Satır Arası

İnsan Hayatında Pareto İlkesi

20 Kasım 2020

Yazı: İnsan Hayatında Pareto İlkesi | Yazan: Nalan Erpolat

Sonlarına yaklaştığımız 2020 yılı dünyanın hemen hemen her yerinde, hemen hemen herkes için az ya da çok kaygılı geçti. Öylesine farklı, öylesine ezberleri bozan durumlar yaşandı ki herkes içine döndü. “Nereden geldim, nereye gidiyorum”u sorguladı herkes. Son zamanların en çok sorulan sorusu “Şimdi ne olacak?” olsa da hemen hemen herkes anladı artık bu sorunun net bir cevabı olamayacağını. Bu aşamadan sonra da herkesin sorgusu “Nasıl yıkılmadan ayakta kalabilirim?”, “Yeni duruma adapte olabilmek için hayatımı nasıl düzenleyebilirim?” üzerine olmaya başladı.

Hayatı Yeniden Düzenlemek?

Çok gündemde olan “hayatı yeniden düzenlemek” kavramını hayata geçirmek kolay bir durum gibi de gelmiyor çoğu insana. Bunu basite indirgemek için de “Sen değişirsen dünya değişir”, “Kendini değiştir hayatın değişsin” gibi söylemler dolaşıyor herkesin dilinde. Tüm bunları duyan bireyler, kendilerine dönüp hayatlarında uygulama yapmak istediklerinde genellikle nereden başlayacaklarını bilemiyorlar, bilemeyince de çaresiz hissediyor ve değişimi erteliyor, hatta değişmekten vazgeçiyorlar. “Böyle gelmiş, böyle gider” deyip yaşayabilecekleri kaliteli hayattan ümitlerini keserek hayatın tadına varmadan yaşayıp gidiyorlar.

Oysa ki tam anlamıyla hayatta nelere çok fazla önem verip, neler için çok fazla emek ve zaman harcadığını tespit eden insanlar, bu farkındalık ışığında küçücük adımlarla büyük yollar aşabiliyorlar. Bunu, tüm alanlarda kendini ispatlamış olan 80-20 kuralı ile bir nebze somutlaştırmak mümkündür.

Pareto İlkesi

On dokuzuncu yüzyılda yaşamış olan İtalyan matematikçi ve ekonomist Vilfredo Pareto’nun bulmuş olduğu bu ilke, “80-20 Kuralı” olarak da biliniyor. Pareto, 19. yüzyıl İngiltere’sinin servet ve gelir dağılımını incelemiş ve ülkenin %80 zenginliğinin, nüfusun %20’sinin elinde olduğunu farketmiştir. Buradan yola çıkarak hem kendi ülkesini hem de başka ülkeleri aynı yönden incelemiş ve çok benzer bir tablo ile karşılaşmıştır. Her ne kadar bu dengesizliği çok net bir şekilde fark etmiş de olsa, yaşadığı dönemde kendini yeterince anlatamamış ve tam olarak bu ilkeyi açıklığa kavuşturamamıştır.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, dönemin önemli iktisatçıları George Zipf ve Joseph Juran, “Pareto İlkesi”ni yeniden canlandırmış, önemli azınlığın önemsiz çoğunluğa ağır bastığını bu sefer kabul ettirmişlerdir. Bu ilke dünyada “dengesizlik ilkesi” ya da “asgari çaba ilkesi” olarak da bilinir ve sadece ekonomi alanında değil, birçok alanda genelleştirilebilir bir özelliğe sahiptir.

İnsan Hayatı ve Pareto İlkesi

Genel anlamda şöyle bir bakıp birkaç örnek vermek gerekirse:

  • Büyük şehirde trafik sıkıntısı olduğu gerçeğini kimse inkar etmez ama bakınca trafiğin %80’i yolların sadece %20 sindedir.
  • İnsanlar vakitlerinin %80’ini tanıkları insanların %20’si ile geçirmektedir.
    İş dünyasında da, şirketlerin satışlarının %80’ininin tüm müşterilerin %20’sine yapıldığı belirlenmiştir.
  • Dünyaca ünlü önemli bir teknoloji şirketi, en fazla raporlanan hataların %80’ini çözerek, çökmelerin %20’sini engellediklerini duyurmuştur.

Tabii ki bu oran her zaman ve her durumda 80-20 olmaz ama dengesiz bir dağılım olduğu muhakkaktır.

İnsanlık sezgisel olarak çoğu zaman nedenlerle sonuçların eşit olduğunu düşünür ama biraz farkındalıkla bakınca elde edilen sonuçlar için tüm sebepler aynı öneme sahip değildir. Hatta bazen sebep sanılanların sebep bile olmadığı fark edilir.

Her birey kaliteli bir yaşam için değiştirmesi gereken çok şey olduğunu düşünüp, “Hangi birini düzelteyim ki?!” diyebilir. Ama hayatını gerçekten mercek altına alıp, önceliklerini doğru belirleyen bireyler, birkaç ufak değişiklikle hayatlarının büyük kısmını olumlu yönde geliştirebilirler. Burada önemli olan hayattaki sebep-sonuç ilişkilerini sezgisel değil, matematiksel değerlendirebilmektir.

Öncelikli kişiler, öncelikli işler, öncelikli etkinlikler… tüm bunlara karar verirken ve hayatı planlarken, kişi kendini ve duygularını çok iyi tanımalıdır. Kendine iyi gelmeyen meşguliyetler için ömrün çoğunu harap etmenin sonu pişmanlıklarla dolu olur.

Memnuniyetsizlikten, memnun olma haline dönüşmek için, hayatımızın büyük bir bölümünü etkileyecek küçük hamleyi tanımlamak ve eyleme geçmek için şu andan daha güzel bir zaman yoktur bence.

Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

4 YORUMLAR

  • Yanıtla İlayda Oylum Güleryüz 20 Kasım 2020 at 10:03

    Harika… Tam da ihtiyacımız olan yazı. Tebrikler sevgili Nalan. Kalemine ve oranına sağlık.

    • Yanıtla Nalan Erpolat 21 Kasım 2020 at 00:01

      Teşekkür ederim İlayda. Beğendiğine çok sevindim. 😘

  • Yanıtla Özge Can 20 Kasım 2020 at 17:15

    Pareto İlkesinden habersiz, kendimce buna benzer çıkış yolu bulmuştum ben de. Bir kişi, olay, durum karşında olmasa ne etki hissedeceğim, varlığı ne katıyor hayatıma gibi sorularla kar-zarar eğrisi oluşturuyordum zihnimde. Sonuç; tam da dediğin gibi memnuniyet.
     
    Fikrine sağlık Sevgili Nalan. Uzmandan onay almış oldum, teşekkür ederim.
     
    Sevgiler diliyorum, bol memnuniyetli zamanlar…

    • Yanıtla Nalan Erpolat 21 Kasım 2020 at 00:00

      İnsanın kendi kendine böyle çıkış yolları bulabilmesi ne kadar kıymetli. Memnuniyete gönlü olan buluyor Özgecim.
      Yorum için çok teşekkür ederim. 😘

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan