Sağlıklı Beslenme & Diyet

Denizin Hediyesi Balık

27 Eylül 2023

Yazı: Denizin Hediyesi Balık | Yazan: Fatma Nur Erdoğan

Herkese selam! Görüşmeyeli nasılsınız? Eylül ayının sonuna geldik. Nitekim sonbahar da yavaştan geliyor. Mevsimi gelmişken balıklar ve balık tüketiminin faydaları üzerine konuşalım istiyorum.

Hangi Balık Hangi Mevsim Tüketilmeli?

Eylül ayının başlaması ile av yasağı da kalktı. Yasağın kalkması ile birlikte balık çeşitliliği de arttı. Dolayısıyla hamsiden, lüfere, lüferden barbuna çeşit çeşit renk renk balıklar tezgahları süsler oldu.

Peki “Hangi balık hangi mevsimde tüketilmeli hangileri tüketilmemeli?” biraz da buna bakalım:

  • İçinde bulunduğumuz eylül ayında en lezzetli balık palamuttur. Çupra, lüfer ve barbunun da mutlaka tadına bakılmalıdır. Fakat çinekopun tüketilmesi çok tavsiye edilmez. Çünkü çinekopun nesli ne yazık ki tükenme tehlikesi altında. Dolayısıyla avlanmazlarsa yetişkin hale gelecek ve palamut olarak adlandırılacaklardır.
  • Önümüzdeki ekim ayında ise kılıç, sardalya ve palamut en lezzetli balıklar arasındadır.
  • Kasım ayında ise en lezzetli balık uskumrudur. Uskumruyu hamsi ve lüfer takip eder.
  • Aralık ayında havaların iyice soğuması ile birlikte en lezzetli balık ünvanı hamsinin olur. Lâkin izmarit, çinekop ve mezgit ise tüketilmesi önerilmeyen balıklar arasına girer.

Taze Balık Nasıl Anlaşılır?

Balığın taze olması oldukça önemli bir konudur. Besin zehirlenmesinin sık yaşandığı gıdalardan biri de balıktır. Peki balığın taze olup olmadığını nasıl anlarız?

Balık eğer taze ise esnek ve canlı olacaktır. Bundan dolayı esnek olduğunda bası sonrası eski haline geliyorsa taze, gelmiyor ise bayattır. Henüz hala ölüm katılığı evresinde olduğu için özellikle minik balıkları elinize aldığınızda baş ve kuyruk kısmı yukarı doğru veya dik olarak durur. Fakat bayat ise aşağı doğru sarkacaktır. Eğer balığın ağzı kapalı ise ve zor açılıyorsa tazedir. Bununla birlikte balığın taze olup olmadığını gözlerine bakarak da anlayabiliriz. Eğer gözleri parlak ve şeffaf ise taze, kanlı ve donuk ise bayattır.

Balığın Besin Değeri ve Faydaları

Birçoğumuz balık tüketmenin oldukça faydalı olduğunu biliyoruz. Peki bunun sebebi ne? Balığı sağlıklı yapan etkenler neler? Hadi biraz da bundan bahsedelim.

Öncelikle balık iyi bir protein kaynağıdır. Sanıldığının aksine kırmızı ette daha yüksek oranda protein bulunmaz. Balık ile aşağı yukarı eşit protein oranlarına sahiplerdir. Vücudumuzun üretemediği ancak elzem olan aminoasitlerden olan lizin ve metionin balıkta yüksek oranda bulunur. Lizin ve metionin bitkisel kaynaklı gıdalarda da bulunur ancak balıkta daha yüksek oranlardadır. Nitekim balığın kas oranı ete göre daha az olduğu için sindirimi daha kolay bir et türüdür. Bu sebeple hazım problemi yaşayanlar için iyi bir protein kaynağıdır.

Protein olarak eş değer olsalar da kırmızı ette doymuş yağ oranı fazla iken balık etinde doymamış yağ oranı yüksektir. Doymamış yağlar ise Omega-3, 6 ve 9’dur. Omega-3 yağ asidinin en iyi besinsel kaynağı balıktır. Bu yağ asitleri vücutta beynin ve gözlerin gelişmesinde, bağışıklığın güçlenmesinde, kalp ve damar hastalıklarının önlenmesinde, kolesterol değerlerinin kontrol altında tutulmasında önemli yere sahiplerdir. Bunun yanı sıra çeşitli kanserler üzerinde olumlu etkileri vardır. Özellikle meme kanseri üzerine yapılan bir araştırmada Omega-3 yağ asidinin meme kanserini önlediği saptanmıştır. Yapılan bir diğer araştırmada ise 2 yıl boyunca hiç balık tüketmeyen erkek bireylerin haftada en az iki öğün balık tüketenlere göre ölüm oranının yüzde 29 daha fazla olduğu saptanmıştır.

Denizden Gelen Şifa Kaynağı

Yapılan birçok çalışmanın sonucunda ise Omega-3 yağ asidinin kalp ve damar sağlığı üzerine olumlu etkilerinin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Kalp sorunlarına bağlı ölüm oranının Omega-3 bakımından zengin beslenen bireylerde az görüldüğü saptanmıştır. Omega-3 yağ asidinden eksik beslenen bebeklerde ise görme ve sinir dokularında gelişimsel yetersizlikler gözlenmiştir.

Omega-3 yağ asidi annenin sütü aracılığı ile bebeğe geçebilmektedir. Eğer anne yeterli ve dengeli besleniyor, deniz ürünleri tüketiyor ise bebekte omega-3 bakımından yetersiz kalmayacaktır. Genellikle vegan beslenen annelerin bebeklerinde omega-3 bakımından bebekler yetersiz kalmaktadır. Diğer yetersizlik belirtileri ise astım, saçta kepek, deride egzama, tırnaklarda ise soyulma ve kırılganlıktır.

Bu kadar balık ve omega yağ asitlerinden bahsetmişken bir küçük itirafta bulunmak istiyorum. Ben de ne yazık ki asla balık tüketmeyen tarafta yer alıyorum. Ne yazık ki bu bir tercih değil sadece balık değil hiçbir deniz ürününü tüketemiyorum. Tükettiğim zaman besin alerjisine benzer semptomlar gelişiyor. Bu durumda da balıkta fazlaca bulunan omega yağ asitlerinden mahrum kalmış oluyorum. Bu sebeple belirli aralıklarla omega ve balık yağı takviyesi kullanıyorum. Elbette ki hekim kontrolünde. Hiçbir ilaç veya besin takviyesi hekime danışmadan kullanılmamalıdır. Eğer sizin de benim gibi deniz ürünlerine karşı hassasiyetiniz var ise hekime danışıp takviye kullanabilirsiniz.

Bu haftalık da benden bu kadar önümdeki hafta yeni yazılarda görüşünceye kadar hoşça kalın.

Herkese sevgiler.
 
 
Dyt. Fatma Nur Erdoğan
 

Kaynakça

  • http://baliktakvimi.com/
  • Akgün, H., Oymak, S., Artar, E., (2006). Duyu Organları ile Su Ürünleri Etlerinin Tazeliğinin Tespit Yöntemleri. Türkiye 9. Gıda Kongresi; 24-26 Mayıs 2006, Bolu.
  • Eseceli, H., Değirmencioğlu, A., Kahraman, R., (2006). Omega Yağ Asitlerinin İnsan Sağlığı Yönünden Önemi. Türkiye 9. Gıda Kongresi; 24-26 Mayıs 2006, Bolu.
  • Turan, H., Kaya, Y., Sönmez, G., (2006). Balık Etinin Besin Değeri ve İnsan Sağlığındaki Yeri. E.Ü. Su Ürünleri Dergisi. 23(1/3): 505-508.

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan