Satır Arası

Farkında Olmadan Gelişen Düşmanlık Duygusu

2 Şubat 2024

Yazı: Farkında Olmadan Gelişen Düşmanlık Duygusu | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

Düşmanlığın hayata dair en kötü şey olduğu genel olarak herkesin kabul ettiği bir durum. Kitleler arası, devletler ve de milletler arası düşmanlığın insanlığı ne kadar korkunç bir duruma getirdiğini tarih hep göstermiş hâlâ da gösteriyor.

Bir de kişilerarası düşmanlık var. Kitleler arası düşmanlık gibi olmasa da düşmanlık beslemek insan ruhuna oldukça zarar veren bir durum. Bireyler bazen düşmanca tavırları bilinçli olarak sergileseler de bazen bu duyguyu farkında bile olmadan geliştirebilirler. Farkında olmadan gelişen bu duygu da zaman zaman bireyi çok yorar. Bu sebeple bu duygunun yönetilmesi gerekir. Yönetmek için de kaynağının fark edilmesi şarttır.

Düşmanlık Duygusunun Kaynağı

Düşmanlık duygusunun aslında temel kaynağı kızgınlıktır. Kızgınlığın en temel kaynağı da engellenmiş olmaktır. Birey, yapmak istediklerini engellendiği için yapamamışsa kızgınlık yaşar. Engellenme hayatın birçok alanına yayılırsa da bu kızgınlık kronik bir hal alır. Öyle ki bu durum bireyin normali olmaya başlar. Engellenmeye, kızmaya ama bu kızgınlığı bastırmaya alışır birey. Farkında olmadan başlayan düşmanlık duygusu da tam o sırada devreye girer.

Diğer bir düşmanlık kaynağı da bağımlılıktır. Üstelik bu kaynağı bireyin fark etmesi çok daha güçtür. İnsan tamamen tek başına yaşayabilecek bir varlık değildir. Diğer insanlarla ilişki içerisinde olması şarttır fakat ilişkiler içinde kendi olarak hayatına devam edemiyorsa başkalarına göre ve başkaları için yaşıyor demektir. Bu da bağımlılıktır. Diğerlerine bağımlı yaşayan hiçbir birey tam olarak mutlu ve huzurlu olamaz. Bağımlı olduğu bireyleri çok sevdiğini zanneder ama zamanla farkında olmadan onlara karşı da düşmanlık beslemeye başlar.

Düşmanca Tavır Sergilemek

Kızgınlıktan kaynaklanan düşmanlık duygusunun davranışa dönmüş hali genellikle öfke olur. Bu bazen genel öfkedir. Birey “Zaten insanlar hep kötüdür, bencildir” ya da “Dünya zaten kötü, hiçbir şey güzel değil ki” gibi genellemeler yaparak yaşamın içerisinde daimi bir düşmanlık sergiler.

Bazen de öfkesini bireylere yöneltir. Kızgınlığını, dışarıdaki bireylere karşı bastırdığı için, öfkesini yönelttiği ve düşmanca tavır sergilediği bireyler genellikle, kaybetmeyeceğinden emin olduğu en yakınlarıdır.

Bağımlılıktan kaynaklanan düşmanca tavır ise aslında hiç tahmin edilemeyen ve dışarıdan belli olmayan bir tavırdır. Çünkü birey her ne kadar, bağımlı olduğu kişilere içinden düşmanca duygular beslese de onları kaybetmekten çok korktuğu için onlara normalden fazla sevgi gösterir. Doğru ya da yanlış olduğunu sorgulamadan, kendine uyup uymadığına hiç bakmadan, bağımlı oldukları kişilerin her dediğini kabul eder ve her isteğini yerine getirir. Farkında olmadan geliştirilen bu düşmanca tavır, bireyin kendisine çok büyük bir zarar verir. Birey, kendini hiçe sayarak, davranışlarını bağımlı olarak gerçekleştiriyorsa kimseye bir zararı olmasa bile, en büyük kötülüğü kendine yapıyordur ve zamanla depresyonla karşılaşması muhtemeldir.

Farkında olmadan düşmanca tavırlar sergilememek, aslında bireyin kendiyle uyum içerisinde olmasıyla paraleldir. Kendiyle uyum içinde olan birey kendi yaşamını kendi değerlerine ve isteklerine göre şekillendirebilir. Yakınlarının ve diğer bireylerin de isteklerine saygı duyarak, bağımlı olmadan beraber yaşayabilir. İnsanları sever fakat kayıtsız şartsız her isteklerini kabul etmez. Yeri geldiğinde, kızdığını ya da haksızlığa uğradığını dile getirmeyi bilir.

Kendini bilen ve kendini bütün olarak kabul eden bireyler, kimseye -açık ya da gizli- düşmanca tavır sergilemezler.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan