Yersiz Tavsiyeler

Hayatta öyle ihtimaller var ki insanın aklına bile gelmeyecek şeyler başına gelebilir. O anlarda da kişi o kadar dayanıklı olur ki dışarıdan gören herkes bireyin taşıyabildiklerini şaşkınlıkla izler. Sonra, iyi ya da kötü olan her şey gibi o “en zor” olarak ifade edilen günler de geçer. Geçer geçmesine ama o zor anlarda sergilenen güçlü tavır, çeşitli nedenlerden dolayı bastırılan ve yaşanamayan duyguların izleri hayatın bütününden kolay kolay silinemez.

Bu sebeple, her zaman, her şartta çok önemli olan bireyler arası iletişim, böyle hassas dönemlerde çok daha fazla önem taşır. Zor dönemlerde, güçlü olmak zorunda hissettiği için dirayetini koruyan bireylerin en çok ihtiyacı olan şey anlaşılmaktır. Çevrelerinde belki, benzer durumları yaşamış olanlar vardır. Onlar en derin duyguları, kendi yaşanmışlıklarından dolayı anlayabilirler fakat benzer şeyleri yaşamamış olanların da anlayışlı olmaları gerekir ki zaten zor duyguların içinde olan bireyler daha da kötü hissetmesin.

Gereksiz Tavsiyeler

Böyle dönemlerde, öncelikli yapılmaması gereken şey, tavsiye vermektir. Tabii ki sıkıntı alanıyla ilgili uzmanlığı olan bir bireyin tavsiyeleri önemli olabilir. Mesela sağlıkla ilgili bir sıkıntı yaşayan bireye, hekim olan bir yakını elbette öneride bulunabilir. Ya da yasal bir sıkıntı içinde bulunan birine, bir hukukçu o anda ne yapması gerektiğini anlatabilir. Bunlar gerekli olan, kişiyi rahatlatabilecek unsurlardır.

Öte yandan, akla gelmesi hiç de zor olmayan, sıkıntı içerisinde olan bireyin de rahat rahat düşünebileceği bazı şeyleri, sanki başka kimse bilmiyormuş gibi, çok net ve tek seçenekmiş gibi sunmak, karşı tarafın üzerinde ne etki bırakacağını hiç düşünmeden hareket etmek belki de en acıtan tavır olur.

Güçlü görünen bireylerin de içlerinde yara barındırdığını bilmek gerekir ve kimin yarasının nereden kanayacağını ya da o yaraya neyin şifa olacağını kimse dışarıdan göremez.

Tavsiye olarak sunulan seçenek zor durumda olan kişiyi belki de başka bir zorluğun içine sokacaktır ve kişi bu ihtimali aklına bile getirdiğinde olumsuz duyguların içine hapsoluyordur. Ya da tavsiye edilen durum, kişinin kendi aklında da vardır, kendine iyi geleceğini düşünüyordur fakat hayat şartları bunu uygulamaya müsait değildir. Bu durum da kişiyi iyice çıkmazın içine sürükler. Sonuç olarak da sıkıntı içinde olan bireyler, böyle öneriler verenlerden uzak durmak isterler.

Yani belki de tamamen iyi niyetle söylenmiş olan sözler, büyük ilişki problemlerine yol açabilir.

Geçecek!

Unutmamak gerekir ki bazı acılar, seneler geçse de dinmez. Sadece, insana verilmiş olan, adapte olma ve alışma özelliği ile o acılarla yaşamaya alışılır ve böyle yaşamak öğrenilir. Bu sebeple yerli-yersiz “geçecek” telkinleri de bazen çok can yakıcı olabilir.

İnsan ilişkileri emek ve özen ister ama bazı hassas olaylar ve hassas zamanlar vardır ki her zamankinden kat kat özenli olmak gerekir. Bu sebeple, özellikle böyle zamanlarda, sorulmadığı sürece tavsiye vermeden dinlemek en doğru, en yardımcı olabilecek davranıştır.
 
 
Nalan Erpolat