İçimdeki Sesler

Psikolojim Ada | 5

6 Temmuz 2022

Yazı: Psikolojim Ada | 5 | Yazan: Demet Uncu

 

İndeks

Psikolojim Ada | Bölüm 1
Psikolojim Ada | Bölüm 2
Psikolojim Ada | Bölüm 3
Psikolojim Ada | Bölüm 4
Psikolojim Ada | Bölüm 5

 
 
Yağmur, Mehtap’ın samimiyetine ve güleryüzüne bayılmıştı. Onun sorduğu soruya istinaden, çocukluğundan beri yazmayı çok sevdiğini, içini hep yazarak dökmeyi tercih ettiğini söyledi.

“Ne güzel, bunu duyduğuma ben de memnun oldum. Yazmayı seven insanların bir şekilde birbirlerini bulduğuna inanıyorum. Söylediğin gibi; yazmanın iyileştirici bir gücü, garip bir büyüsü var. Bir şey söyleyeyim mi sana? Hayatında travmatik olaylar yaşayan, onları derinden yaralayan hatıraları olanlar, hep daha iyi yazanlar olmuştur. Peki sen, sen en son ne yazmıştın, hatırlıyor musun?” diye sordu.

Yağmur kısa bir süre düşündükten sonra bir zamanlar küçük bir defter aldığını ve adını da “şükür defteri” olarak koyduğunu söyledikten sonra uzun bir süre bu deftere hiçbir şey yazmadığını fark etti.

“Şimdi sizinle konuşurken, bu defteri unuttuğumu anımsadım, biliyor musunuz? Aslında şükrettiklerimi yazıya dökmek, kendimi o kadar iyi hissettiriyordu ki ultra hızlı ve keşmekeş içerisinde geçen hayatın içerisindeki ufak şeyleri, minik mutlulukları fark etmemi sağlıyordu.”

Mehtap, vücudunun her santimetrekaresini özenle kremlerken onu dikkatlice dinlemeye devam ediyordu.

Hikaye

Yağmur da eşyalarını onun yanına yerleştirdikten sonra derin bir nefes alıp bir süreliğine de olsa sessizleşti. İstanbul’dan buraya gelirken omuzlarında hissettiği yüklerini anımsadı. Adada biraz olsun hafiflediğini hissediyordu.

“Biliyor musun Yağmur? Benim de yazmaya başlamam aynen senin söylediğin gibi oldu. Herkes gibi benim de üstesinden gelmekten zorlandığım zamanlar, kayıplarım oldu. Hepsini olmasa bile çoğunu yazarak, içimi bilgisayar başında dökerek, aşmaya çalıştım. İşe de yaradı aslında.”

Mehtap’ın samimiyetle içini öylece açması, kendini ona iyice yakın hissetmesini sağlamıştı. Kim bilir, bu güzel kadının başından da neler geçmişti ? Herkesin bir hikâyesi vardı işte, şöyle ya da böyle içinde olanı yaralayan.

“Sanırım, haklısın Mehtap” diyerek kulaklığını takıp biraz müzik dinlemeye başladı. Mehtap ise dizlerinin üzerindeki bilgisayarından okumaya devam etti.

La Bohemia

Hayatı, yaşamayı sevdiğini hissediyordu Yağmur, taa derinlerinde bir yerlerde. Sadece bazı zamanlarda katlanılması, dayanılması zor bir hâle bürünüyordu işler. İşte, o zaman geldiğinde sakinliğini koruyamıyor, biriken öfkesi dışarı taşıyordu. Mehtap’ın sayesinde daha çok yazmalı, belki de meditasyona daha çok zaman ayırmalıydı. Bunu hatırlaması için kaçtığı bu adada, bu tatlı kadın ile karşılaşması gerekiyordu demek ki. Kulağında Buika’nın buğulu sesi ile söylediği şarkıları dinlemeye devam etti. La Bohemia, ne enfes bir şarkıydı. Güneş ışıklarının denize vurduğu bu anlara eşlik ederek, burada olduğu için şükrederek, gözlerini kapattı.

Köşe

Ufak bir şekerlemenin ardından, Mehtap’ın denizden çıkarak ona doğru yaklaştığını gördü. “O kadar huzurla uyuya kalmıştın ki dokunmadım sana. Epey bir yormuşlar seni sanırım” diyerek kurulanmaya başladı. “Bak ne diyeceğim, seni yoranları istediğin vakit benimle paylaşabilirsin. Ama o vakte kadar dergide bir köşen olmasına ne dersin? Öncesinde bana yazdığın 1 sayfa bir yazıyı gönder, ben de editör grubuna bir göndereyim. Tamam derlerse sen de yazmaya başlarsın dergide. Nasıl geliyor kulağına?” derken ilgiyle bakıyordu karşısındaki kadına.

Yağmur heyecanlandı, bir an kekeledi. “Ben mi, ama nasıl olur? Ben daha önce hiç böyle ciddi ciddi bir yerde yazmadım ki?” dedikten sonra ikinci sorusunu sormaya fırsat kalmadan “İyi ya, şimdi yazmaya başlarsın” diyerek gülümsedi ona Mehtap.

Neden Olmasın?

Hayatın matematiği ne kadar da tuhaftı. İnsanın karşısına ne zaman, ne çıkaracağı hiç belli olmuyordu. Hep de hiç aklında olmayanı karşısına çıkarıyordu. Bu adaya neden kaçmıştı? Şimdi online bir dergide kendi köşesinde yazma fırsatı tanınıyordu. Kurduğu hayâllerinin arka arkaya paramparça olduğuna o kadar çok şahit olmuştu ki şimdi bu güzel habere inanmakta güçlük çekiyordu. Üç beş dakika düşündükten sonra; “Doğru söylüyorsun Mehtap. Neden olmasın? İstanbul’a döner dönmez ilk işim bu olacak. Bunun şerefine bu akşam yemeğinde benim misafirim olur musun? Hem seni Kemal ve Emel ile de tanıştırırım” dedi.

“Tabii ne güzel olur, yalnız bu akşam kalmak için bir yere ihtiyacım olacak. Onu nasıl yaparız?”

“Hallederiz bu akşam, merak etme sen” diye gülümseyerek cevapladı Mehtap’ı.
 
 

…SON…

 
 
Demet Uncu
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Nimet Canbayraktar 6 Temmuz 2022 at 08:02

    İyi ki sanal da olsa ben de tanıdım sizleri. Sevgiler kucak dolusu. 🥰😘

    • Yanıtla Demet Uncu 6 Temmuz 2022 at 14:00

      Nimet Hanımcım, çok teşekkür ederiz. Biz de iyi ki sizi tanımışız.
       
      Çok sevgiler 😍🌹

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan