Ay Işığı Yolcusu

Sevgili Bulunmaz Hint Kumaşı

6 Nisan 2021

Yazı: Sevgili Bulunmaz Hint Kumaşı

Sen pırıltılı, ışıl ışıl ve üzerinde çok güzel desenler, kenarında çok güzel işlemeler olan fazlasıyla dikkat çekici bir kumaşsın. Ama bazıları için harikuladelik görüntüden fazlasını içerir.

Sevgi, saygı, empati senin için ne güzel sözcüklerdir. Senin için herkes seni hayranlıkla izlesin diyedir var oluşları, şiir gibi söylenir.

Ancak öyle yıldızlar vardır ki sen onun ışığı kararsın, yok olsun diye kararttıkça ortalığı, daha çok ışıldar, daha bir yayılır ışığı her yana. Ve sana göre sen haklısındır, canını yakmak içindir o ışık senin, acıtmak için yanıyor ve yanıyordur ve en kötüsü de belki de içtenlikle inanırsın bu düşüncelere. Halbuki ellerini uzatsan, yıldızın kalbine dokunsan ferahlatır seni alevi. Ne demek can acıtmak?

Ne diyordu o ezgili dizeler, şöyle mi:

“Kendine iyi bak, beni düşünme
Su akar yatağını bulur.”

Bilinen en son sözü de şöyleydi sanırım:

“Bana her şeyi desinler ama ardımdan hain demesinler. Edirne’den Ardahan’a ben bu ülkeyi çok sevdim.”

Yumuşak bir karnım yok. Işıktan, ferah bir soluğum var. Havadan başka, alınıp verilemeyen özge bir öz içimde gezer düş geceleri gibi. Su çelikten güçlüdür ancak yumuşak mıdır çeliğin tersine su? Güç yumuşaklıkta mıdır ve özünden feragat mi eder su yaşama tutunmak için ya da aslında kendi değilmiş gibi mi davranır su? Ustalar “yumuşak” demeyi seçmiştir yığına karşı yolu dile getirebilmek için yığının sözcükleriyle, genellikle ancak her zaman değil. Peki doğruyu, sözcüklerinizin sınırlarıyla bile olsa, olabildiğince açıkça dile getirdiğinde ne oldu o ışık yüreklere, dilden özge dillere?

Diyorlar ki şöyle demiş ışık damlası Usta Nietzsche:

“Kanılar, gerçekliğe karşı yalanlardan çok daha tehlikelidir.”

Ey sen, yumuşak, çalıntı Hint İpeği eldiveninin altında demir yumruğunu gizleyen, topraklarında güneş batmayan hırsız kral, kraliçe!

O hırsız bir kral, ruhsuz bir kraliçe ama anımsa, sana unutturulan en yüce gerçekliği anımsa ey bulunmaz Hint kumaşı. Sen havadan hafif, kandan ağır bir soluğun iyesisin, sen o pek bir bay soylulardan (ki bayın en eski anlamı mösyö değildir, soylu demektir) daha bay, daha yücesin. Onlar yalnızca kendilerinin kardeşidir. Sen çimenlerle, karıncalarla, o pek soylu efendilerden daha zeki, daha geniş bir yüreğin iyesi goril Koko ile kardeşsin. Sen galaksinin bir ucundaki yıldız tohumu ile birsin, birliktesin.

Aslı Özkısırlar!…

Aslı Özkısırlar adlı çok genç bir tendeki koca bir yürek öldü, genç bir kadın, geçenlerde. İzmir’de, Aslı Özkısırlar adlı genç bir kadın, hasta olduğu için hastaneye yatırılması gereken ağır hasta bir insan öldü geçenlerde, hastanelerde boş yatak yok diye. Onun öldüğü gün yabancı bir ülkeden başka bir hasta getirilip yatırıldı bir hastane yatağına. Ülkemde yaşayan bir ülkem insanına bulunamayan yatak, başka bir ülkede yaşayan, başka bir insan için bulundu, Aslı Özkısırlar’ın öldüğü gün.

Anlıyor musun ey bulunmaz Hint kumaşı bize edilenleri? Anlıyor musun içimizin nasıl saçma, nasıl gereksiz zehirlerle zehirlendiğini? O yüzden, etme iki gözüm, etme!…

Sevi ve ışık ile!…

Atakan Balcı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

6 YORUMLAR

  • Yanıtla Sonay Karasu 7 Nisan 2021 at 11:21

    Kalemin yazdığı her zaman kelimelerden ibaret olmuyor hocam. Yazdığınız kelimelerin beni zaman zaman boşluğa düşürmesi ve yerini hüzüne bırakması kaçamadığım bir his.
     
    Saygı ile…
     


     
    Çekildiğimiz köşelerimizde dünya bizim içimizde saklı idi aslında. Kafamızı kaldırıp bakma tenezzülünde bulunmamamız bundandır. Çok şey sandı herkes kendini. Oysa oysa biz çok şey olmanın hiçlikten öte olduğunu uzunca zaman önce öğrenmiştik.
     
    Gizli bir şey vardı.
    Gizde olan her şey.
     
    Yakalanmış mucizenin farkında olduğumuzdandır sakinliğimiz.

    • Yanıtla Atakan Balcı 15 Nisan 2021 at 11:53

      Özgün yorum için teşekkür ederim. Bazen anlam, sözcüklerden taşıyor gerçekten

  • Yanıtla Hande S. Sinan 7 Nisan 2021 at 21:00

    Atakan, etrafımızda özünü unutan, sadece dışına önem veren ve içindeki boşluğu ve henüz olgunlaşamamış ruhunu tatmin etmek için etrafına zehir yayan ne çok insan var. Tabii her insan aynı gelişim ve anlayış seviyesinde değil maalesef ama belki de oyunu eğlenceli kılan da budur.

    • Yanıtla Atakan Balcı 15 Nisan 2021 at 11:55

      Artık ruhunu yitirmiş, tamamıyla zehirden oluşan o kadar çok kimse var ki!… Ama soluğu ile ışıldayanlar da var elbette. Teşekkür ederim yorum için.

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 22 Nisan 2021 at 19:42

    Bulunmaz Hint kumaşları artık her yerde. Herkes kendini Dünya’nın değil, evrenin merkezi sanıyor. Çağın “Sen değerlisin” mottoları kibirli, bencil yığınlar yarattı.
     
    Öz değerini bilmekle kibir arasındaki farkı anlamayanlarla dolu yeryüzü artık.
     
    Her zamanki gibi olağanüstü tespitler, kalemine sağlık canım.

    • Yanıtla Atakan Balcı 30 Nisan 2021 at 18:35

      Atatürk’ü anımsattı yorumun. “Biz Türkler değerliyiz. Bizi seviyorum” diyor Atatürk “milliyetçilik” olarak adlandırılan düşüncesinde ve fakat geri kalan çoğunluktan farklı olarak şunu da söylüyor örneğin aynı düşüncede, “Siz Yunanlar, siz de değerlisiniz ve sizin kendinizi sevmenize de benim ulusuma olan sevgime verdiğim kadar değer veriyorum.”
       
      Bireyler için de farklı değil bence.
       
      Teşekkür ederim canım tatlı düşüncelerin için!

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan