Satır Arası

Yaptıklarım

23 Şubat 2024

Yazı: Yaptıklarım | Yazan: Aile Danışmanı Nalan Erpolat
Bu hayatta herkesin uğraştığı belli başlı işleri var.

Kimi insan, bazı şeyleri geçinmek için yapmak zorundadır; kimisi sevdiği şeylerle vakit geçirmek için yapar; kimisinin uğraşı gerçek bir tutkudur; kimi ise -mış gibi görünmek için yapar.

Kimileri de hiç sevmediği şeyleri, zorunda da olmamasına rağmen, sadece çevresindekiler için yapar. Onlar kırılmasın diye, onlar istiyor diye, onlar konfor içinde olsun diye. Diğer bir değişle, diğerlerinin mutluluğu için kendi mutluluğunu bile isteye feda eder.

Hangi motivasyonla yaparsa yapsın, her birey her davranışına bir yorum yapar ve yaptıklarına bir anlam yükler. Bazen yaptıklarını çok yetersiz bulur fakat bazen de çok büyük görür.

Yaptıklarını Yetersiz Görenler

Yaptıklarını sürekli yetersiz gören bireyler, hayatta hiçbir zaman mutlu olamazlar. Hep daha fazlasını yapmaları gerektiğini düşünürler. Aslında daha fazlasını yapmak istemek, bir yönüyle çok geliştirici bir durumdur. Her günü bir öncekinden üretken geçirmek için herkesin, yaptıklarını biraz yetersiz görmesi gerekir. Ama bunun dozu fazla olursa mutsuzluk ve tatminsizlik başlar. Her bireyin dengesi, kendi mizacına ve hayat dinamiklerine göre değişebilir. Bu sebeple, yaptıklarını yetersiz görme dozu da kişiden kişiye değişir. Bu dengeyi yakalamak için çıkış noktası, bireyin yaptıklarını ve kendi imkanlarını doğru değerlendirebilmesidir. Diğer bir deyişle, birey olmak istediği yere ulaşmak için elindeki imkânları doğru değerlendirip değerledirmediğine bakmalıdır. Bu değerlendirmeyi doğru yaparsa yaptıklarını günden güne daha anlamlı hale getirebilir.

Bunu yapmak yerine, sürekli yapmadıklarını ya da yapabilme imkanı olmayan şeyleri düşünürse çıkışı olmayan bir huzursuzluk girdabına girer. Bu durumda da bugün yapabileceklerini kesinlikle yapamaz. Büyük bir ihtimalle de birkaç sene sonra bugün kaçırdıklarına hayıflanacaktır.

Bu duruma, Dostoveyski’nin “Suç ve Ceza” romanında, Raskolnikov’un bir sözü çok güzel bir örnektir: “Gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken kaybettim.”

Zayıf yönlere hayıflanmak yerine, güçlü yönleri doğru kullanabilmek önemlidir.

Yaptıklarını Büyük Görenler ve Değerli Görenler

Bazen de bireyler, yaptıklarını çok büyük görürler. Daha doğrusu yaptıklarıyla büyüklenirler. Bulundukları konumların hep en büyük ve en önemli olduğunu düşünüp bunu çevrelerinin de görmelerini isterler.

Bu durumu yaptıklarını değerli görenlerle karıştırmamak gerekir. Yaptığını değerli gören insanlar, yaptıkları işe ve kendilerine saygı duyarlar. İçleri huzurlu insanlardır. Ürettiklerini ve bilgilerini başkalarıyla paylaşmak isterler. Yaptıklarıyla büyüklenenler ise paylaşımcı olmaktan ziyade ezici ve kırıcı olurlar. Huzurlu değil kibirlilerdir.

Bireyin iç huzuru, yaptıklarına verdiği anlamla oluşur. Yaptığını, çok büyük ya da çok yetersiz görmek boşa geçen bir ömürdür. Yaptıklarını kıymetli görmek ve kıymetlendirmek, insan hayatının en anlamlı yönüdür.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan