Biraz Kitap

Oleysa

10 Ekim 2023

Kitap: Oleysa | Yazar: Aleksandr İvanoviç Kuprin | Yorumlayan: Hülya Erarslan


Oleysa | Aleksandr İvanoviç Kuprin

Bir cadı avı hikayesi diyeceğim bu kitaba.

Olesya | Cadılar – Büyücüler

Vazifesi gereği uşağı, aşçısı ve av arkadaşı ile taşraya gelen bir Rus görevli olan İvan Timofeyeviç, burada aylaklık ederken bir gün av arkadaşı Yarmola’nın ormandaki cadılardan bahsettiğini duyar.

Muhabbet, Rus beyimizin konuşma arzusundan doğar. Yarmola’nın konuşmaya gönlü yoktur ama bey onu zorlar. Birden esen rüzgardan açılır konu. Yarmola, bu rüzgarın sebebini “Ya bir cadı karısı doğdu ya da büyücünün teki eğlenceye dalıyor” diye açıklar.

Zamanında kendi köyünde de varmış büyücü bir kadın ama köyün delikanlıları onu köyden kovmuş, şimdi bir ormanda yaşarmış.

Beyimiz İvan ve arkadaşı Yarmola, bir gün ava çıktıklarında İvan kaybolur. Bu esnada bahsi geçen büyücü kızla tanışır.

Olesya’nın büyücülüğü bence gerçek ama adına bugün büyücülük demiyoruz. Bence çok güçlü bir imajinasyon yeteneği var ve yüksek gama dalgasına çıkabiliyor. İvan’a bunu kanıtlamak için bir gösteri yapıyor. İvan’a yolda yürümesini söylüyor. İvan yürümeye başlıyor ama zaman zaman tökezleyip düşüyor. Bunu ona yaptıran Olesya. Olesya bunu açıklarken zorlanıyor ama şöyle anlatıyor: Seninle benim aramızda bir ip olduğunu düşünüyorum, o ipi çekince senin düştüğünü görüyorum, sen de düşüyorsun. Aslında maji denilen şeyi yapıyor. O günler için büyücü sanılması anlaşılabilir.

Bir de bugün “astral seyahat” dediğimiz şeyi yapıyor Olesya. İnsanların evine girdiğini, onları yatarken gördüğünü vb. söylüyor. Ama bunu yapmaktan pek hoşlanmıyor ve bunu nasıl yaptığını anlatmayı da beceremiyor.

İkisi arasında güzel bir aşk doğuyor ama İvan azıcık daha cesur olsaydı her şey güzel olurdu bence.

Olesya: Rus Köylüler

Aşk hikâyesinin etrafında köylülerin yaşamından da yer yer bahsediliyor. Örneğin köylülerin doktor karşısına çıkınca rahatsızlıklarını bir türlü doğru tarif edemeyişleri sıkıntı yaşatıyormuş. Hepsi “İçim ağrıyor” ve “Ne yemem ne içmem kaldı” diye tarif ediyormuş rahatsızlıklarını. Sonra da doktorun salt bu tariften yola çıkıp derman bulmasını bekliyorlarmış.

Olesya | Türkler

Rus romanlarında illa bir Türk ifadesi geçtiğini gözlemliyorum. Ya Türklerle yapılmış bir savaşın bahsi geçer ya Türk halısı ya Türk kahvesi. Bu romanda da varız, bir türküde:

Oy, akşam güneşi battı
Poçayev’in üstü karardı.
Oy, Türk ordusu yürüdü,
Kapkara bir bulut gibi.

Kitapta anlatılana göre Türkler, Poçayev Manastırı’nı ele geçirmeye çalışmış. Ama başarılı olamayınca başka bir yöntem denemişler. Manastıra içi barut dolu kocaman bir mum göndermişler. Keşişler, tam mumu yakacaklarken ilahi bir esinle vazgeçmişler ve mumu açık alanda parçalayıp kurtulmuşlar.

Olesya | Kuprin

Yazar Kuprin, Çehov ve Gorki ile birlikte Rus öykücülüğünün en önemli isimlerinden sayılıyormuş. 20. yüzyıl Rusya’sının en çok okunan yazarlarından biriymiş.1898’de yayımlanan Olesya için “otobiyografik kısa roman” diyorlar.

Otobiyografi mi? Gerçekten böyle Olesya gibi biriyle mi tanışmış? Vaov o zaman!
 
 
Saygılar,
Hülya Erarslan
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan