Hisli Heceler

Bir Emekçinin Günlüğü

24 Ekim 2022

Şiir: Bir Emekçinin Günlüğü | Yazan: Mehmet Gökcük

Henüz ağarmadan tan yeri
Soğuk suyla buluştu yüzüm
Gece boyunca otuz dokuzdu ateşi yavrucağın
Otuz sekizi görünce, ana kucağına bırakıp yavrucağı
Biraz uyuyuverdim
Malûmunuz dünya beni bekliyordu
Dünya dediysem, dünya kadar iş yani
Patron nettir
Vaktinde gelmeyen, patronun nazarında işçi mişçi değildir
Peki nedir?
Orasını demek bize düşmez.
Attığım adımın bile farkında değildim
Gözlerim perdeli görüyordu
Gerçekten uyanmış mıydım emin değildim
Uyanması lazımdı uykusundan ruhumun
Bir daha, bir daha soğuk su çarptım yüzüme
Ve nihayet giyinip çıktım ve yetiştim servise

Ulan, herkesin mi çocuğu hastaydı be?
Günaydın dedim ses çıkmadı,
Yanı boştu, hafiften dürterek oturdum Rıza’nın yanına
Rıza, motor sesi ve tıngırtıları ninni yapmış kendine
Derin bir rüyadaydı
Bizim servisçi yine arabesk
Yine eskileri yâd ediyordu
Neyse vardık fabrikaya, günlük rutin görüntülerle beraber
Toz, duman, gürültü
Aralarda is kokusuyla bütünleşmiş yudum yudum çay
Şöyle etrafıma bakıyorum
Yorgun, yılgın yürekler, dolu kafalar
Hal hatır sormak yok
Kimse kendinden havadis vermiyor
Düşünüyorum
Hepsi güzel insan bunların
Biliyorum, tanıyorum
Hepsi dost gibi dosttu eskiden
Peki niye susmakta diller,
Çok ama çok şey anlatırken duruş ve gözler?
Düşünüyorum, düşünüyorum ve anlıyorum
Çünkü ben de onlardan biriyim
Çünkü biliyorum, bu güzel insanlar farkında
Herkesin derdinin çok olduğunun
Ve kimsenin kimseye daha da yük bindirmemesi gerektiğinin
Çünkü bu güzel insanlar
Derdini duyduğunda bir dostun
Kendi dertlerine ek eder, daha da kederlenirler
O yüzden sessiz, suskun, kendi hallerinde
Haram katmadan aşlarına, ter içinde yetişmeye çalışıyorlar
Bin kilometre hızla giden hayata, yaya halde…

Mesainin son arası
Çay bayatlamış,
Varis ağrılarım artmış
Fıtık da bu saatlerde fazla yokluyor sağ bacağımı
Evi arıyorum otuz dokuzuncu kez
Şükür ki tarhana iyi gelmiş
Bolca ter atıp yavrucak, nefeslenmiş biraz olsun
Bak bu havadis su serpti yüreğime
Unuttum çayın acılığını
Fıtık hâlâ yoklasa da, es geçtim adımlarımın yarım kalmasını…

Ah ulan Rıza! Yine uyuyordu
Geceleyin n’apacaksın oğlum?
Servisçi Metin’ e seslendim;
“Metinim, açıver şu bizim şarkıyı sana zahmet,
Rıza’nın horultusuna ek olsun.”
Aynadan göz göze geldi gülüşlerimiz
“Tamamdır Necmi baba, hemen.”
Ne güzel bir güftedir bu, ne güçlü bir bestedir
Bakın ne demiş şarkıda şair;
“Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar
Ve hiçbir şeyi istemedim, seni istediğim kadar…”
Vakit yetti ki, Metin üç defa daha başa sardı şarkıyı
Meğer Rıza bizim şarkıyı da ninni yapmış kendine, tek gözü açık halde
“Ya Necmi baba, otuz dokuz kez dinlenir mi bir şarkı? Pes yani…”
Vurdum nihayet omzuna,
Kalk ulan, kalk!
Dünyanın en yorgun işçisi sen misin?
Sabah akşam uykudasın, gece ne yapıyorsun oğlum?
“Boş ver” dedi
Normalde bana en çok dokunan cevaptır
Normalde bu cevabı sevdiğim birinden aldığımda
Yerin yedi kat dibindeki solucandan değersiz hissederim kendimi
Ama zamanla öğrendim işte
O “boş ver”in incelikler içerdiğini

Ekmeğimi fırıncı Nazım’dan
Kuş yemini kuşçu Orhan’dan alıp vardım eve
Tarhana ve sirke kokusuyla beraber
Atladı kucağıma evlat
Elimi tutup koydu alnına
“Bak baba bak, ateşim geçti”
Senin ateşin geçti
Benim varis, fıtık, yürek ağrılarım
Benim bin yıllık yorgunluğum da geçti evlat
Biz evlatla sarmaş dolaş koklaşırken
Hanım uzattı bakışlarını, mutfağın kapısından
O tebessüm var ya, o tebessüm
Bin şiirden güzeldir
Bin kitaba sığdıramam
O gülüş, beni benden tutan dua
O gülüş, kendi başına bir sevda

Bereketli tarhanayı yudumlayıp beraber
Uyuttuk yavrucağı sobanın yanında
Şükrettik bir kez daha
Var eden ve rızkı eksik etmeyen Allah’a

İşte böyle bir gün daha kayıp gitti ömrümüzden
Gayret, aşk, telaş ve zorluklarla
Yarın ola hayrola

Mehmet Gökcük

 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Nimet Canbayraktar 25 Ekim 2022 at 10:41

    Bir kitap kadar çok şey anlatıyor, satırlar. Öyle güzel hissedip yazıyorsunuz ki. Herhalde birkaç kez daha okuyacağım.

    • Yanıtla Mehmet Gökcük 25 Ekim 2022 at 11:43

      Biraz uzun oldu farkındayım. Ama bu karaktere öyle kapıldım ki yazarken, içimde bir Necmi Baba büyüdü. Kısmadan, kesmeden yayına gönderdim. Yüreğinize dokunduysa ne hoş. Eksik olmayın.
       
      Yüreği dünyaya açık, ekmeğini taştan çıkaran tüm EMEKÇİLERE SELAM OLSUN…
       
      Sevgi, saygı ve dua ile…

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan