Yoga

Yoga Felsefesi – 4 | Satvik

24 Nisan 2019

Yazı: Yoga Felsefesi – 4 | Satvik | Yazan: Fatoş Şahin


Satvik Beslenme

Evetttt, Yoganın 5 prensibini anlatmaya kaldığımız yerden devam etmek için buradayim 🙂

Ne demiştik yoga çalışmaları, beş temel prensip çerçevesinde yürütülmektedir.

Peki neydi bu bize sağlıklı, huzurlu, dinç, esnek, mutlu ve başarılı bir yaşam sunan mucizevi beş prensip? Bir kez daha hatırlayalım:

1- Doğru Egzersiz (Asana)
2- Doğru Nefes (Pranayama)
3- Doğru Gevşeme (Şavasana)
4- Doğru Beslenme (Vejetaryen, Satvik)
5- Doğru Düşünce (Pozitif Düşünce ve Meditasyon)

Önceki yazılarımda ilk olarak Doğru Egzersiz (Asana) konusuna ardından Doğru Nefes (Prayanama) prensibine, son olarak da Doğru Gevşeme (Savasana) prensibine değinmiştim. Bu gün sırada Doğru Beslenme (Vejeteryan, Satvik) prensibi var.

Ve yine ilk olarak Hara Yoga Vedanta Center eğitim kitabımızla başlıyorum.

Doğru Beslenme – Satvik Beslenme

“Yemek için yaşama! Yaşamak için ye!” prensibi ile, kendine ve çevrene zarar vermeden, en az çabayla yaşamı en çok destekleyen beslenme biçimidir.

Sattva ve Satvik Beslenme nedir?

Yoga teorisinin en temel kavramlarından biri Guna kavramıdır. Kabaca “nitelik” anlamına gelen guna, üçe ayrılır:

Sattva, Rajas ve Tamas

▻ Tamas: Karanlık, yıkıcı ve kaotiktir.

▻ Rajas: Tutkulu, hareketli ve karışıktır.

▻ Sattva: Saf, yapıcı ve ahenklidir.

Evrendeki tüm bireyler, objeler ve onların deneyimleri bu üç niteliğe farklı oranlarda sahiptir. Gunaların birbiriyle oranı ve ilişkisi, bireyin/objenin karakterini ve doğasını belirler. Guna’nın kelime anlamı, yaşam kumaşını örme niteliğine ithafen, ipliktir.

Yoga, satvik bir karakter ve yaşam tarzı amaçlar. Tamasik bir yaşam tarzı gerçeklerden kopmamıza neden olabilir. Rajasik yaşam tarzı ise sürekli bir şey peşinde koşulan, tatminsiz bir yaşam getirebilir. Satvik yaşam tarzı ise bilgeliğin olgunlaşmasına yardımcı olur.

Satvik beslenmede amaç; “Yemek için yaşama! Yaşamak için ye!” mantığıyla beslenmektir. Manevi boşlukları doldurmak için yenen tamasik besinler veya duyu tatmini için yenen rajasik besinler zihni karartır ve karıştırır. Sattva’nın bir anlamı da “olması gerektiği gibi olan”dır. Bu bağlamda, yemek sadece vücudu en iyi şekilde beslemek içindir. Fazlası gerginlik ve yük yaratır.

Satvik Besinler

Meyveler, sebzeler, baklagiller, tahıllar, makul miktarda ot, baharat ve kökler, şiddetsiz üretilmiş* süt ürünleri, ballar ve bazı bitkisel çaylar satvik besinleri oluşturur.

Satvik besinler canlılık, ilham, hafiflik ve neşe verir.

Yoga vb öğretilerin uygulayıcıları, sanatçılar, entellektüeller, felsefeciler ve yaşamı kutlayan bireyler arasında satvik beslenme yaygındır

* şiddetsiz üretimin açıklaması için modern duyarlılıklar başlığına göz atabilirsiniz.

Rajasik Besinler

Soğan, sarımsak, pırasa, yeşil/siyah çay ve bazı bitkisel çaylar, kahve, kakao, fazla tuz ve baharat, aşırı acı-tatlı-ekşi öğünler ve enerji içecekleri rajasik besinleri oluşturur.

Rajasik besinler agresiflik, tutku, hareketlilik ve güçlü bir kimlik getirir.

Savaşçılar, politikacılar, yöneticiler ve sporcular arasında rajasik beslenme yaygındır.

Tamasik Besinler

Et, süt, yumurta, alkol, sigara, esrar…

Tamasik besinler cansızlık, tembellik, ağırlık ve yorgunluk getirir.

Baskı altında yaşayan, manevi varlığını görmezden gelen ve sorumluluktan kaçan kişilerde tamasik beslenme yaygındır.

Besin Dışında Etkenler

Satvik beslenme, beslenmenin ardından bireyin vücudunda ve bilincinde ortaya çıkan niteliğin satvik (saf, canlı) olmasını sağlayan beslenme biçimidir. Bu nedenle ne yiyip ne yemediğimiz kadar, nasıl yediğimiz de önem kazanır.

Yemek Saatleri

Sindirim sistemimiz güneş saatine oldukça bağlıdır. Sindirim gücümüz güneş tepedeyken zirvededir. Vücuda sürekli besin girmesi sindirim ve boşaltım sisteminin verimliliğini azaltıp ve ağırlık hissi getirebilir. Bu nedenle satvik beslenmede sıklıkla geç kahvaltı (11.00) ve erken akşam yemeği (17.00) düzeni işler.

Yemek Yeme Biçimi

Sandalyede oturmak beslenmeye (veya boşaltıma) uygun değildir. Bağdaş kurmak (ve boşaltımda çömelmek) kesinlikle daha sağlıklı ve verimli sindirim ve boşaltımla sonuçlanır. Evde, işte ve arabada sürekli sarkan ve dolaşımı kesilen bacaklarda varisler ve şişmeler olur. Çömelme veya bağdaş kurma hareketi ise vücudu beslenme/boşaltım moduna (parasempatik) sokmaya yardımcı olur.

Ayrıca yemek sırasında okumak, konuşmak ve çalışmak, yani vücudun ilgisini içeriden dışarıya çevirmek, vücudun kafasını karıştırır ve sindirimin verimliliğini azaltır. Doğru beslenme için sindirime zaman ve izin vermek gerekir.

Tekrar Isıtma ve Bekletme

Pek çok besin tekrar ısıtıldığında zehirli olur. Bu durum her zaman somut belirtiler (kusma, ishal vb) ortaya çıkartmaz ama her zaman vücudu zehirler ve performansını düşürür. Beklemiş yemeklerde de benzer durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle satvik beslenmede taze pişmiş yemekler tercih edilir.

Besinlerin Karışımı

Tüm besinler karıştırılmaya uygun değildir. Özellikle Yoga’nın kardeş öğretisi Ayurveda bu konuda çok kapsamlı bir kaynaktır. Midemiz her şeyi bir arada atabileceğimiz bir depo gibi gözükse de, sindirim sırasında ve sonrasında ortaya çıkan his, besinlerin karışımından oldukça etkilenir. Bu konu bu makaleye sığmayacak kadar geniş olduğundan ayrıca araştırılması gerekir.

Özel Durumlar

Tüm canlılar yaşamak için üç gunaya da bağımlıdırlar. Sindirim tamasik, boşaltım ise rajasiktir. Bunların doğru işlemesi sayesinde vücudun tümünde satvik sağlık hali ortaya çıkar. Bu bağlamda, hastalık gibi tamasik bir durumda beslenmemizde rajasik öğeler artmalıdır, çünkü rajasik besinler uyarıcı ve canlandırıcıdır. Unutmamalıyız ki önemli olan sonucun satvik olmasıdır. Süreç ise koşullara bağlıdır.

Modern Duyarlılıklar

Modern endüstriyel tarım ve hayvancılığın çoğu doğa anaya ve insanlığa uygun değildir. Ekolojik, sosyal, ekonomik ve etik sürdürülebilirliği olmayan, sağlığa zararlı katkı maddelerine sahip ürünlerin uzun vadede sattva getirmesi mümkün değildir. Bugünlerde hiç olmadığı kadar önemli olan bu konu, basit bir patatesin bile nereden ve nasıl tabağımıza geldiğini sorgulamamızı gerektirir. Şehirlerde ve marketlerde bulabildiğimiz ürünlerin hem bireysel hem global bedelleri yüksektir.

Yerel, ekolojik ve sürdürülebilir üretimi aramak, bulmak ve desteklemek hepimizin hem görevi hem ihtiyacı olmuştur. Bu nedenle Hara Yoga Vedanta Center, tüm sürecini takip edebileceği bir besin üretim alanına sahip olana dek vegan beslenme kararı almıştır. Aşramlarda kullanılan süt, buzağılardan artan süttür ve inekler asla makinaya bağlanmaz veya yavrularından ayrılmaz. Bu koşulları bulmak şehir hayatında neredeyse imkansızdır.

Protein, Demir, Vitamin ve Diğerleri

Vegan/vejetaryen beslenme sıklıkla yeterli protein, demir, vitamin vb alımıyla ilgili oluyor. Beslenme biçimini dönüştürmek, sadece belli şeyleri çıkartarak değil, yerine başka şeyleri koyarak mümkündür. Bu, bir miktar araştırma ve bilgi gerektirir. Gözünüz korkmasın; edinmeniz gereken bilgiler zaten ihtiyacınız olan bilgiler olduğundan rahatlıkla ve istekle öğreneceksiniz. Geçiş döneminizde sizden daha deneyimli arkadaş ve kurumlardan yararlanmayı, Internet’te araştırma yapmayı ve kitap okumayı deneyebilirsiniz.

Vegan/vejetaryen beslenmeye karşı fikirlerin çok büyük çoğunluğu hurafedir. B12 vitamininin ne olduğunu ve nereden alındığını, vücudun demir bağlaması için nelere ihtiyaç duyduğunu, amino asitlerin neler olduğunu ve bunun gibi temel bilgileri bilmeyen, ama vejetaryenliğe karşı fikirler üreten pek çok kişi vardır. Tüm bunlar geçersiz kaygılardır. Vegan beslenmeyle dahi tüm ihtiyaçlarımızı rahatlıkla karşılayabiliriz. Bilgi ve iletişim çağında bu tür yanlış bilgiler er ya da geç ortadan kalkacaktır.

Cehaletin ve kuru geleneğin değil, bilginin ve araştırmanın öncüleri olarak tüm sorularımıza cevap bulabiliriz.

Okuduklarımdan…

Yoga’da doğru beslenme çok önemlidir. Yogik beslenme insan hayatında bütünsel iyileştirmeyi hedefler. Bugünlerde farklı diyetler Yoga stillerinden daha da fazladır. Tüm bu çeşitliliği nasıl anlayabiliriz?

Tabi ki en iyisi eski Hint sağlık bilimi Ayurveda’dan ipuçları almaktır. Doğru beslenme, insanın fiziksel sağlığı için gerekli koşullardan biridir. Ayurveda yanlış beslenmenin birçok hastalıkların nedeni olduğunu bize açıklıyor. Yanlış beslenme sonucu bedende biriken gıda atıkları (zehir, toksin vb.) sağlığı olumsuz bir şekilde etkiliyor.

Her gün ne yediğimize ve nasıl yediğimize dikkat edersek, sağlığımızı olumlu bir şekilde koruyabiliriz. Ayurveda insan sağlığının aldığı gıda miktarına, sindirim sisteminin işleyişine ve doshaların dengesizliğine bağlı olduğunu söylüyor.

Ayurveda’da üç guna (doğanın nitelikleri) ve üç yiyecek türü
  1. Sattva (saflık), taze pişmiş, hafif vejetaryen yemekleri: Tohumlar, baklagiller, tüm fıstık ve fındık çeşitleri (yer fıstığı hariç), meyveler (özellikle muz ve Hindistan cevizi), buğday, süt, tereyağı, bal, ham şeker. Satvik gıdalar kolay sindirebilir, hafif, saf ve besleyicidir.

  2. Rajas (tutku, etkinlik) yemekleri: Turunçgiller, kahve, çay ve çikolata, baharatlı yemekler, yumurta, taze balık ve deniz ürünleri, bira ve şarap, gazlı içecekler, soğan ve sarımsak, acılı biber. Rajasik gıdalar canlandırıcıdır.

  3. Tamas (cehalet, karanlık, ölüm) ağır, uyku getiren gıdalar: kök sebzeler, kırmızı et, konserve çeşitleri, mantar, herhangi bir dondurulmuş gıdalar, taze olmayan gıda, ikinci kez ısıtılmış yemekler, kimyasal katkılı gıdalar, sert alkol içecekleri. Ayrıca, marketteki hazır salatalar. Tamasik gıdalar çok zararlıdır.

Kahvaltı

Sabah en iyisi Satvik gıdaları yemek, yani saf ve asil. Bunlar muz, Hindistan cevizi, Hindistan cevizi suyu, tatlı üzüm, armut gibi meyvelerden oluşuyor. Sabah kahve ve çay içmekten kaçınmak gerekir. Kahvaltıda fındık, özellikle badem, çam fıstığı mükemmel olur. Bunun yanına kurutulmuş meyveleri de tüketmek yararlı olur, kayısı, kuru incir, hurma, tatlı ve büyük üzüm özellikle yararlıdır. Sabahları ayrıca doğal yoğurt yemek de yararlıdır. Eğer şeker içeren tatlılar seviyorsanız onları en iyisi öğlene kadar yemektir.

Öğle Yemeği (12 den 15 e kadar öğle vakti)

Bol sıvı içeren gıdalar yemek yararlı. Özellikle meyve suları ve sulu meyveler. Beyaz basmati pirincinden pilav, (kahverengi pirinç çeşitleri zor sindiriliyor). Eğer çay veya kahve içmek isterseniz içine kakule veya bir tutam zencefil ekleyin, en ağzından içindeki zararları nötralize etmiş olursunuz. Mayalanmış beyaz ekmekten kaçınmak gerekir, tokluk verir, fakat sağlık vermez. Tam tahıllı veya kepekli ekmek daha iyi olur. İçeçek olarak gün boyu limon katılmış su içilebilir, çünkü sindirimi kolaylaştırır. Ayrıca, oda sıcaklığında bal katılmış su içilebilir.

Akşam Yemeği

Mümkünse saat 18:00’ya kadar yemek gerekir. Eğer bu mümkün değilse en azından mideyi ağşırı yüklemeden yemek gerekir. Çünkü güneş batımından sonra sindirim sisteminin gücü çok zayıftır.

Akşam yemeği için yararlı yemek çeşitleri:

Sebze çorbası, haşlanmış sebzeler (patates ve köklü sebzeler hariç), ve yeşillikler. Ayurveda’da çok ağır olarak bilinen et, balık, deniz ürünleri ve hayvansal yağlar tüketmek çok zararlı.

Ayurveda beslenmesinde en önemli kurallardan biri de, sadece ne ve ne zaman yemekten ziyade, aynı zamanda da nasıl yemektir. Yemekten önce ve sonra eller iyice yıkanılır, yüz de yıkanırsa iyi olur, bu şekilde yemek için “saflık alanı” yaratılacaktır. Derli, toplu, temiz, keyifli bir atmosferde yemek gerekir. Yemekten önce dua edilir ve tabi ki de televizyonsuz bir ortamda yemek yemek yararlıdır. Yemek esnasında konuşmamak, bilinçli çiğneyerek maksimum enerjiyi elde edebilirsiniz. Yemekten sonra sohbet etmek ve gülmek sindirim sistemi için çok yararlı olur 🙂 Yemekten sonra neşe ve hafiflik duygusu olmalıdır.

Bedeni ve Zihni Beslemek

Yediğimiz yemek ve yaşadığımız çevre, stresten özgür bir yaşama yönlendirmelidir. Eğer meyve ve sebze yemeyi arttırırsak ve duyularımızı sakinleştirici koku, ses ve görüntülerle beslersek, daha sağlıklı bir yaşam stiline doğru yönlenmiş oluruz.

MÖ 300-400 yılları arasında derlenmiş olan Hint metinleri olan Upanişadlar yiyecekleri 16 kategoriye ayırır: bunlardan 10’u israf olarak sınıflandırılır, 5’i zihin enerjisini etkiler ve 1 tanesi akıl için elzemdir. Bu sisteme göre, anlık çevresel, coğrafi, iklimsel koşullara ve kişinin bünyesine bağlı olarak yiyeceklerin olumlu veya olumsuz etkileri olabilir.

Yoga bilimi yiyeceklerin 3 farklı nitelikte olduğunu kabul eder; satva, rajas, tamas.

Satva “saf öz” anlamına gelir, iyi dengelenmiş ve meditatif yönü temsil eder, rajas tamamlamaya, başarmaya veya yaratmaya çalışan enerjidir ve tamas atalet ve çürümeye işaret eder.

Meyve ve sebzeleri içeren satvik yiyecek saftır, sağlıklıdır ve tazedir. Soğan, sarmısak ve keskin baharatlar gibi rajasik yiyecekler uyarıcıdırlar. Alkol ve et gibi tamasik yiyeceklerin ağır olduğu ve enerjiyi düşürdüğü kabul edilir. Ayaküstü yemekler (junk food – içindekiler ve hazırlanış şeklinden ötürü yüksek kalorili ama düşük besin değerli yiyecekler), göreceli olarak yeni bir terimdir, ancak nitelikleri itibariyle kesinlikle tamasik olarak sınıflandırılacaklardır.

Modern dünyamızdaki her faaliyet hızlı, ve buna yiyeceklerle ilgili faaliyetler ve yeme şeklimiz de dahil.

Ayaküstü yemeklerle paket ve konserve yiyeceklerin bedene son derece olumsuz etkileri vardır. Satvik yiyecekler yendikten sonra, zihin, yemeden önceki kadar uyanıktır, fakat rajasik ve tamasik niteliği yüksek yemeklerden sonra zihin, donuk ve uyuşuk hale gelir. Zihni sağlıklı tutmak ve bedeni iyi beslemek eşit derecede önemlidir.

5 duyu organı; gözler, kulaklar, burun, dil ve cilt, zihnin giriş kapısıdır. Zihni daha iyi kontrol edebilmek için, duyular uygun beslenmeye gereksinim duyar. Kulaklar için dinlendirici bir müzik, gözler için yumuşak ve doğal ışık veya güzel, huzurlu bir manzara ve burun için taze temiz hava ve çiçek kokuları, bunların hepsi zihni besler. Dil; özenle tatlandırılmış yiyeceklere ihtiyaç duyar. Cilt; temiz, yumuşak ve esnek tutulmalıdır. Son olarak, zihin, düşünce netliği geliştirilerek beslenmelidir.*

* YOGA the path to holistic health (Bütünsel sağlık yolu olarak yoga) kitabından alınmıştır.

Bendeki Durum

Yoga eğitimine başladığım Ağustos-Nisan ayları sürecinde 13 kilo aldım. Son beş yılda yaklaşık 400- 500 kişiyle beslenmesi üzerine çalışma yapmış biri olarak trajikomik bir durumdayım vesselam. Yoga evinde yaşayan ve satvik beslenen herkes tabiri caizse tığ gibiyken (10 günlük 2 inzivada arkadaşlarım kilo verip dönerken ben her seferinde kilo alıp döndüm 😔)

Bu arada yaklaşık 4 yıldır beslenmemin içerisinde hiç bakliyat yoktu. Önceleri “Bedenim tepki veriyor, alışacak” diye düşünmüştüm lakin geçen süreçte anladım ki benim bedenim bakliyata tepki veriyordu biraz geç gibi görünse de ısrar etmemem gerektiğine karar verdim 🙈

Bu günlerde beslenmemi düzenlemeye çalışıyor buna dair kitaplar okuyor, videolar izliyorum. Dr. Ayşegül Çoruhlu bana ilham veriyor. Ketojenik beslenmenin bana uygun olduğunu hissediyorum.

Ketojenik beslenme nedir derseniz; düşük karbonhidratlı diyetlerle birçok yönden ortak noktaları olan çok düşük karbonhidrat içeren fakat yüksek yağ barındıran bir diyet olarak tanımlanmaktadır. Bu diyet çeşidi karbonhidrat alımını büyük ölçüde azaltmayı ve bu kesintiyi yağ ile değiştirmeyi amaçlar.

Bununla birlikte uygulamaya çalıştığım ve size de önermek istediklerimle yazımı sonlandırıyorum.

Şimdilik bana müsaade.
Yogi yolunda gerek…
Sevgiyle kalın diyerek noktayı koyarım 🙋🏽‍♀️

Bütünsel sağlık için, günlük hayatınızda HER GÜN uygulayabileceğiniz 10 öneri:
  1. Erken kalkın.
  2. Sabah açken limonlu su ve zencefilli çay için.

  3. Yoga yapın. 🧘‍♀️

  4. Nefes ve Meditasyon çalışmaları uygulayın.

  5. Ortalama 30 dakika -mümkünse doğada- yürüyüş yapın.

  6. En az 3 kez kendinize özel -ve yalnız kalabileceğiniz- zaman ayırın.

  7. Akşam 19.00’dan sonra yemek yemeyin.

  8. Derin gevşeme yapın.

  9. Bol su için.

10.Özgünlüğünüze saygı, kendinize özen gösterin. Gerekiyorsa, sağlığınız için kendinizi sil baştan yaratın. Güzel canınızı sevgiyle besleyin 🤗

Fatoş Şahin

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

9 YORUMLAR

  • Yanıtla Gülşah Uçarkaya 2 Eylül 2020 at 07:13

    Müthiş bir yazı . Çok güzel toparlanmış . Öz ve özet . Teşekkürler .

  • Yanıtla Ezgi Oya 19 Kasım 2020 at 10:13

    Teşekkür ederim, yazınızı çok beğendim 🙏🙏

    • Yanıtla Sen Ve Ben Dergisi 19 Kasım 2020 at 10:43

      Çok teşekkür ederiz, zaman ayırıp yorum yazdığınız ve beğeninizi bizimle de paylaştığınız için.
       
      Sevgiler

  • Yanıtla Şeyma Tamer 10 Ocak 2021 at 23:43

    Merhaba 🤗
     
    Yazınıza satvik beslenmeyi araştırırken rastladım. Şu anda ketojenik besleniyorum ve 2 gün sonra bir yoga serisine başlayacağım Çetin Çetintaş ile. Bu seri ile birlikte satvik beslenmeyi de öneriyor. Ama ben hem satvik hem de ketojenik beslenmeyi beraber yurutulebilir mi bilemiyorum? Çünkü bu konuda pek kaynak yok. Bir de hiç hayvansal gıda tüketmeden proteini nasıl karşılarım? Ketoyu da bırakmak istemiyorum. Bir de süt ürünleri bazı kaynaklarda satvik bazı kaynaklarda değil görünüyor! Tam olarak bir liste var mı, yasaklı ve serbest olan sebzelerle ilgili? Yeşil yapraklı otlar yenilebilir mi? (Marul, dereotu, maydonoz, roka, vs) ya da tüm bunları çgrenebileceğim bir adres 🙂 Çok şaşkınım. Umarom mesajımı okur ve dönüş yaparsınız 🙏

    • Yanıtla Cemre Balkan 11 Ocak 2021 at 00:08

      Merhaba Şeyma, ben de Çetin Hoca’dan geldim. 🙂
       
      Bir diyetisyen olarak bu beslenme tarzını okumak öğrenmek istedim. Ancak ketojenik protein ve yağ ağırlıklı bir beslenme olduğu için iyi bir gramaj hesaplaması yapman gerek. Yani et ürünsüz ketojeniğin protein değerini tutturma imkanın neredeyse hiç yok diyebilirim hatta. İkisi bambaşka diyetler.. Protein tozu alman gerekir ancak onda da bezelye proteini vs gibi bitkisel kaynaklara bakmak lazım. (Ve yeşillik var tabiii ki! 🙂 )

    • Yanıtla Begüm 19 Ocak 2021 at 16:50

      Yazınızı sonuna kadar,hiç atlamadan okuduğum için önce kendimi sonra sizi tebrik ediyorum. Emeğinize sağlık çok teşekkürler bize kattıklarınız için.

  • Yanıtla Hatice Yalaman 12 Ocak 2023 at 15:21

    Merhaba;
     
    Yoga eğitmeni sınavımda Satvik beslenmeyi seçtim, araştırırken sizin makalenizi okudum, bilgileriniz özet ve kıymetli, teşekkürler. Sunumumda adınızı ve makalenizin bir kısmını kullanmama izin veririseniz çok mutlu olurum sevgilerimle.

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 12 Ocak 2023 at 16:12

      Hatice Hanım, merhaba.
       
      Sen ve Ben Dergi’nin kurucusu Didem ben. Yazarımız artık dergimizde yazmıyor. Fakat referans vererek paylaşmanızda bir sakınca yok.
       
      Yorumunuz ve yazıya gösterdiğiniz ilginiz için teşekkür ediyorum dergi adına.
       
      Sevgiler

  • Yanıtla Hatice Yalaman 12 Ocak 2023 at 19:27

    Teşekkürler Didem Hanım.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan