Satır Arası

Gerçekler ve Mutluluk

13 Mayıs 2022

Yazı: Gerçekler ve Mutluluk | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

Çocuklukluğumuzda dinlediğimiz masallarda her şeyin sonu mutlu biter. Kötüler cezalarını çeker, iyiler güzel bir hayata kavuşurlar. Bunları dinlerken gerçeklerin de masallardaki gibi olduğunu ve olacağını düşünürüz hep. Herkesin sevdiğine kavuştuğu, herkesin istediği ve sevdiği işi yaptığı, sevdiği işi yaparken geçim sıkıntısı çekmeyeceği hayatlar, mutlu hayatlar olarak kodlanmıştır zihinlerimize.

Veee sonsuza kadar mutlu ve mesut yaşadılar.

Gibi bir cümlenin hayatın gerçeklerinde mümkün olamayacağını büyüdükçe anlarız.

Bu cümle mümkün değildir çünkü her şeyden önce hayatta sonsuzluk yoktur. Bu hayatta her şeyin bir sonu vardır. Mutluluğun da, mutsuzluğun da sonsuz olması söz konusu değildir. Sevdiğine kavuşan da hayat içerisinde sevdiği ile ilgili pek çok sorun yaşayabilir. İstediği işi yapmak da tamamen kolay bir hayat değildir; bu işin gerekleri içinde de sevilmeyen ve mutsuz eden birçok unsur vardır. Geçim sıkıntısı, yaşayan her bireyin her an başına gelebilir. Hepsi hayata dairdir ve hepsi hayatın içindedir.

Hayatın her anında mutlu olma beklentisi olan bireylerin hayata küsmesi an meselesidir. Hayatın akışındaki aksilikler, böyle bir beklentisi olan bireyin hayat enerjisini yok eder. Bu yüzden hayatta kabul edilmesi gereken şey, hayattaki bazı acıların gerçekliğidir. Acılar vardır, gerçektir, mutluluğu kesintiye uğratır ama bütünsel mutluluğu yakalamaya çalışmak yine bireyin kendi elindedir.

Mutluluğu Yakalamak ve Gerçekleri İnkar Etmek

Mutluluğu yakalamanın yolu hep mutluluğun peşinden gitmektir ama bunu yaparken bireyler bazen farkında olarak ya da olmayarak gerçekleri yok sayabilirler. Oysa, acı ve zor olan gerçekler yokmuş gibi yaşayarak bütünsel mutluluk yakalanamaz. Aksine gerçekleri tam ve olduğu hâliyle kabul etmektir ilk adım. Birey ancak gerçekleri kabul ederse etki alanını görebilir. Yani o gerçekler içerisinde yapabileceği bir şey olup olmadığını ancak o şekilde anlayabilir. Değiştiremeceği şeyler için üzülmeyi bırakmak ve yapabileceklerine odaklanmaktır mutluluğu getirecek olan. Yani mutluluk pasif insana göre değildir, kendi kendine gelmez hiçbir bireye. Birey mutlu olmanın peşinden koşmalıdır. Mutlu olmak için küçücük fırsatları büyütmelidir.

Bu fırsatları büyüterek mutluluğun peşinden koşmanın tek formülü de bireyin kendisini tanımasıdır.

Sorumluluk, Bilgi ve Beceriler

Birey kendisini ve hayatını değerlendirirken, sorumluluklarını iyi analiz etmelidir. Hiç sorumluluk almamak hayattan kopmak demektir ve mutsuzluğun en büyük sebebidir. Bazen de gereksiz unsurları sorumluluk hâline getirerek, birey boş yere hayat yorgunluğuna aday olur. Gereksiz unsurları ayıklayarak, bireyin kendisine, çevresine ve dünyaya faydalı olacak sorumlulukları üzerine alması çok önemli bir motivasyon ve mutluluk kaynağıdır.

Bunları hayata geçirirken, birey bilgi ve becerilerini de analiz etmelidir. Bu sorumlulukları yerine getirirken, eksik olan bilgilerini ve becerilerini tamamlamak için sürekli gelişimde olması, bireyin beden ve ruh sağlığına katkı sağlar ve mutluluğu besler.
Desteklenmeyen beceriler körelir, desteklenmeyen bilgiler eskir. Bunlar da bireyi, eylemsizliğe yöneltir. Eylemsizlik hâli, mutsuzluk ve depresyon için en uygun zemindir.

Keyifli Vakit Geçirmek

Sorumlulukları yerine getirmek, bilgi ve becerileri geliştirmek, gerçeklerle yaşarken mutluluğu yakalamak için şarttır. Fakat bunun yanında birey mutlaka güzel ve keyifli anlar için de zaman oluşturmalıdır. Doğada olmak, müziğin ya da başka bir sanat dalının takipçisi olmak, ruhu doyurmak çok ama çok önemlidir. Bunu da “yapamıyorum, gidemiyorum” bahaneleri arkasına saklanmadan, özellikle planlayarak hayatına dahil etmelidir birey.

Hayatın, masallardaki gibi, mutluluğu kendiliğinden getirmediği aşikardır. Mutluluk iyi-kötü her şeyin varlığına rağmen, bilerek, isteyerek ve azmederek yaşanacak küçük anların birleşimidir.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 15 Mayıs 2022 at 18:02

    Farkında olmadığımız her zenginlik ya da kazanım bir süre sonra sürdüremediğimizden kaybolur, gider. Benim en çok işime yarayan bilgi; mutsuzluğuma izin veren kişinin kendim olduğudur. Belki bir yerlerden duymak, okumak, belki yaşam ya da zaman öğretiyor.
     
    Katkılarınız için çok teşekkürler.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan