Merhabalar ☺️
Yılın en sevdiğim dönemi yaz ayları olsa da kabul etmem gerekir ki kasım ve aralık da ayrı keyifli. Tabii bizim için artık ağustos ayının yeri bambaşka çünkü 14 Ağustos günü kapımızı çaldı minik Poyraz.
Ben elbette control freak biri olarak hastane çantamızı hazırlamıştım daha 32. haftadan.
Ve uyandım 37+2. haftada bir cumartesi sabahı.
Saat 11:00
Hüngür hüngür ağlayarak;
+ Recep, bugün işe gitme nolur?
– İremciğim söz işlerimi halledip hemen geleceğim.
+ Nolursun gitme ya lütfen. (Artık ağlamaların boyutu iyice arşa yükselmiş.)
– Tamam, söz 2-3 saate geri döneceğim. Lütfen böyle yapma aklım kalıyor.
Çok manasız bir sabah başlamıştı oysa ki. Asla anlamadım neden bu kadar engel olmak istemiştim eşimin işe gitmesine de onu da böyle üzgün çıkartmıştım evden. Dedim bir tuvalete gideyim, elimi yüzümü yıkayayım, bir kahvaltı edeyim, kendime geleyim.
Tuvaletten çıktım. Çok açık konuşacağım sizlere. Tuvaletten çıktım ama ben çişimi yapmaya devam ediyordum. Allah Allah! Durmuyor. Aradım ebemizi. Dedim; “Semre Hanım, ben tuvaletimi yaptım çıktım üstümü değiştiriyorum ama çişimi tutamıyorum.”
İşte o cümle geldi ardından;
“İremciğim; doğum başladı, sakin ol, hazırlan, doğum çantanı al ve doktorunu ara.”
Ve bizim serüven işte böyle başladı.
Hastaneye yatışım gerçekleşti zaten doğum hikâyemi biliyorsunuz.
Hastaneye 2 kişi gitmiştik. Eşimin bir an yanımdan ayrılmasını istemiyordum. O güçlü İrem gitmişti, yerine çok çaresiz hisseden ve olacaklardan bi’ haber durumda bir İrem gelmişti. Doktorumun telefonu ile doğum anları başladı.
Hastaneden evimize artık 3 kişi dönüyorduk.
Çok ilginçti. Yeni bir ev arkadaşımız vardı. Onun da fikirleri olacaktı, istekleri olacaktı. Evin gözbebeği ben değildim artık 🥲 Ancak evdeki tek kadın olarak prensesliğimi koruyorum 😅
Evet ilk 3-5 gün insan bir sarsılıyor. Hem canım acıyordu hem bebeğimle ilgilenmek istiyordum. Sonra zaten başlıyordu telaşeler. Tek bir isteğimiz vardı; bir an bile elini bırakmadan, koynumuzdan ayırmadan büyütmek istiyorduk yeni üyemizi, Poyrazımızı.
Öyle de oldu. 4. ayımıza girdik artık. Dünya ile iletişimimiz arttı, kitaplar okunmaya başlandı. Gezmek istediğini belli edercesine hareketlenmeler ardı sıra geliyor. Artık onun da istekleri var. Ve biz onun mutluluğu için her şeye hazırdık.
Peki biz ne olacaktık?
İşte asıl mesele bu, diye başlarmışım şimdi ama yok bu felsefe işlerinin kraliçesi biricik editörümüz var, siz o konuda kendisinin köşesini ziyaret ediniz 😍
‼️ Mutlu anne-baba, mutlu çocuk ‼️
Evet elini bir an bırakmamak, kalbimizin atışını dinleyerek uykuya dalmasına izin vermek… Elbette ki alışılagelmiş özgürlükten bir anda tekdüzeliğe geçmek sarsıcı olabiliyor. Ki bunu ben bile söylediysem inanın zorludur. Neden böyle diyorum çünkü doğumdan sonra 10. gün biz Poyriş ile gezmelere başladık hâlâ da geziyoruz. İkimiz yemeğe gidiyoruz, arkadaş buluşmalarımıza dahil oluyor Poyraz. Buna rağmen insanın bir bunalım noktası oluyor gene de. Allah sabır versin gerisi bizde. İyi bir ebeveyn olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz.
Siz de kendinizi kısıtlamayın. Bebeğin sizin rutinlerinize dahil olması için ve ileride sizin rahat edebilmeniz için miniklerimizi de alıştırmamız lazım bu duruma 🙃
Tabii ki uyku saatimiz geldiğinde eve dönüyor ve kendisinin gelişimini aksatmamak adına biz de fedakarlıklar yapıyoruz. Ama bunlardan bile keyif almak önemli olan.
Hayatı yaşamak da, sürekli zorlukları düşünüp mental olarak zorluk çekmek de sizin elinizdeki iki tercih.
Bebeğinize en iyi gelecek kişi sizsiniz.
Bir bebeği en iyi annesi tanır ve bir bebek en güvende annesinin yanında hisseder. Kendinizi eksik görmenizi sağlayacak her türlü durumdan uzaklaşmanızı tavsiye ederim. Ona en iyi siz bakarsınız. Kendinize inanın ve güvenin 🌸
Sosyal medyada gördüğünüz doğum sonrası harika fiziklerin, yüzünden gülücük eksik olmayan insanların, her sabaha bir çiçekle uyanan kadınların, bebekli iken bile aşırı makyajlı ve bakımlı güne başlayabilen annelerin sizde yaşatacağı kıyaslama duygularına esir olmayın. Her anne ve bebek güzeldir, özeldir. Hayatın her dakikasını değil, mutlu anları paylaşmakta çoğu fenomen sizlerle.
Bunalım da yaşanıyor, bitik de hissediliyor, bu feysim ne zaman gülecek diye Burhan Altıntop’a da bağlanılıyor. Doğal annelik en güzelidir. Akışta kalın. Bu duyguları kıyaslama yaptığınız insanlar da yaşıyor buna inanın, yalnız değilsiniz!
Doktorumun bir sözü vardı “Tecrübeli anne demem için 5 doğum yapmış bir kadın görmem lazım karşımda” yani demek istediği şu da olabilir: Her tavsiye doğru olmayabilir, her fikir size uymayabilir. En iyisi kalbinizi ve bebeğinizi dinlemektir. En iyi sizin anne yüreğiniz bilir ☺️
Annelerin fikirlerini ve memnuniyetlerini paylaştığı forumlardan da destek alabilirsiniz. Özellikle ürün değerlendirme konusunda. Ben de sizinle, fiyat- performans ürünü diyebileceğim ve memnun kaldığım parçaları paylaşayım:
TruKid | Diaper Balm Organic
Kutuyu ilk açtığınızda sert bir yapısı varmış gibi görünebilir ama sürdüğünüz anda yağ gibi eriyor. Biz bebeğimizde pişik sorunu hiç yaşamadık. Bu ürünü gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim sizlere. İçeriğinin de temiz olduğunu okumuştum bir bioloğun sayfasında. Memnun kalanlar olursa yorumlarda buluşalım 🙂
Baby Icon | Şampuan ve Vücut Losyonu
Kokusunu da, yapısını da beğeniyorum ve bir şişe bitmek üzere, yenisini de alacağım. Baby Me Organic, Ecowell de diğer tercih edebileceğiniz temiz içerikli markalardan.
Mustela | Cold (Soğuk) Kremi
Çocukluğunuza götürecek bu balmın kokusu sizleri 🙂 O oyuncak dükkanlarındaki plastik bebeklerin şeker kokusu gibi bir duygu yaşatıyor. Bir kreme de bu kadar anlam yüklenir mi bilmem ama bende bu duyguyu uyandırıyor 😂
Aşırı soğuklardan bebeğinizin yüzünü korumak için tercih edebilirsiniz. Roll-on şeklinde bir yapısı ve şişesi var, sürümü kolay. Biz memnunuz ama bu cilt işleri hassas şeyler, siz bilekte minik bir deneme yaparak da kullanmaya başlayabilirsiniz.
Bebek ile birlikte birçok da sayfa açıldı, bunları sizlerle zaman zaman paylaşmaya devam edeceğim.
Şimdilerde en çok aldığım sorulardan bir değiri de; “Hastane çantasına koyulacaklar listesi maşallah 30 sayfa. Hepsi gerekli mi? Sen hangilerini gereksiz buluyorsun?”
Öyleyse bir dahaki yazımda sizlerle bu konuya bir açıklık getirmek için buluşalım. Hem doğum sonrası bebeğim için alıp kullandığım birkaç ürünü daha yazıya ekleyerek sizlere de yardımcı olmaya çalışayım.
Bir sonraki yayın günümde görüşmek üzere 🙂
Hayat renkli, günler şeker 🍭
İrem Savaş Sakin
No Comments