Tanrı'nın Saati

Hades

24 Aralık 2018
Hades


Dizlerinin dibinde Kerberos ve elinde Bidenti ile Hades

“Muzlim yeraltının, ölüler diyarının ve ölümün tanrısı!“ diye bağırıyordu Kıssahan, Atina sokaklarına kurduğu Meddah sahnesinde.

“Püremvat bir yer altı!

Zeus’un giremediği,
Poseidon’un yaklaşamadığı,
Thatanos’un dahi onun emriyle çalıştığı,
Kerberos ile girişinin ve çıkışının korunduğu yer altı!

Hades’in sizlere söylemek istedikleri var!

Dürüst olun! Ölen insanlar, fani yaşamlarında iyilerse Elysium’da; ne kötü, ne de iyilerse Asphodel’de yaşamlarını sürdürecekler. Oradaki işkenceleri tatmak istemiyorsanız yalan söylemeyin, çalmayın, kimseyi dolandırmayın!”

Bunları duyan insanlar korku ve saygı ikileminde Kıssahan’a doğru yaklaşıyor, ellerindeki yiyecekleri onun sahnesine bırakıyorlardı. İçlerinden bir kısmı Yüce Zeus’tan yardım istiyor, bir kısmı inançsız fakat endişeli bakışlarla hikayeyi anlamaya çalışıyordu.

Hades’in zenginliği ve cömertliği anlatılırken insanların yalvarışları daha da sesli hale geliyordu. Ne zaman bir Kıssahan, tanrılardan birini anlatırken şimşek çaksa veya yağmur yağsa, insanlar Zeus’un kızdığını düşünüp kaçışıyordu. O yüzden bunu fark eden Kıssahanlar hikayelerini genellikle yaz mevsiminde anlatır, kış dönemlerinde Zeus’u över, baharda Demether’e dua ederlerdi. Her duyguya bir tanrı, her tanrıya bir güç yüklemişlerdi.

Titanların savaşını anlattıkları dönemde oluşan kargaşada binlerce insan öldürülmüş, sürgün edilmiş veya dışlanmıştı.

Fakat Meddah sahneleri bu işi sonunda başarıp, Zeus’u en büyük tanrı yapabilmişlerdi.

Persephone & Hades

Tüm bunlar yaşanırken doğa ve tarım tanrıçası Demether, Afrodit’i kıskandıracak güzellikte olan kızı Persephone’yi seyrediyordu. Küçük bir kız çocuğu olan Persephone ellerini göğsüne bağlamış, Nergis çiçeklerinin içinde güneşi ve gökyüzünü izliyordu. Annesi Demether onu sürekli uyarıyordu, sakın ola parlayan bir nergis görürse koparmamalı, diye. Fakat küçük Persephone zamanla büyüyor ve Mnemosyne’in laneti ile unutuyor annesi Demether’in uyarısını. Gördüğü parlayan bir nergisi koparıyor. Aniden siyah atları ve aracı ile topraktan Hades çıkıp, Persephone’yi yeraltına kaçırıyor. Ona nar ikram edip, yediriyor. Fakat yeraltının bir kuralı var!

Her kim ölüler diyarında bir şey yerse, o kişi yeraltına aittir!

Persephone'nin Kaçırılışı


Persephone’nin Kaçırılışı

Üzüntüsü öyle büyük olur ki Demether’in, hayata küser. Sonunda her şeyi gören ve bilen Güneş Tanrısı Helios ona kızının yeraltına kaçırıldığını söyler. Bunun üzerine Demether, Olympos’tan ayrılır, yüreği sızlayarak ıssız bir yere çekilir. Onun küsmesiyle toprağın bereketi kalmaz, insanlar kıtlık tehlikesine uğrar. Zeus onu barıştırmaya çalışır, ancak Tanrıça Demether yalvarmalara kulak vermez. Bütün çabalarının boşa gittiğini gören Zeus, en sonunda Persephone’nin yılın üçte ikisini, yani çiçek açma ve meyve zamanını, anası Demether’in, geri kalan üçte birini, yani kışı da kocası Hades’in yanında geçirmesini kararlaştırır.

Kıssahanlar bir gün Stageria’da bunları anlatırken Aristo elindeki meşaleyi adama doğru tutmaya başlar. Gözü kamaşan adam gündüz vakti bunu neden yaptığını sorunca Aristo da; “Sözlerin ne kadar karanlık, onu aydınlatıyorum,“ der…

Aristo’yu bilen halk onun ne demek istediğini anladıkları için bu Meddah oyunlarına katılım zamanla azalır.
Oyunlar giderek azalır fakat insanlar üzerinde kurdukları baskı artar. Siyasi olaylara alet olan Meddahlık ve Kıssahan mesleği resmileşti ve onlara özel haklar tanındı. Halka hangi kanun çıkarılacak olsa Zeus Emri, Hades Cehennemi anlatılıyordu.

Arada bir insanlara ümit olsun diye Herkül gazı verilip, uyutma politikası korku yoluyla sevdiriliyordu.

Kelime anlamı olarak “Hades” görünmez manasına gelmektedir. Onu görünmez yapan bir miğferi ve Bident denen iki uçlu bir asası vardır. Bu asanın bir ucu ölümü, bir ucu yaşamı temsil etmektedir. Yeraltı zenginliklerinin sahibidir, yerden çıkan değerli metaller onu Bolluk, Çokluk ve Servet Tanrısı yapmıştır. Dilediğini zengin, dilediğini fakir yapar. Acımasız ve korkunç olsa da sözünden dönmez ve birçok Tanrı’nın aksine kaprisli bir Tanrı da değildir.

Ölüler Ülkesi

Hades’in ülkesinde Phlegeton (Ateş Irmağı), Lethe (Unutuş Irmağı) ve tanrıların adına yemin ettikleri kutsal ırmak Styx bulunur. Zeus gibi Hades de insanlara rüyalar gönderir. Düşler yeraltı dünyasından çıkarken iki kapıdan geçerler. Boynuz kapıdan çıkanlar güzel, iyi rüyalar; fildişi kapıdan çıkanlar kötü rüyalardır.

Enteresandır ki Hades’in yeraltı ülkesine yaşayanlar ölmeden de geçebilmektedir. Orpheus, Theseus ve Herkül Ölüler Ülkesi’ne inip de canlı dönebilen kahramanlardır.

Diyarın girişini üç kafalı şeytani bir köpek olan Kerberos korur. Herkes o köpeğin dehşetinden korkar ve kimse o kapıyı geçemez. Herkül bir macerasında bu köpekle yüzleşmiştir.

Hades her ne kadar birçok zenginliğe sahip olsa da ortalıklarda pek gezinmez, övünmez, konuşmaz, diğer tanrıların Olimpos’ta katıldıkları şölenlere katılmaz. Sahibi olduğu yeraltı ülkesi o kadar karanlıktır ki efendisi daima orada olmayı tercih eder.

Bir keresinde Poseidon, Hades’i sinirlendirmek için üç başlı çelimsiz mızrağını (Trident) yere saplar ve yeryüzü boydan boya yarılarak Hades’in karanlık yeraltı ülkesi meydana çıkar. Hades sinirlenir, yetmiş bin kişilik Ölüler Ordusu ile Atlantis Denizini kurutur.

Roma’da gladyatörlerin yıkandığı ve uyuduğu yerlere ölümü hatırlatmak için siyah Pluton (Hades’in Roma Mitolojisi’ndeki adı) heykeli konulurmuş. Pluton, tanrılar ve ölümlüler arasında en korkulan ve sevilmeyen tanrıydı. İnsanlar onun dikkatini çekmemek için adını anmaktan kaçınır, onu yatıştırmak için kara koyunlar kurban ederek kanlarını derin çukurlara ya da yarıklara akıtır, ona dua ederken başlarını yere vururlardı.

Binlerce yıl öncesinin efsanesi bir zamanlar devletin ana din yapıtıydı ve inanmayanlar ağır şekilde cezalandırılıyordu.

Ben bu mitoloji olaylarını çok güçlü hayal dünyası olarak benimsesem de eğer insanların ölümüne, mahkumiyetine yol açmışsa, mutlaka diğer öldüren düşünceler de sorgulanmalı ve mitolojiye çevrilmeli derim…

Dünya başkalarının hikayesinde yaşamak için çok elverişsiz…

Hayat da bir o kadar kısa…

Ahmet Yonca

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

8 YORUMLAR

  • Yanıtla Derya Uzel 24 Aralık 2018 at 09:24

    Tebrikler; ilk çağlardaki cehaletin günümüze kadar, git gide bozularak geldiğinin örneğidir! Bunu açarsanız muhteşem bir kitap ortaya çıkacaktır 🦋 Anlayanınız bol olsun!

    • Yanıtla Ahmet Yonca 24 Aralık 2018 at 11:36

      Sevgili Derya, seni gönülden destekliyor ve dediğin gibi de Hades’i kendi hikayelendirmem ile mitolojinin dışına çok çıkmadan uzun uzadıya yazacağım. Ben de bundan güzel bir kitap çıkacağını düşünüyorum. Çok teşekkür ederim 🙏

  • Yanıtla Nurcan Doğan 24 Aralık 2018 at 09:45

    Sevgili Ahmet, kitap olacak performans var bu yazıda. Ahmet şöyle bir şey yapsan, mitolojide var olan her Tanrı’yı sana has anlatım şeklinle kaleme alsan ve böylece daha çok Ahmet okusak. Bugün Ayşecim bizle ilgili öyle güzel bir yorum yapmış ki… Çok sevdim yazını ve Hades sana benziyor bilesin.🌹🖤

    • Yanıtla Ahmet Yonca 24 Aralık 2018 at 12:13

      Sevgili Nurcan. Hades benimdir belki de 😜🧐🧐 Velakin bahsettiğin olanakları not ediyorum. Yaşamaya zamanım olunca, mutlaka değerlendireceğim. Çok teşekkür ederim.

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 24 Aralık 2018 at 12:50

    Yunan Mitolojisini ne kadar sevdiğimi biliyorsun Ahmetcim, düşüncelerini mitolojiden hareketle temellendirme fikrini de çok sevdim. Keyifle okudum canım…

    • Yanıtla Ahmet Yonca 24 Aralık 2018 at 15:16

      Teşekkür ederim 🙏

  • Yanıtla Neşe Kazan 25 Aralık 2018 at 04:48

    Mitoloji aslında hiç ilgimi çekmeyen bir alan. Ama çocukluğumda koskoca bir ansiklopedim vardı ve her sayfasında tanrılar ve tanrıçaların tasviri resimlenmisti. Bakmaya doyamazdım. Bu konuda fazla fikrim yok. Ama yine de sürükleyici ve açık yazılmış bir yazı olduğundan anlamakta zorluk çekmediğimi söylemeliyim.
     
    Mutlu kalın…
     
    Yüreğinize sağlık…

    • Yanıtla Ahmet Yonca 25 Aralık 2018 at 16:13

      Neşe ablam, bilgine ve yaşam anlayışına hayranım… Öncelikle sosyal ve demokrat oluşun, insan haklarını gözetmen, yargılayan sorulayan inanan biri olman, benim en sevdiğim tarafların. Güzel yorumuna da teşekkür ederim. Seviliyorsun

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan