Bırak dağınık kalsın, kalp kırmaya değer mi? Bırak tuzu olmasın, kalp kırmaya değer mi? Bırak domates ekmek yensin bir akşam da, kalp kırmaya değer mi? Bağırma, bağırma, BAĞIRMA! Bağrımı, acıtan alevlerle doldurma. İlenmek istemiyorum, canım acıyor. İlenmek istemiyorum, yaram kanıyor. İlenmek istemiyorum; bağırma, kalbimi kırma. Sevgi emektir, sevgi davranıştır, sevgi inceliktir, etme, etme, etme, bağırma!…
Göreliliğin Ötesinde
Sevsen de etme, sevmesen de etme. Değer mi? Haklı ol, hep sen ol, her şey ol, her şey sen olsun ama etme. Değer mi, değer mi? Kalp kırmaya değer mi?
Ego
Sen oyna, sen gez, sen dolaş; birileri otursun, evde kalsın, iş görsün ve hiçbir hakkı, hiçbir sözü, hiçbir.. seni irite edecek bakışı bile olmasın.
Bir tek sen gerçekten varsın ve diğerleri gölge, öyle mi? Gerçekten kalp kırmaya değer mi?
Bu kadar bencil mi?
Bu denli hırçın mı?
Değer mi?
Değer mi?
Et Parçası
Kahretmesin, kahretmesin, kahretmesin!… Gitsin bir ezgi, gelsin başka bir ezgi; ruha umardır güzel şarkılar. Daria Moreno bir yanda, Can Bonomo bu yanda, bu çağda… Onca güzel ezgi varken, değerli, ruha dokunan, nasıl böyle kötücül çamurlarda debelenebiliyorlar?
Nasıl bir zevk alabiliyorlar ve nasıl bir tutkuyla sarılıyorlar kötücül tavırlara, çamura?
Türk müziği, büyük adlar, büyük ruhlarla doludur ama görebilene. Kalbin varlığını duyumsatan sanatçılarımız, Dario Moreno, niceleri varken; kalbi mangalda kızartılacak ve bol sosla yenecek bir “et parçası” olarak gören, duyan, kendine bile itiraf etmese de kimi böyle duyan nicelerinin varlığıyla çevriliyken ve bir yandan da her adımlarını fotoğraflayıp tüm insanlıkla paylaşma gereksinimi duyan ve yaşamı kaçıranların arasında kaçınılmaz içiriliyorsa büyük ruh Sokrates’e içirildiği gibi baldıran ağusu bize, nasıl anlatabiliriz ki bu yığına şu yalın ve çıplak gerçeği:
“Değmez!”
Simgeler
Susma, konuş, derler ve konuşunca da “ooof” çekerler ya içten içe ya da açıktan ama çoğu için kesinlikle. Çünkü, “suya sabuna dokunmamalı” konuştukların ve en sıradan söyleşin de içinde olmak üzere tüm sözlerin, tüm tavırların anlamsızlığın anlamından, karmaşanın doğurganlığından bile uzakta bir anlamsızlık ve kargaşa içermeli onlar için. O “et parçası”nın simgelediği değerleri “asla” ama asla anımsatmamalı, asla!…
Burada hâlâ simgelerin, değerlerin ayırdında olan bir et parçasına iye bir bilinç var. Doğa’nın tüm iyelerine selam olsun!
Sevi ve ışık ile!…
Atakan Balcı
7 YORUMLAR
Selam Atakan;
Yazını okudum. Bence de; “Kalp kırmaya değer mi?”
Bu hayatta sevmekten öte bir şey var mı?
Kalemine sağlık.
Sevgi ve empati ile her sorun bir biçimde çözülür. Teşekkürler!…
Keşke herşey o kadar kolay olsaydı 🙂
Ne yazık ki değil, o kadar kolay değil. Çünkü insanlar, genellikle, kendi yönleri dışında bir yönün varlığını reddediyorlar. Aslında çözüm yine de basit, gözleri açmak. Ama gözlerini kendileri, sımsıkı kapamış insanlar olunca konu, umarsız kalıyoruz.
İnan neden böyle bir yazı yazdın bilmiyorum ama er yada geç bu devran dönecek. Yol belli, çözüm belli. Merkür mü bana, ben mi Merkür’e orasını göreceğiz :))))
Er ya da geç, ya dünyadan, ya yıldızlardan dönecek. O süreçte kendi özümüzle ayakta kalsak yeter 🙂🌞
Bir rap şarkısı sözleri gibi aktı gitti okurken… Nazım gibi de devrik ve deviren cümleler konuyu daha da sert vurmuş yüzümüze…
Hepimiz için geç olacak bir gün… “Ah” dememek için, şimdiden fark etmek, durulmak gerek…
Kaleminize, yüreğinize sağlık 👏👏