“Hayat biz planlar yaparken, başımıza gelenlerin tümüdür.”
Diye ne kadar çok söyleniyor. Gerçekten de hayat iyi ya da kötü sürprizlerle dolu. İyi sürprizlere hep kucak açarız, hatta üzerinden yıllar geçse bile olanları “mucize” olarak anlatırız fakat kötü olanları kabullenmek çok zaman alır, bazen kabullenemeyiz bile. Yani, kabullenmemek için çok direnç gösteririz.
Bu direncin en büyük sebebi, boyun eğmekten kaçıştır aslında. “Boyun eğmeyeceğim” duruşu bazen çok gereksiz yere yorar insanı. Çünkü bazı kötü sürprizler vardır ki boyun eğmekten başka çare yoktur. İnsan ne kadar direnç gösterirse göstersin, durum değişmez. Bu sebeple, direnç göstermek, önce kendinle sonra da dış dünyayla kavga etmek demektir. Bu kavga da olumsuz olanı çoğaltmaktan başka bir işe yaramaz.
Neye Direnç Göstereceğini İyi Tahlil Etmek Gerekir
Tüm bunlar elbette, birey için herkesi ve her şeyi sürekli kabul etmesi, hiç sorgulamaması, hakkını hiç savunmaması ya da hiç sınırları olmaması anlamına gelmemelidir. Birey, hayatını kurarken mutlaka sınırlarını çizmelidir ve bu sınırların ihlâl edilmemesi için mutlaka direnç göstermelidir. Ama bu direncin hangi noktada inada dönüştüğünü fark etmek bireyi hem güçlü yapar hem de mutlu eder.
Kendi yolunda, kendi hedeflerine yürürken güçlenmeye çalışmak için karşılaşılan zorluklarda, düştüğü zaman bile yeniden kalkabilmek için dirençli olmak mutlaka gereklidir. Fakat birey, yaptığı yanlışlarda, rakiplerinin artı yönlerini kabul etmemekte ya da kendi dışında olan olaylar karşısında direnç gösteriyorsa bu direnç zarar verici dirençtir.
Kendi Hatalarını Kabul Etmek
“Hata yapmayan insan yoktur. Kişinin insanlıktaki derecesi, hatalarını kabul edip düzeltmek için gösterdiği gayret ve titizlikle ölçülmelidir.”
– Albert Einstein
Evet, her insanın hataları vardır. Nerede hata yaptığını görüp kabul edebilenler, düzeltmek için bir şeyler yaparlar. Fakat hatalarını kabul etmekte direnç gösterenlerin hayatı bir kısır döngünün içine girer. Bu kısır döngü de ne başarıyı getirir ne de mutluluğu.
Çevresindeki İnsanları ve Olayları Kabul Etmek
Her birey kendine özgüdür ve insan en yakınlarındakileri bile değiştiremez. Aynı şekilde, kendisi dışında gelişen olayları da değiştiremez. Elinde olsa değiştirebileceği ama değiştiremediği olaylarla başa çıkabilmesinin tek yolu direnç göstermemektir. Bu direnç, değişmez olanlara bir şey yapamadığı gibi bireyin kendisinin hayatını zora sokar. Onları oldukları gibi kabul etmeyip direnç gösterdikçe değişmeyen şeyler çok daha yorucu ve yıpratıcı hale gelir. Kabul edip “Şimdi ne yapmalıyım?” diyebilenler çok daha sağlıklı düşünebilirler ve çok daha verimli bir hayat yaşarlar.
Direnç gösterdiklerimizden çok kabul ettiklerimiz hayatlarımızı ve ilişkilerimizi güzelleştirir.
Nalan Erpolat
7 YORUMLAR
Olduğun şeyi kabullendiğin gün başlar hayat. Bu iyi de olabilir kötü de; daha doğrusu buna kimin karar verdiğine bağlı bence. Başkalarının doğrularındansa kendi yanlışları olmalı insanın, arkasında durabileceği kadar olgun…
Kabullenebilmek gerçekten güzel ama söylendiği kadar kolay olamayabiliyor. Ama ilk önce bunu öğrenebilmek gerek.
Ne güzel bir konu, değiştiremeyeceğin şeylere direnç gösterme. Ama insan ömründe kaç kez değiştiremeyeceği şeyleri değiştirmek için çaba gösteriyor; yakın çevreni, aileni, iş ortamını, bu çevrelerde gelişen olayları değiştirmek için çaba sarf ederek geçiyor hayat. Oysa ne güzel demişsin; direnme, kabul et üstünde durma. Yılların bana öğrettiği ders ve tecrübe, yeni yaşam şeklim. Hiç birşey üzerinde durma kabul et. 😃
Güzel yazın için kalemine sağlık.
Bu yaşam şekli en huzurlu yaşam şekli bence de. Yorumun için teşekkürler.
Doğrusu Nalan’ın yazısında Nietzsche’ci “amor fati”yi gördüm, buradaki “kaderini sev”in hiçbir teolojik arka planı olmadığının altını özellikle çizerek tabii ki.
Güzel yazı için kutlarım Nalan.
Ne güzel bir yorum olmuş Josef. Çok teşekkür ederim.
Sevgili Nalan, harika bir yazı. Şahsen ben hayatla kavga etmemeyi, karşıma ne çıkarsa kabul etmeyi, bilmediğim kısmı varsa öğrenmeye çalışmayı, düşersem kalkıp yeniden oyuna katılmayı yıllar içinde öğrendim. Bundan öte bir hayat var mı bilmiyorum, bunun tadını çıkartmanın doğru olduğunu düşünüyorum.
Kalemine sağlık sevgili yazar. Hiç eksik olma.