Yaşamak Yaratmaktır

Spor, Ahlâk ve Adalet | 1

8 Mayıs 2019

Yazı: Spor, Ahlak ve Adalet | 1 | Yazan: Prof. Dr. Atilla Erdemli

Spor, Ahlâk ve Adalet yazı dizisinin tüm bölümleri:

Spor, Ahlâk ve Adalet | 1
Spor, Ahlâk ve Adalet | 2
Spor, Ahlâk ve Adalet | 3
Spor, Ahlâk ve Adalet | 4
Spor, Ahlâk ve Adalet | 5

1. Soruna Bütünden bakmak

Spor konusunda yeterli bir bilince ulaşmadan, sporun değişik sorun alanlarında aydınlanmanın zor olacağını düşünüyorum. Spor konusunda bilgilerimiz genellikle bölük pörçüktür. Oysa bir konuda iş yapabilmek, düşünce geliştirebilmek için o konunun bütünüyle ve derinlemesine olmasa da bir ölçüde fakat doğru bilinmesi gerekir. Bu nedenle ilkin sporun ne olduğu üstüne konuşmanın yararlı olacağını düşünüyorum. Sporun ne olduğu üstüne söyleşirken, ele alınacak sorunlar üstüne önemli görüşlere ulaşılması da olasıdır.

Spor konusunda bütünüyle aydınlanabilir miyiz?

Sanmıyorum. Spor çok geniş bir etkinlik alanı göstermektedir. Burada sporun ancak belli bir yanını, fakat merkez durumundaki birkaç yanını, yani oradan değişik uzanımlar yapabileceğimiz birkaç yanını ele almanın yararlı olacağı kanısındayım.

2. Spor Nedir?

Bu soru sorulduğunda genellikle bir tanım verilmeye çalışılır. Sporun tanımı bir olanak olarak vardır fakat o tanımı başarıyla ortaya koyabilmek son derece zordur. Burada böyle bir zorlukla uğraşmaktansa, sporun ne olduğunu belli başlı yanlarıyla, özellikleriyle betimlemeye çalışmanın daha aydınlatıcı olacağını düşünüyorum. Bunun için sporun tüm özelliklerini sıralayıp, anlatmaya kalkmayacağım; ne ele aldığımız sorundan uzaklaşmak, ne sıkıcı bir metin yazmak ve ne de bu yazının sınırlarını aşmak istiyorum.

“Spor Nedir?” diye sorulduğunda söylenen çok zaman, sporun bilinen bir iki özelliği ile insan için yararlarından bir ya da birkaçı birleştirilerek bir tanım yapmaya çalışılır.

Söz gelimi;

“Spor insana sağlık veren bir beden hareketidir.”
”Spor insanın bedenini ve ruhunu geliştiren bir fizik mücadele biçimidir.”

gibi bir çok şey söylenir. Gerçekten de sporun insan için pek çok yararı vardır. Bunların başında sağlık gelir. Spor yapıp, sağlımızı kurtarıp, biraz da sportif başarılar elde edince; “Canım sana feda olsun” anlayışının postnationalist yorumuyla “Ülkemizi yurt dışında en iyi şekilde temsil etmek ve bayrağımızı göndere çektirmek” için spor yapılır.

Bunların dışında kuşkusuz insan için yararlı pek çok nedenle spor yapılabilir. Amacım bunları anlatarak,”İşte spor budur,” demek değil. Ayrı deyişle sözlerimin daha başındayken burada “Spor ne için yapılır?” diye bir soru sormayacağım. Daha başka bir şey soracağım.

2.1. Spor ne için yapılmaz?

Spor olgusuna yapısı, iç dinamikleri uyarınca bir bütün olarak baktığımızda şunu görüyoruz: ”Spor sağlıklı olmak için yapılmaz, spor güzel bir bedene sahip olmak için yapılmaz, spor para kazanmak için yapılmaz, spor başarılı bir insan olmak için yapılmaz, spor birinci olmak, şampiyon olmak için yapılmaz, spor rekor kırmak için yapılmaz, spor madalya kazanmak için yapılmaz, spor ün ve ünvan kazanmak için yapılmaz, spor birilerini memnun etmek için yapılmaz, spor birilerinin hoşuna gitmek veya gözüne girmek için yapılmaz, spor politik amaçla yapılmaz, spor bir topluluk veya toplumun bir başka topluluk veya topluma üstünlüğünü kanıtlamak için yapılmaz, spor barışı sağlamak için yapılmaz, spor ulusunun bayrağını göndere çektirmek için yapılmaz, spor mükemmellik duygusunu geliştirmek için yapılmaz, spor hoşgörü gücümüzü artırmak için yapılmaz, spor mücadeleci yanımızı geliştirmek için yapılmaz, spor mutlaka kazanmak için yapılmaz, spor girişimci, sevilen bir insan olmak için yapılmaz, spor demokrasinin ihtiyacı olan insan düzeyine gelmek için yapılmaz…”

❗️Açıkcası spor bir tek şey dışında hiçbir şey için yapılmaz. Sporun tek bir amacı vardır.

2.2. Spor ne için yapılır?

Şimdi haklı olarak bir sorunun yanıtı beklenmektedir: Spor ne için yapılır?

Bu sorunun yanıtına geçmeden önce, söylediklerimin bir hesabını vermem gerekmektedir. Bunu da bir örnekle gerçekleştirmek istiyorum. Aynı örnek yukarda “yapılmaz” diye sıraladıklarımın hepsi için verilebilir. Biraz önce “Spor Sağlık için yapılır?” anlayışının karşısına “Spor sağlık için yapılmaz” düşüncesiyle çıktım.

İlkin sporun sağlık için yapıldığını düşünelim. Burada amacımız sağlıklı olmaktır. Sağlıklı olunca spor yapma isteğini duyar mıyız? Grip olmadığı zamanlarda kim gribe karşı ilaç alır?

Diyelim ki, spor sağlıklı olduğumuz zamanlarda, bedeni güçlendirmek için, koruyucu amaçla yapılır. Kendi gerçeğimize bakalım: Biz insanlar hasta olmadan hastalıkla uğraşmaya pek zaman ayırmayız. Sağlıklı olduğumuz zamanlarda yapacağımız bize neşe veren, keyif veren ,eğlendiren pek çok şey vardır. Spor sağlık için yapıldığında her gün içilen acı bir ilaç gibidir.

Sözgelimi, sabahları kahvaltıdan önce bir bardak su içtikten sonra 1 km. hafif tempoda yürüyüş, sonra 100 m. orta tempoda koşu ve ardından 500 m geniş adımlarla hızlı yürüyüş, sonra 100 m orta üstü tempoda koşu, sonra 500 m. rahatlatıcı bir yürüyüş ve 100 m. hızlı koşu, ardından 1 km. rahat yürüyüş… Bunu akşam yemeklerinden 2 saat sonra yineleneyiniz…

Böyle yapılırsa “spor” olayı biter.

Çünkü spor bir zevk olayıdır, bir neşe olayıdır, bir sevinç olayıdır, bir esenlik olayıdır, bir yaşamadan tat alma olayıdır. Bunlar sporun en temel özelliklerindendir. Kısaca Yaşama Sevinci olarak niteleyeceğimiz bu özelliklere insanın her yaşta ve her zaman ihtiyacı bulunmaktadır.

Bütün hayvanlar doğası gereği acıdan kaçar, hazza yönelirler. Bu durum insanda da değişmez fakat insanda ilkel olan hazzın yerini mutluluk, yaşamadan zevk alma, ya-ama sevinci gibi insanca ve daha yüksek duygulanımlar, iç yaşamalar alır. İnsan yaşamı tek boyutlu, tek bağlamlı değildir. Dolayısıyla insan “yaşama tadı”nı, değişik yaşamalardan, değişik biçimlerde alır. Spor bu yaşamalardan, yaşama bağlamlarından biridir. Ayrı deyişle “spor” sağlık için değil, yaşamanın özel tadlarından birine varmak için yapılır.

Spor, yapıldığı sırada insanın sağlığına da katkılarda bulunur. Fakat asıl amaç sağlık değildir, yaşamaktır, iyi yaşamaktır, kaliteli yaşamaktır, yaşamaya saygılı yaşamaktır, yaşamayı severek ve ondan sevinç duyarak yaşamaktır. Böyle bir yaşamaya ulaşabilmek için de sporun kendisi için yapılması gerekir. Kendisi için yapılmadığında, yani spor yaparken amaç spor olmadığında spor olayı kaybolur. Kendisi için ve doğru olarak yapıldığında spor insanın esenlik ve mutluluk kaynaklarından biridir. Bu bakımdan yaşam boyu sürer.

İnsanların sportif yaklaşılarına ilişkin değişik araştırmalar Türkiye’de de yapılmaya başlandı. Bu araştırmalardan birinde “spor” karşılığı bir şey söylenmesi istenir. Büyük çoğunluk “Futbol” der. Bir sporcu söylenmesi istenir. Büyük çoğunluk bilinen futbolculardan birinin adını söyler. Keşke bir spor adı istendiğinde insanlarımız kendi yaptıkları sporu söyleyebilseydiler ve keşke “bir sporcu” denildiğinde, insanların hiç değilse küçük bir azınlığı “Ben” ya da “Ben bir Sporcuyum” diyebilseler.

Çöl yalnızca bir yeryüzü parçası değildir. Yaşamaların, kültürlerin çölleşmesi en tehlikeli çöldür. Spor yalnızca bir beden olayı sanıldığı sürece ondan uzak durulacaktır. Oysa spor bir kültür olayıdır; insanın içinde bulunacağı ve yaşarken yaratacağı ve herkesin kendisinden pay alacağı bir kültür olayı.

Burada yeni bir kavramı ele almamız gerekmektedir.

Devamı için ▸ Spor, Ahlâk ve Adalet | 2

Prof. Dr. Atilla Erdemli

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan