Biraz Kitap

İnatçı Keraban

24 Ocak 2023

Kitap: İnatçı Keraban | Yazar: Jules Verne | Yorumlayan: Hülya Erarslan


İnatçı Keraban | Jules Verne

Muh-te-şem bir kitap. Çok beğendim arkadaşlar. Maceranın özü güzel, karakterler güzel, coğrafya güzel… Tadı damağımda kaldı. O la laaa!

Hikâye, Osmanlı’da geçiyor. İstanbul merkez olmak üzere şöyle bir Karadeniz turu da attırıyor. Okuyunca sanıyorsunuz ki Jules Verne buraları bizzat gezmiş de yazmış. Hayır, Jules Verne İstanbul’a hiç gelmemiş. Buna rağmen nasıl bu kadar ayrıntılı biliyor? Seyahatnamelerden bu bilgileri edinmiş olabilir.

İnatçı Keraban | Yeryüzünün En İnatçı Adamı

Kitaba adını veren Keraban Ağa yeryüzünde görüp görebileceğiniz en inatçı adam. Kimse onunla tartışamıyor, kimse ona karşı koyamıyor. Bunu kaba kuvvetle mi yapıyor? Hayır. Bir şekilde insanlar onunla tartışılamayacağını, Keraban Ağa’nın fikrini değiştirmesinin mümkün olmadığını anlıyor ve susuyor. Neticede herkes onun haklı olduğunu söylüyor. Keraban Ağa da “Ben hep haklıyım” diyor. Böyle düşünmesi normal çünkü gerçekten herkes eninde sonunda ona “Haklısın” deyip tatsızlığa ve gerginliğe son vermek istiyor.

Keraban Ağa bir ara inatçılığı yüzünden zor bir insan olduğunu fark edip artık inatçı olmamaya karar veriyor. Ama mümkün mü? Hizmetçileri de inanmıyor zaten onun inatçılığından vazgeçebileceğine:

– Keraban Ağa, insanların en inatçısı, en kafa tutanı olmayı ne zaman kesecek acaba!
– Bir kafası kalmayınca.

Bu tavrı nedeniyle Keraban Ağa bazı okuyucuları tetikleyebilir. Eminim herkesin çevresinde -af buyurun- böyle bir huysuz ihtiyar vardır. Geçinmenin zor olduğu, olay çıkmasın diye herkesin suyuna gittiği, huysuz ihtiyarlarımız.

İnatçılığı o kadar efsanevi boyutlara ulaşıyor ki artık adeta yaşayan insan hazinesi oluyor:

“Yabancılar, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentindeki en şaşırtıcı ve ilginç insanlardan biri olarak inatçı Keraban’ı ziyaret etmeyi artık ihmâl etmiyorlardı.”

Keraban Ağa üstelik zengin de olduğu için inatçılığının bedelini ödemekte sıkıntı yaşamıyor. Örneğin oraya on para vereceğime, buraya bin para veririm deyip bu inadının arkasında durabiliyor. Macera da tam olarak böyle bir inatla başlıyor.

İnatçı Keraban | Macera Dolu Osmanlı

Jules Verne’nin macera dolu enfes eserlerini biliyoruz.

– Denizler Altında Yirmi Bin Fersah
– Esrarlı Ada
– Altın Volkanı
– İki Yıl Okul Tatili

…gibi.

Ben bu kitabı bilmiyordum. Çevirmen de kitabın başında bu kitabın pek bilinmediğini yazmış. Bilelim, bildirelim. Kendimizi bu keyiften yoksun bırakmayalım.

Keraban Ağa’ya huysuz muysuz diyorum ama sayesinde gezdik eğlendik. Okurken keyifli ama beraberindekiler için çok zorlu olsa gerek.

Keraban Ağa ona o parayı vereceğime buna bu parayı veririm diyerek on paraya sıyrılabileceği bir işe binlerce belki milyonlarca para dökerek hem parasını, hem zamanını, hem gücünü harcıyor. Üstelik bu inadı sadece kendisini değil, ona bağlı olan iş yaptığı insanları, evlenmeyi bekleyen yeğenini ve hatta hikâyenin kötü adamlarını bile etkiliyor.

Örneğin Van Mitten. Kendisi Hollandalı bir tütün tüccarı. Keraban Şirketi ile birlikte iş yapıyor ve dostu Keraban’ı görmek için Hollanda’dan kalkıp geliyor. Keraban’ın tam tersi uysal, yumuşacık bir insan. Belki de tam bu yüzden başına gelmeyen kalmıyor.

Çıktıkları macera dolu yolculuk belki o kadar da maceralı olmayabilirdi ama Keraban Ağa’nın bir de teknoloji karşıtlığı var. Tekonoloji dediğim de telgraf, tren, gemi… Bunlara da karşı olduğu için her şey daha da zorlaşıyor.

İnatçı Keraban | Coğrafya ve Tarih

Keraban Ağa, sağ eliyle sol kulağını gösterirken biz de sayesinde Galata – Üsküdar derken şöyle bir Trakya ve Karadeniz turu atıyoruz. Jules Verne bu bölgeleri sadece coğrafya olarak değil tarih olarak da anlatıyor. Geçtikleri şehirlerin eski adları, o bölgede daha önce yaşayan halklar, imparatorlar, şimdiki insanların davranışları… vb.

Örneğin:

Üsküdar’ın eski adı Hrisopolis imiş. Anlamı Altınşehir demekmiş. Çevirmenin açıklamasına göre; güneş batmadan önceki son huzmelerin bu bölgeye vurması ve Sarayburnu’ndan Üsküdar’ın tıpkı parlayan bir altın gibi görünmesi nedeniyleymiş.

Kırklareli’nin eski adı Kırk Kilise imiş.

Lazistan diye adlandırılan bölgeye gittiklerinde şunu görüp şaşırıyorlar: “Erkekler kenevir eğirip yün örerken, kadınlar toprakta çalışıp yük taşıyor.”

Şöyle bir atasözümüz varmış: “’Zenginlik Hintlerde, akıl Avrupa’da, gösteriş Osmanlılar’da’ der bir Türk atasözü.”

İnatçı Keraban | Jules Verne’in En Sevdiğim Kitabı

Bu kitap, en sevdiğim Jules Verne kitabı oldu, ennnnn. Hatta en sevdiğim kitap da diyebilir miyim? Diyeceğim galiba.
 
 
Saygılar,
Hülya Erarslan
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 24 Ocak 2023 at 09:52

    Bu kitabı okuyasım geldi 🙋‍♀️
    Jules Verne ❤️
    Teşekkürler Hülya Hanım 🙏

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan