İndeks
Faşizm: Birinci Bölüm
Faşizm: İkinci Bölüm
Faşizm: Üçüncü Bölüm
Faşizm: Dördüncü Bölüm
Faşizm: Beşinci Bölüm
Faşizm ödlekliktir. Kendine tapanların ideolojisidir.
İkisi birbiriyle öylesine iç içe ki!… Öldürmeyi sever, kas üstüne kas gerektirir, silâh üstüne silâh, kimse üstüne kimse, çevresinde yığın yığın kimse… gerektirir. Kendi gücüne uygun tek kişiyle kavgaya giriştiği görülmemiştir. Gider yığınla birlikte, bir pasifiste, savaşım yolunda şiddeti reddeden birine saldırır örneğin.
Belki Herkül’dür karşısındaki, dağları titretir; belki Atlas’tır, yer yüzünü sırtında taşır. Ama o yıkmıştır ya karşısındaki o tek kişiyi, çevresinde yığın yığın kimse ile, utku onundur, kahramandır o! Belki yığın bir yerlerde ölürken onun için o bir köşkte, bir uçakta, herhangi bir köşede saklanıyordur. Kim bilir? Ama yok, o tek başına yücedir, ey yürüyen put!… Belki heykellere saldırır, sanata, kültüre, düşünebilen kişilere. Putlukta kendisiyle rekâbet edemez hiç kimse!
Binlerce yıllık bir kavramı alıp, iblisin elleriyle yoğurup, İngiliz emperyalizminin açtığı yolda yeni bir kalıba sokan; bu kötücül volkanı, faşizmi, bencilliğin, bilmişliğin, cahilliğin odak yıldızı kılan, birçok kimsenin sandığı gibi Adolf Hitler değil, İtalya’nın bir döneminin sevgili “Duche”siz, Benito Mussolini’dir.
Bilmiş ve câhil yığına ve kendini aydınlıkta gören yığına göre faşizm ulusçuluk/milliyetçiliktir, bir tür.
Kendi ulusunu, etnik topluluğunu diğer her topluluktan üstün gören sapkın bir anlayıştır yığınlara göre faşizm. Kalabalık olan bölüm için bu konu bu kadar net değil aslında, bir tür aşağılama sözü onlar için ve yine de önemli bir bölümü ulusçulukla ilişkili görür faşizmi. Şovenizm’le/ırkçılıkla karıştırdıkları olabildiğince açık aslında ama görmek için ak perdeleri yırtmak gerek algıların üstündeki.
Faşizm, tekçiliktir. Tek etnisite, tek din, tek dil, tek mezhep, tek yorum, tek düş… “lider” olarak dayatılan, yükseldikçe kendini saraylarla çevreleyen, ak örtüleri iblisin ellerinden alıp algıların çevresini onlarla donatan ayaklı putun düşü. Başka düş kurulmaz, başka söylem oluşturulmaz, tek din bile asla o altın varaklı koltuklarda oturan kimsenin yorumladığından farklı yorumlanmaz. Algısı kıt olan da “Yaradan’ın sözleri egemen oldu” sanır, koşar ayaklı putunun ardından ama yaklaşamaz asla gövdesine, yaklaştırılmaz. Yine de sorgulamaz “Neden?” diye.
Yazım sürecek, sevi ve ışık ile!…
4 YORUMLAR
Milliyetçilik çoğu zaman çok farklı algılanıyor maalesef aralarında çok çok önemli farklar var aslında. Milliyetçilik, faşizm ve militarizmin aralarındaki farka da değinirseniz gerçekten çok sevineceğim.
Milliyetçiliğin türleri var ve bilmeden yargılamak veya savunmak çok yaygın ne yazık ki ülkede. Militarizm ise apayrı! Yazı dizisi sürüyor faşizm konusunda hâlâ, en azından bir bölüm daha!
Yorum için teşekkür ederim.
Atakan çok güzel anlatmışsın. Bir de ailelerdeki mikro faşizmi engelleyebilsek keşke.
Oradan başlıyor zaten tüm faşizm ve ülkenin her kesimine yayılıyor. Öyle değil mi?