalışan, taşralı nazik bir tıp öğrencisi olan Bertold Berger’in mücadelesine tanık oluyoruz.
Zweig, yalnızca sonraki kurgularında değil, aynı zamanda Nazi döneminde bir Yahudi yazar olarak kendi hayatında da yer alacak bir tema sunuyor bu hikâyesinde; kaba ve umursamaz bir dünyada hassas ruhların hayatta kalma mücadelesi.
60-70 sayfalık (hangi yayınevinden okuduğunuza göre değişebilir) bir kitap Kızıl. Açıkçası spoiler vermeden de üzerine daha ne kadar konuşabilirim bilmiyorum. En iyisi yazarın kitaplarındaki karakterlerin genel yapısı üzerine fikrimi söyleyerek bitireyim bu yazıyı.
Hepsi mi bir çaresiz, kendine devamlı acıyan ve kederli olur bu karakterlerin; özellikle de kadın baş karakterleri, hep bi’ acı çeken, duygusal ve özverili olurlar? Hayatımın bu döneminde bu karakterler beni biraz boğuyor açıkçası.
Kızıl için yazdığı son da aynı derece boğucuydu bana kalırsa. Gerek var mıydı o şekilde bitirmeye, ona da anlam veremedim. Hep bir dram, hep bir dram. Ama tabii bütün yazarlar özünde kendini yazmıyor mu 😉 Adamcağızın da sonu belli, ondan pembe bir yaşam anlatısı beklemek de benim saçmalamam elbette 🙈
Okuduğum Zweig Kitapları
– Satranç
– Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
– Korku
– Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
– Yakıcı Sır
– Mürebbiye
– Amok Koşucusu
– Gömülü Şamdan
– Olağanüstü Bir Gece
– Clarissa
– Mecburiyet
– Ay Işığı Sokağı
– Lyon’da Düğün
– Rahel Tanrıyla Hesaplaşıyor
– Bir Çöküşün Öyküsü
– Geçmişe Yolculuk
– Kızıl
Bol okumalı günler diliyorum herkese ❤️😘
Didem Çelebi Özkan
4 YORUMLAR
Temiz, sade bir anlatımla, bilene de bilmeyene de bir insan ve yazar olarak kısaca Zweig tanıtımı olmuş.
Teşekkürler Didemcim.
Ben teşekkür ederim Şen ablacığım okuduğunuz, zaman ayırıp yorum yazdığınız için.
Kucak dolusu sevgiler 🤗❤️
Kızıl’ı ve Rahel Tanrıyla Hesaplaşıyor’u iki sevdiğim insana, kendim okuyamadan hediye etmiştim. Genellikle okuyup beğendiğim kitapları hediye ederim, bu yüzden içimde bir merak da kalmıştı, acaba nasıl kitaplar hediye etmiş oldum diye (: O yüzden bu yazını görünce aç kurt gibi atladım Didem abla 😁 Kalemine sağlık 🎈
Sevdiklerine kitap hediye eden o muhteşem kalbinden öpüyorum güzelliğim seni. Aç kurt halin de gülümsetti 🙃
Yorum yazmaya vakit ayırdığın için de ayrıca teşekkür ederim.
Sevgiler güzelliğim ❤️