İçimdeki Sesler

Psikolojim Ada | 4

22 Haziran 2022

Yazı: Psikolojim Ada | 4 | Yazan: Demet Uncu

 

İndeks

Psikolojim Ada | Bölüm 1
Psikolojim Ada | Bölüm 2
Psikolojim Ada | Bölüm 3
Psikolojim Ada | Bölüm 4
Psikolojim Ada | Bölüm 5

 
 
Sabah uyandığında kendini yorgun hissediyordu. Gece sık sık uyanmış, bir türlü derin uykuya dalamamıştı. Zihninden geçenlerle mücadele ederek, onları savuşturabilmek için türlü türlü yollar deneyerek geçmişti gece.

İstemeye istemeye yataktan kaldı. Hızlı bir duşun ardından birazcık da olsa kendine geldi. Aşağı kattan gelen mis gibi kokuları fark ettiğinde güzel bir kahvaltının güne iyi başlamasını sağlayabileceğini düşündü.

Tüm gününü sahilde geçirmek istiyordu. Denizin ve güneşin keyfini sürüp kitap okuyacaktı.

Meşhur Ada Kahvaltısı

Mor salkımlı bahçeye indiğinde, mutfaktan yeni çıkmış pişileri görünce, annesini anımsadı. Kahvaltılıkların konulduğu masaya doğru yöneldi. Ada kahvaltısının methidini çok duymuştu. Envai çeşit reçel vardı masada; ceviz, portakal, vişne, çilek, mandalina… Peynir deseniz, o da öyleydi. Ada sakinlerinin yaptıkları çeşit çeşit otlu peynirler gözüne çok güzel göründü. Biraz zahter salatasından ve acukadan tabağına alıp tepsiye yerleştirdi.

O güzel gülümsemesi ile birlikte kapıdan Emel göründü.

“Günaydın Yağmur, iyi uyudun mu akşam?” diye sordu.

Elindeki ince belli iyi demlenmiş çay bardağını masaya bırakırken “Ne yalan söyleyeyim, çok iyi uyudum sayılmaz. Ama bu enfes kahvaltı, beni kendime getirecek sanırım” diye yanıtladı Yağmur.

“Herşeyi kendimiz yapıyoruz burada, adaya özgü o meşhur kahvaltının sebebi bu sanırım. Peki bugün ne yapmayı düşünüyorsun bakalım?”

Sahilde sessiz ve sakin bir gün geçirmek istediğini söylediğinde plajdaki pansiyona ait şemsiyeleri kullanabileceğini öğrendi.

“Genelde İstanbul’dan gelenler, sahile indiklerinde şezlongların ve şemsiyelerin onları karşılayacaklarını düşünür. Ama adanın koyları o kadar bakir ki bu tür eşyalar pek olmaz plajlarda. Yanımızda getiririz biz bu tip şeyleri” dedikten sonra müsaade isteyip, tekrar mutfağa yöneldi Emel.

Huzur & Dinginlik

Emel’in onu uyarması iyi olmuştu. Çarşıdan üzerine uzanabileceği hasır, havlu, terlik gibi bir şeyler alması iyi olacaktı. Kahvaltısını bitirdikten sonra üzerini değiştirmek için odasına çıktı. Ufak bir plaj çantası hazırladıktan sonra bisikletini çarşıya doğru sürdü. Gördüğü ilk dükkandan ihtiyaçlarını aldı ve sahile devam etti.

Uçsuz bucaksız masmavi, tertemiz bir deniz onu karşıladı. O kadar güzel görünmüştü ki ona bu manzara, sessizliğin getirdiği huzur ve dinginlik duygusu tüm vücudunu sardı. Plaj çok sakindi, şemsiyelerin altında uzanan 3-4 kişi ancak vardı. Gözleri pansiyona ait şemsiyeleri aradı. İncecik, sapsarı renkli kumların üzerinden yürüyerek şemsiyeyi açtı. Hasırının üzerine havlusunu titizlikle yerleştirdikten sonra güzelce uzandı. Derin bir nefes alıp güneş gözlüklerinin arkasından denizi seyretmeye başladı. Rüzgarın denizin üzerinde yarattığı minik çırpıntıları fark etti. Koyun iki yanına sıralanan ağaçların sallanan dallarına ve yapraklarına daldı bir süre gözleri, arkasından da tatlı bir uykuya daldı. Sabahki kahvaltının üzerine, deniz ve hafif rüzgarın uyumlu birlikteliği geceden kalma uykusuzluğuna iyi gelecekti.

Galeta & Çay

“Galeta, taze ada galetası var” diye bağırarak sahilde gezinen amcanın sesi ile uyandı. Galeta ve termostaki çay gözüne güzel gözüktü. Kollarını havaya kaldırarak seslendi. Paketi açıp galetasını çayının içine batırarak, yumuşattı. Damağındaki bu tat, onu her zaman çocukluğuna götürmeyi başarıyordu. Üstündeki mahmurluğu atmak için denize girmek istedi. Kum sıcak olduğu için denize yaklaşana kadar terlikleri ile yürüdü, ıslak kumu gördüğünde ayağından terliklerini çıkardı ve yavaş yavaş denizin içinden yürümeye başladı. Deniz hafif serindi, kendini sulara bıraktığında ise omuzlarında taşıdığı yüklerin hafiflediğini hissetti. Suyun kaldırma kuvveti ile birlikte gelen o hafiflik duygusu kendini iyi hissetmesini sağlıyordu.

Kulaçlarını ufka doğru atmaya devam etti. Bir süre sonra yorulunca durdu, sadece ayaklarını ve kollarını hafifçe öne ve arkaya doğru sallamaya başladı. Tüm koyu, gözleri ile inceledi. Yeşilin ve mavin tonları o kadar güzeldi ki. Dünya dertleri bu alanın dışında kalıyor, çemberin içine girmesini sanki engelleniyordu. Biraz daha yüzdükten sonra denizden çıktı. Kurulanıp, duşa yöneldi. Soyunma kabini göremediğinden sıcakta bikinisinin çabuk kuruyacağını düşündü.

Şemsiyesine doğru yürürken, hemen yanında, dizlerinin üzerinde bilgisayarı açık olan, hoş görünümlü bir kadının oturduğunu gördü. Onun için üzüldü. İçinden, “Böyle bir yerde halen çalışıyor ve maalesef anın tadını çıkaramıyor” diye düşündü. Eğer tatilde ise, işlerini bu şekilde takip etmeye devam etmesinin, onun için ne kadar yorucu ve yıpratıcı olduğunu düşündü.

Editörlük

“Merhabalar” diye seslendi. “Biraz galeta ister misiniz?” diye sordu. Kadın, bilgisayarını havlusunun üzerine bırakarak, “Aslında ne kadar güzel olur, ben de sayenizde biraz ara vermiş olurum. Bu arada ben Mehtap, ya siz?” diyerek gülümsedi.

Kısa bir tanışmanın ardından Yağmur, bu kadının ne işle meşgul çok merak ederek, “Pardon, yanlış anlamazsanız eğer; adada böyle bir sahilde, güzellikleri yaşamanızı engelleyen mesleğinizin ne olduğunu öğrenebilir miyim acaba?” diye gülümseyerek sordu.

“Haklısınız aslında tabii, dışarıdan böyle göründüğünü tahmin edebiliyorum ama o kadar çok severek yapıyorum ki işimi. Hatta bana iş gibi de gelmiyor aslında. Lafı da çok uzattım, kusuruma bakmayın lütfen. Benim editörlüğünü yürüttüğüm online bir dergim ve her hafta yazılarını bana gönderen çokça sevgili yazarım var. Dergide kendime ait köşede de genellikle kadın-erkek ilişkilerini ele alan yazılar yazmayı seviyorum. Ya siz, siz yazmayı seviyor musunuz?”
 
 

Devamı için tıklayınız.

 
 
Demet Uncu
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

5 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 22 Haziran 2022 at 07:44

    Kuzuuummm, seriyi baştan beri büyük bir keyif ile takip ediyorum ama bu bölümün sonundaki Mehtap karakteri ayrı gülümsetti 😁 Pek tanıdık geldi kendisi 🙃 Çok şaşırdım, çok da mutlu oldum.
     
    Teşekkür ediyor, kocaman öpüyorum ❤️🤗😘😘😘😘

    • Yanıtla Demet Uncu 22 Haziran 2022 at 09:47

      Didemciğim, keyif alarak okuduğuna çok mutlu oldum. Nedense, bu bölümün sonuna doğru aklıma sen geldin ve biraz da onun etrafında sohbetler dönsün istedim. Bakalım, neler anlatacak Mehtap ilerleyen bölümlerde 😉 Çok öperim 😘❤️

  • Yanıtla Nimet Canbayraktar 22 Haziran 2022 at 12:25

    Didem Hanım Bozcaada’ya hoş geldiniz.
     
    Okurken oraları hayâl etmek çok iyi geliyor. Merakla bekliyorum. 😍🥰

    • Yanıtla Demet Uncu 22 Haziran 2022 at 15:14

      Nimet Hanımcım, çok teşekkürler. İnanın, bana da yazarken çok iyi geliyor, oraları düşünmek. Söylediğiniz gibi editörümüzü yazı dizisine dahil ettim, bakalım neler anlatacak bizlere 😊💕

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 23 Haziran 2022 at 01:24

      Nimet Hanımcığım 😁😁❤️
       
      Öpüyorum sizi kocaman 😘😘😘

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan