Biraz Kitap

Zamanımızın Bir Kahramanı

6 Aralık 2022

Kitap: Zamanımızın Bir Kahramanı | Yazar: Mihail Lermontov | Yorumlayan: Hülya Erarslan


Zamanımızın Bir Kahramanı | Mihail Lermontov

Kitapta ve kitabın adında geçen “Zamanımızın Bir Kahramanı” aslında bir antikahraman. Evet güçlü, evet özgüveni yüksek, evet istese dağları devirir ama istemiyor. Tercih etmiyor. Hayatı ciddiye alıyor mu, almıyor mu anlayamadım. İlk bakışta gayet rahat, pervasız gibi gözüküyor ama o zaman niye bir günlük tutup hayatını sorgulama ve geride anılar bırakma ihtiyacı hissediyor?

Zamanımızın Bir Kahramanı | Peçorin

Kahramanımızın adı Peçorin. Kendisi bir subay. Kitapta onun günlüğüne yer veriliyor. Ancak bu günlüğe ulaşmadan önce Peçorin’in namını okuyoruz. Bir kadına aşık olduğunu, o kadın uğruna yaptıklarını… Ama sonra bu aşk nereye gidiyor? Gözlerimizi hemen Peçorin’in günlüğüne çevirelim.

Zamanımızın Bir Kahramanı | Günlük

Peçorin sıkılıyor. Her şeyden sıkılıyormuş. Gidecekmiş, yolculuk etmek belki iyi gelirmiş.
Gittiği yerlerden, tanıştığı insanlardan bahsediyor günlüğünde. Askerlik yaptığı coğrafya ve oraların insanları ile ilgili düşünceleri de yer alıyor kitapta. Kazaklar, Çerkezler, Tatarlar, Ruslar… Kiminin bam teline dokunabilir yaptığı bazı genelleyici ifadeler.

Ve kadınlardan. Bir prensesle tanışmış, prensese aşık olmadığı hâlde kadını kendisine aşık etmeye çalışmış. Neden? Kendisi de bilmiyor.

Evli bir kadınla aşk yaşamış. Kadını seviyor mu? Kendisi de bilmiyor.

Zamanımızın Bir Kahramanı: Kadınlar

Kadınları genel olarak seviyor Peçorin. Ama sorun da tam olarak bu zaten. Genel olarak seviyor, özel olarak değil. Bir kadına özel bir duygu beslese bile bu daimi olmuyor. Sürdürülebilir bir ilgi ve sevgisi yok. Bu yüzden kadınları çok üzüyor ve bunun farkında:

“Benim hayatta tek işim başkalarının umutlarını yıkmaktan mı ibaret?” diye soruyor kendi kendine.

“Yaşamaya, hareket etmeye başladığımdan beri kader beni başkalarının dramlarının sonuna yetiştiriyordu, sanki kimse bensiz ölemezmiş ya da acı çekemezmiş gibi!”

Kendisini iyi bir insan olarak görmüyor, kadınların da iyilik meleği olduğunu düşünmüyor. Kadınların kendilerini böyle görmelerini de eleştiriyor:

“Şairler şiir yazalı, kadınlar da onları okuduğundan beri (bunun için de kadınlara içten bir teşekkür borçluyuz) melek olarak nitelendirilmeye öylesine alıştılar ki aynı şairlerin Neron’u bile para uğruna yarı tanrı katına çıkardıklarını unutarak büyük bir safiyetle kendileri de inandılar melekliklerine.”

Zamanımızın Bir Kahramanı: Evlilik

Tipik bir sıkılgan olarak Peçorin de evlilik korkusuna sahip.

“Bir kadını ne kadar seversem seveyim, kendisiyle evlenmek zorunda olduğumu bana hissettirirse ne aşk kalır ne bir şey! Yüreğim taş kesilir ve hiçbir şey onu eski sıcaklığına getiremez. Bu fedakarlığın dışında her fedakarlık istenebilir benden.”

Evlilik korkusunu; örümceklerden, hamam böceklerinden, farelerden neden korktuklarını bilmeyen insanlara benzetiyor.

Ama sonra anlaşılıyor Peçorin’in korkusunun sebebi. Küçükken annesi fal baktırmış. Falcı, oğlunun kötü bir evlilik sonucu öleceğini söylemiş. Bunu duyan küçük Peçorin’in büyüyünce evlilikten korkması anlaşılabilir bir durum.

Peçorin vurdumduymazlığı ve alaycılığı ile sadece kadınları değil, erkekleri de kızdırıyor.
Bence bu kadar kızacak bir durumu yok. Ben sevdim kendisini. Ama uzaktan.
 
 
Saygılar,
Hülya Erarslan
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan