Sessizlik Öyküleri

Peki Bir Salgın Olma İhtimali Nedir?

16 Eylül 2021

Yazı: Peki Bir Salgın Olma İhtimali Nedir? | Yazan: Hakan Özbek

Sürekli birileri ölüyor mahallede. Daha 3 saat önce konuştuğum çocuk, köşeyi döndüğünde ölmüş mesela. Geçenlerde de Hilmi Amca ölmüştü. Bizim bakkalla konuştum, onun da eniştesi ölmüş birden bire. Sonra yan komşumun eltisi, sokağın başındaki tekelin hemen üstünde oturan deli amca. Gerçi onunki diğerlerinden biraz farklı, saymayabiliriz. O pencereden atlamış. Görgü tanıklarına göre atlamadan önce, “Geliyorum amına koduğum” diye bağırmış. Diğerleri gibi değil yani. Onun haricindekilerin hepsi birden bire ölmüş. Ne bir hastalık, ne bir belirti, ne başka bir şey. Ölmek için bir sebebi olmalı insanın sonuçta.

Bizim mahallenin nüfusu 568 sanırım, öyle hatırlıyorum. Şimdi ise sadece 472 kişi kaldı. Ciddi bir kıyım var anlayacağınız. Sebebini henüz bilmiyoruz, yetkilere haber verdik önceki gün. Birilerinin arayıp durumu bildirmeleri gerekiyordu sonuçta.

– Merhaba, belediye mi?

– Evet, buyurun?

– Ben bir konu için aramıştım.

– Konu nedir, sizi ilgili birime aktarayım?

– Ölümler.

– Pardon?

– Ölen insanlar konu…

– Cenaze İşleri’ne bağlıyorum, lütfen hattan ayrılmayın.

– Bekliyorum.

Beklemeye başladım. Şu klasik bestelerden biri çalmaya başladı. Ancak bestenin bu amaçla kullanılacağını bilse, bestecisi utanırdı. Ses kesik kesik geliyordu. Çalan besteyi anlamaya çalışırken, telefon bağlandı.

– Buyurun?

– Ben mahalledeki ölümler konusunda aramıştım.

– İsminiz nedir, kayıt almak için soruyorum.

– Hakan Bey.

– Soyadınız?

– Bey.

– Hakan Bey, doğru mu?

– Evet evet.

– Sizi dinliyorum.

– Son bir haftada mahallede çok fazla insan öldü. Benim hesaplamalarıma göre 96 kişi.

– Evet?

– Bu sizce de yüksek bir rakam değil mi?

– Oldukça yüksek bir rakam. Tamamının bu hafta içinde öldüğünden emin misiniz?

– Evet eminim.

– İlginç. Hangi mahallemizde oturuyorsunuz peki?

– Sigorta Mahallesi.

– Kayıt açıyorum şu an.

– Peki, bekliyorum.

– Bu arada Hakan Bey, tüm ülkede bu hafta ölenlerin sayısı 101.

– Bizim mahalle liderliğe oynuyor anlaşılan. Neyse. Bu konuda belediye olarak bir araştırmanız, bir çalışmanız var mı?

– Bizim gözümüzden kaçmış açıkçası ancak bu konunun belediyenin çalışma alanına girip girmediğinden emin değilim.

– Nasıl emin değilsiniz? Siz belediyede çalışmıyor musunuz?

– Evet Hakan Bey ancak daha önce hiç böyle bir konu hakkında bizi arayan olmamıştı.

– Biz bir salgın olup olmadığından şüpheleniyoruz mahalle olarak. Açıkçası Sağlık Bakanlığı’na ve Başbakanlığa da birer e-posta gönderdik ancak bizi pek ciddiye almadılar sanırım.

– Bilemiyorum ancak onların ilgilenmesi daha doğru olur.

– Peki bir salgın olma ihtimali nedir?

– Hiçbir fikrim yok.

– Peki siz bu konuda ne yapabilirsiniz?

– Yani cenaze işlerinde bir yetersizlik varsa, belediye olarak bununla ilgili bir çalışma yapabiliriz talep olursa.

– Bilmem ki, ölenlerin yakınlarına sormak lazım.

– Başka bir şey?

– Yok, teşekkürler.

Belediyenin hiçbir fikri yoktu. Hatta ölenlerden haberdar bile değildi. Belki ben telefonla konuşurken bile bir iki yeni ölüm olmuştur. Bakanlığa gönderdiğimiz e-postaya yanıt gelmiyordu. Düşününce bu normaldi. Muhtemelen binlerce e-posta arasında Sigorta Mahallesi’ndeki ölü sayısı ilgilerini çekmemiş, belki henüz böyle bir e-posta gönderildiğinden haberleri bile olmamıştı. Bizim kendi mahallemizde birden bire ölmemiz, ülkenin umurunda değildi.

Telefonumdaki mail adresini sürekli yokluyor, telefonumun sesini açık tutuyordum. Bir umut arayan olursa duymamaktan ya da gönderilen maili geç görmekten korkuyordum.

WhatsApp’taki mahalle grubuna gelen mesajların ardından akşam mahalledeki Sarılar Kahvehanesi’nde toplanıp haberleri izlemeye koyulduk. Kahvedeki dört televizyondan farklı kanalları takip ediyor, bizim ölümlerimizle ilgili bir haber olup olmadığını takip ediyorduk. Bir de böyle bir günde dayanışmak bizi az da olsa rahatlatıyordu.

– Gençler böyle şortla gelmeyin bari, biraz ciddi olun ya!

Kahvenin sahibi Hulki Ekvador toplantıya geç gelen, bir de yetmezmiş gibi şortla gelen gençleri azarlıyordu ki Muhtar Mahmut Fellah onu sakinleştirdi.

– Boşver verin be Hulki Bey, böyle bir günde gelmişler ya önemli olan bu. Takılmayın, genç onlar.

– Muhtarım siz de biraz politik davranıyorsunuz ama! Her şeyin bir usulü var değil mi, genç diye bunlara öğretmeyelim mi?

– Tatlı dil efendim, tatlı dil…

– Neyse, geçin şöyle.

Artık normal kanallarda ana haber bültenleri sona ermiş, bize dair hiçbir şey çıkmamıştı. Bu kez belki haber kanallarında bir şey çıkar umuduyla onları izlemeye ancak orada da, Yeni Zelanda’nın isminin değiştirilmesine dair kampanya, Suriye’nin dış politikası, İzlanda Cumhurbaşkanının ananaslı pizza açıklaması gibi haberler dönüyordu.

– Ölüyoruz lan burada!

– Sakin olun, sakin. Neden ölelim, bakın ölmeyelim diye toplandık ya. Hem ölen olursa hemen müdahale etme şansımız olur. Belki bilmiyorsunuz ama ölenlerin hepsi tek başınayken ölmüş.

Muhtar Mahmut Fellah, tansiyonu düşük tutmaya çalışıyordu.

– Hakan Bey, siz belediyeyle konuştunuz mu?

– Konuştum, onlar ilgilenmiyormuş. Sağlık Bakanlığı’nın bakması gerekiyormuş bu duruma. Sadece cenaze işlerinde desteğe ihtiyaç var mı diye sordular.

– Eeee?

– Eeesi öyle işte, varsa haber verelim adamlara.

– Yok.

– Bu arada bu hafta tüm ülkede ölenlerin sayısı 101. Bunların 96’sı ise bizim mahalledenmiş.

– Kim dedi bunu?

– Cenaze İşleri’ndeki adam söyledi, bugün konuştum ya.

– Çokmuş.

Gece saat 2’ye kadar tüm kanalları yoklasak da bizimle ilgili tek bir haber bulamadık. Ertesi gün ise Sağlık Bakanlığı’ndan bir yetkili e-postama yanıt verdi. Ölümleri takip ettiklerini, ilk başta hayrete düştüklerini ancak sonunda sağlıklı bir açıklama bulduklarını söyledi. Bizim mahallede ölenlerin 89’u 80 yaşının üzerindeymiş. Geri kalanlar ise tesadüf demişler. Ayrıca salgın falan da yokmuş. Daha doğrusu bir salgın varmış ama Çin’deymiş sadece.

Bunu mahalleliyle WhatsApp’tan paylaştım, yine de içinde bulunduğunuz durum bize mantıklı gelmedi. Bizim mahallede tesadüfen ölenler ile tüm ülkede ölenler neredeyse eşit sayıda bu açıklamaya göre. Çin’deki salgın ne olur derseniz, onu biz de bilemiyoruz.
 
 
Hakan Özbek
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 9 Ekim 2021 at 21:32

    Hikayeden sonra bir boşluk hissi oluştu …

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan