İremushka’nın Panosu

Anne – Baba Olmak Mı?

6 Ağustos 2020

Yazı: Anne – Baba Olmak Mı? | Yazan: İrem Savaş

Merhabaaa! Herkese musmutlu, sağlıklı günler dileyerek başlamak istiyorum yazıma. Son dönemde en ihtiyaç duyduğumuz şeyler bunlar sanırım.

Bu yazımı olabildiğince beyin fırtınası yaparak okumanızı temenni ediyorum. Beraber düşünelim, biraz empati kuralım ve böylece sonuca varalım.

Her ne kadar mesleğimin bana bir getirisi de olmuş olsa, benim de destekleyerek her gün geliştirdiğim bir özelliğim mevcut. Her gün yeni bir sürüm iniyor bana diyerek yeni çağın dilinden konuşayım 😬 (gerçi ben de 22 yaşındayım…)

Şöyle bir sürüm ki; çocuklarla nasıl konuşmam ve farklı davranışlara karşı tepkilerimi nasıl kontrol etmem gerektiğini az- çok çözmüş durumdayım. Birçok çocuğun bir olay karşısında nasıl tepkiler verdiğini inceleme fırsatı yaratıyorum kendime. Ve buna karşılık, gerek kitaplardan, gerek işin daha tecrübeli bireylerinden öğrendiğim kadarıyla ne şekilde dönüt vermemin daha etkili ve nazik olacağını öğrendim ancak her geçen gün geliştiriyorum.

“Nazik” kelimesi sizi bi’ duraksatmış, hatta doğru mu okudum acaba dedirtmiş olabilir.

Sadece okul-ev alanında değil sosyal yaşamda da farkettiğim bir şey var; çocuğa kızgınlık, üzgün olma hali veya mutluluk duygularını yansıtırken atladığımız bir konu bu. Nazik bir şekilde bu duyguları dile getirmenin ileride çocuğun karakterine veya topluma karşı olacak olan tutumundaki etkilerini şöyle bir düşünün. Aslında bana hak vereceksiniz.

Bunu daha uzun konuşacağımız bir yazım da mutlaka olur ama şu an asıl konumdan şaşmamak istiyorum 🙂

Hep diyorum ya çok çocuk tanımanın avantajları falan diye, aslında demek istediğim çok fazla çocuk yetiştirme örneği analiz etmiş olmak. Asıl parmak basmak istediğim konu da bu. Mutlaka denk gelmişsinizdir ki ben bu cümleyi samimi bir şekilde kuracağım;

“Eh ya! Çocuğa da öyle söylenmez ki.”

Benim içimden çoğu zaman geçer bu cümle. Hatta benim savunduğum bir şey de var. O da çocuk sahibi olmadan önce insanların bir yeterlilik testinden geçirilmesi. “Zorunda mıydınız gerçekten illa ebeveyn oldunuz?!” dediğiniz olmuyor mu hiç bir aile gördüğünüzde? Veya bu ailenin çocuğa karşı sizi rahatsız eden tavırları olduğunda?

O yüzden kendime çok sık tembihlediğim bir konu var; o cümlelerle yetiştiğimiz için ağzımızda yer etmiş.

“Siz de ileride anne-baba olacaksınız.”

NEDEN?
Mecbur muyuz?

Neden bir kız çocuğunun kulağını büyüyünce anne olacaksın senin de çocuğun olacak cümleleri ile dolduruyoruz ki? Bu şekilde ona düşünme fırsatı yaratmıyoruz. “Maddi imkanım yeterli seviyedeyse aile hayatım da tıngır mıngır gidiyorsa ee tamam işte hazırım çocuk yapmaya” diye düşündürüyoruz. Ve biz onu daha doğduğundan itibaren anne sıfatı ile büyüttük, şimdi başka ne şekilde düşünsün ki?

Bu da bir şiddet değil midir?

Yeniden düşünelim çocuğun ileride yaşayacağı hayat mücadelesine hep hazırlıklı olması için desteklerde bulunuruz. Yapmamız gereken de budur zaten. “Hayatta her zaman kazanmak yoktur”un eğitimini de oyun kaybedince ağlayan çocuğa anlatarak veririz. Peki bu mücadelesinde anne-baba olamayacağı bir problemle karşılaştığında yaşadığı üzüntü ve endişenin de en büyük sebebi bizler olmaz mıyız?

Sürekli aklına kazıdık çünkü; kadın büyür anne olur, erkek büyür baba olur ve para kazanır. Şiddetin başka bir yolu da budur işte. Bunu istemsizce yaparız. Aslında ileriki hayatı için büyük bir kara çukur açtığımızı bilmeyiz. Yeni jenerasyonun algısının sizler gibi olmadığını her doğan bireyin bir önceki nesilden x2 kapasite ile geldiğini unutmamak gerekir.

Kullanmamız gereken cümleler şudur oysa ki;

“Oğlum ya da kızım, aile kurmak demek illa ki çocuk sahibi olmamız gerektiği anlamına gelmez. Bu her bireyin kendi tercihidir ve birayler partneri ile ortak karar alır. Kimseye bunun hesabını soramayacağımız gibi kimse de bize ne zaman çocuk dünyaya getirmeyi düşünüyorsunuz soruları yöneltmemeli. İlk önce bir çocuk dünyaya getirmenin bize getirilerini ve bizden götürülerini hayali bir tartıya koyup, hazır olup olmadığımızı düşünmeliyiz.”

Şimdi aynanın karşısına geçelim ve kendimize şu soruları soralım;

  • Yeni neslinin ihtiyaç duyduğu enerji ve bilgi birikimine sahip miyim?
  • Çocuğumu büyütmek için gerekli koşullardan biri olan sabır ve anlayış seviyesine hakim miyim?
  • Eline televizyon kumandası vermektense, onunla birlikte vakit geçirebileceğimiz ve beraber öğreneceğimiz etkinlikler yapıp paylaşımlarda bulunmaya vaktim ve gücüm var mı?

Vakit ayırma kısmını ilgi eksikliğinizi tamamlamak için bir alışveriş merkezindeki oyuncak reyonundan satın almak için harcadığınız vakitten ayırın. Bu bir ilgi değil, sizin bir tür içinizi rahatlatmaya çalışma şeklinizdir.

Hayat renkli, günler şeker 🍭

İrem Savaş

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

6 YORUMLAR

  • Yanıtla Pınar Sude Genç 7 Ağustos 2020 at 13:35

    Çok ama çok güzel bir yazı olmuş İrem ablacım. Gerçekten söylediklerine çok katılıyorum. “Hatta benim savunduğum bir şey de var. O da çocuk sahibi olmadan önce insanların bir yeterlilik testinden geçirilmesi.” Özellikle bu düşüncene ayrı bi’ katılıyorum.
     
    Kalemine, zihnine, kalbime sağlık.
    Sevgiler 🎈

    • Yanıtla İREM SAVAŞ 14 Ağustos 2020 at 11:57

      Değerli yorumun için çok teşekkür ederim canım Pınar Sude. Düşüncelerini paylaşman çok tatlı 💙 Keşke dilediğimiz gibi olabilse…
       
      Çok teşekkür ederim🙏🏼☘️

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 7 Ağustos 2020 at 20:01

    Selam İrem;
     
    Yazın çok güzel ve günümüz konusu olduğu için 2 satır ben de yazmak istedim.
     
    Zamane çocukları gerçekten çok zeki. Bizler kendi çocukluğumuzda yapmak istediğimiz şeyler konusunda “Yasak” veya “Sen anlamazsın” laflarından bıktığımız için onlarla bu tarz konuşmamaya özen gösterdiğimizden öncelikle özgüvenliler. Sorun; yapay ve sanal ortamlarda geçirdikleri fazlaca zaman. Malesef sanalın ne kadar boş bir şey olduğunu bilmiyorlar. Bizlerle -ebeveynleri ile- en fazla 1 veya 2 saat zaman geçirdikten sonra kendi sanal dünyalarına geri dönüyorlar. Tabi ki istisnalar kaideyi bozmaz ama evet bence de her aile çocuk sahibi olmak zorunda değil.
     
    Kalemine sağlık.

    • Yanıtla İrem Savaş 14 Ağustos 2020 at 11:59

      Cem abicim senin ne kadar tatlı bir baba olduğunu gözlerimle görmüş biri olarak söylüyorum ki; güzel kızın çok şanslı 🙏🏼
       
      Mutluluğunuz daim olsun. Yorumun için de çok teşekkür ederim ❤️

  • Yanıtla Ceren Küçük 8 Ağustos 2020 at 10:42

    Hem eğitici hem de düşündürücü bir yazı olmuş. Her anne-babanın mutlaka okuması gereken, üstüne düşünmesi ve çocuklarıyla ilgilendikleri zamanları, sohbet konularını tekrar süzgeçten geçirmeleri gereken bir konu. Düşüncelerini her zaman takdir ederim ve saygı duyarım. Bir kez daha takdir ettim.
    Kalemine sağlık ♥️

    • Yanıtla İrem Savaş 14 Ağustos 2020 at 12:01

      Bir tanecik Cerenim çok teşekkür ederim. Hem güzel kalpli hem de çok sevdiğim dostumsun. Yerin apayrı. Seni çok seviyorum..

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan