Psikoloji

Bekçi Anne Sendromu

15 Aralık 2020

Yazı: Bekçi Anne Sendromu | Yazar: Tuğba Özgen

Anne olmak, çocuk dünyaya getirmeye karar verildiği anda başlayan bir serüvendir. Hamilelik, doğum, bebekle ilk temas ve hayat boyu bakım ile de devam eder. Bu serüven boyunca birçok deneyim elde edilir, sevmek ve sevilmenin verdiği haz yaşanır, bazen zorluklarla başa çıkmak gerekir ama annelikte hiç değişmeyen bir şey vardır ki, o da çocuğa en iyi bakımı verme isteğidir. Anne tüm bunları tecrübe ederken neyi, nasıl, ne kadar doğru yapabileceğim diye sürekli bir endişe hali içindedir. Normal düzeyde endişelerimiz hayatta her zaman bizim için koruyucu olduğu gibi aslında annelikte de “yeterince iyi anne” olma konusunda bize destek olur. Fakat bu endişe fazla kaygılanma haline dönüştüğünde özellikle annelerde kontrol etme isteği oldukça artmaktadır.

Anne olarak kendinizi gözlemlediğinizde;
  • Sizin dışınızdaki kişilerin çocuğa bakamayacağını mı düşünüyorsunuz?
  • Çocukla baba ilgilendiğinde beslenme, uyku, tuvalet bakımı gibi işlerde doğru yapması için sürekli yönerge mi veriyorsunuz?
  • Dışarı çıktığınızda, evde çocuk ile ilgilenen kişi yeterince çocuğun yanında mı diye düşünmekten kendinizi alamıyor musunuz?
  • Kısa süreli de olsa çocuktan ayrı kalmanız gereken zamanlarda huzursuz hissedip sürekli telefonla arama ihtiyacı mı duyuyorsunuz?
  • Çocuğunuzla ilgilenmek dışında yaptığınız her şeyde kendinizi suçlu mu hissediyorsunuz?
  • Çocuğunuz sizden ayrılma yaşlarına geldiğinde (yatak ayırma, okula başlama, arkadaşlarıyla vakit geçirme vb.) hissettiğiniz duygular olumsuz yönde mi? İhanete uğramış, kaygılı, yalnız… Bu gibi durumlar yaşıyor ve çocuk için en iyisini yalnızca sizin doğru yapacağınızı düşünüyorsanız bekçi anne sendromu yaşıyor olabilir misiniz?

Bekçi anne sendromu, anneliği bir görev olarak görüp, gerekenden fazla korumacı tavırla çocuğa yaklaşan ve bakımı tamamen üstlenen, babanın herhangi bir sorumluluk almasına izin vermeyen durumlardan dolayı var olan bir kalıptır.

Annenin ev, aile ve çocuk bakımının tümünü kendi alanı olarak benimsemesi ve bu alanda tıpkı bir kapı bekçisi (gatekeeping) gibi yer alarak babayı bu kapının dışında tutması; babanın evdeki her konuda alanını düzenleyen kişinin yine annenin olması1 annelik bekçiliği olarak tanımlanabilir. Bu durumda anne, baba-çocuk iletişimine negatif yönde etki ederek sınırlandırmalar getirir2 ve çocuk bakımında olması gereken iş birliğinin önüne geçer.

Toplumsal cinsiyet rollerinin bir sonucu olarak genel olarak aile içerisinde annelerin bakım veriyor olması geleneksel ve eşitlikçi olmayan rollerin devam etmesine sebep olmakta3, kadınlara atfedilen bu rol bir görev bilinciyle uzun yıllardır devam etmektedir.

Modernleşme süreci ile roller daha eşit dağılmaya başlasa bile bazı ailelerde sendrom olarak adlandırdığımız fazla korumacı tavrın getirdiği bekçi anne durumu ortaya çıkmaktadır. Anneler sorumluluğu elden bırakma konusunda direnmekte, doğal olarak eşitlikçi olmayan sorumluluk ve görev dağılımını devam ettirmektedir. İş birliği ile devam eden ebeveynlikte çocuk aile tarafından alacağı sevgi ve bakımı bir bütün olarak alır ve bu da çocuktaki aile bütünlüğü algısının gelişimine katkı sağlar. Çocuğa sevgi, ilgi, bakım verirken bunları nasıl yansıttığımız, gerçekten niyetimizin ne olduğu çok önemlidir.

Ailede bakım veren kişilerin, rolleri ne derece, nasıl üstlendiğinden ziyade, çocuğa yansıttıkları tavır en önemli unsurdur. Kendini özgürce ifade edebilen, yaşına uygun olarak kendi bakımını üstlenebilen ve sosyal, bilişsel ve duygusal süreçlerini sağlıklı bir şekilde tamamlayabilen çocuklar yetiştirmek her ailenin temennisidir. Bu noktada çocuğa fazla korumacı yaklaşmak yerine kendi başına yaşamını sürdürebilecek yetileri kazanmasına destek sağlamak oldukça önemlidir. Çocuğun kendini nasıl ifade edebildiği anne-baba (bakım veren kişiler) ile olan iletişiminin yansımasıdır.

Bekçi anne olarak tanımladığımız anne rolünde, çocuğun kendisinden farklı bir kişi olmasını kabul etmeyen, fazla kaygılanan ve çocuğun bir birey olmasına izin vermeyerek, çocuğun gelişimine engel olan bir rol ortaya çıkar.

Anne Bekçilik Görevi Üstlendiğinde Çocuğun Gelişimine Etkileri

Bebeklikten itibaren çocukların bakımı yerinde, zamanında ve gerektiği kadar karşılandığında çocuk kendini güvende hisseder. Fakat anne fazla korumacı, müdahaleci ve engelleyici bir tutum sergilerse çocuğun kendine olan güveni zarar görür ve kaygı düzeyinde artış gözlemlenebilir, aslında sorun annenin kendi kaygısıdır. Çocuk bu durumda kendisini güvende hissetmez ve anneye bağımlı olarak yetişir. Kendisi sorumluluk almak zorunda kaldığında ise, nasıl davranacağını öğrenemediği için kaygıyı yoğun olarak hisseder.

Anne, ebeveyn olmanın gerektirdiği sorumluluğu baba veya bakım veren başka bir kişi ile paylaştığında hem kendi zamanından ve enerjisinden çalmaz, hem de baba-çocuk iletişimine katkı sağlayarak çocuğun daha güvenli hissetmesine, baba tarafından da önemsendiğinin farkına varmasına yardımcı olur. Anne, babanın sorumluluklarını da üstlenip babayı saf dışı bıraktığında çocuğun baba ile olan ilişkisine olumsuz yönde etki etmektedir. Yapılan araştırmalarda da baba çocuğun bakımında rol almadığı zaman çocuğun kendini birey olarak kabul etmesinin zorlaştığı4 ve sosyal iletişim becerilerinin zayıf olduğu5 gözlemlenmiştir.

Tüm bunlar göz önüne alındığında aile sistemi içerisinde ebeveynler eşit rol aldığında, çocuğun sosyal ve duygusal gelişimine destek olmak çok daha kolay olacaktır.

 
 
Psikolog Tuğba Özgen
 
 

Referanslar ve Kaynakça:
  1. Maternal gatekeeping: mothers’ beliefs and behaviors that inhibit greater father involvement in family work. Journal of Marriage and the Family, 61, 199-212. Allen, S. M. & Hawkins, A.J. (1999). ⇡⇡⇡
  2. Pushing daddy away? A qualitative study of maternal gatekeeping. Qualitative Sociology Review, 8(1), 35-59. Hauser, O. (2012). ⇡⇡⇡
  3. Pushing daddy away? A qualitative study of maternal gatekeeping. Qualitative Sociology Review, 8(1), 35-59. Hauser, O. (2012). ⇡⇡⇡
  4. Depression, Perceived Parental Rearing And Self-Acceptance. Euro Psychiatry, 10, 290- 296. Ritcher, J., Ritcher G., M. Eisemann, M., Seering, B., & Bartsch, M. (1995). ⇡⇡⇡
  5. Maternal Acceptance And Consistency Of Discipline As Buffers Of Divorce On Children’s Psychological Adjustment Problems. Journal Of Abnormal Child Psychology, 28, 87-102. Wolchik, S. A., Wilcox, K. L., Tein, J. Y. & Sandler, I. N. (2000).⇡⇡⇡

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

10 YORUMLAR

  • Yanıtla Burak Süalp 15 Aralık 2020 at 10:09

    Sevgili Tuğba, bu bilgi dolu, faydalı yazı için çok teşekkürler. Belli ki her yazınla birlikte yeni bir şeyler öğreneceğiz. Ne mutlu bize. Kalemine sağlık genç arkadaşım.
     
    Nice güzel yazılarda birlikte çalışmak dileğiyle, Sen ve Ben ailesine hoş geldin.

    • Yanıtla Tuğba Özgen 16 Aralık 2020 at 17:52

      Ben teşekkür ederim sıcak karşılamanız ve yardımlarınız için, hoş buldum 🙂

  • Yanıtla İrem Savaş 15 Aralık 2020 at 10:15

    Her insanın senin gibi bir çalışma partneri ve arkadaşı olmalı. Daima danışabileceği bir psikolog, hayatına yön verebilecek adımların kararını almada çok önemli. Hoş geldin aramıza, daim olsun canım Tuğba, kalemin sitede aksıın gitsiin!🙏🏼🧡
     
    Yazın için de kalemine sağlık. İnsan bazen oturup düşünüyor ebeveyn olduğumda nelerle karşılaşacağım diye. Küçükken yaşadıklarımız geleceğimizin inşaat malzemeleri gibi oluyor, bazı sendromlar kaçınılmaz kalabiliyor. Çok bilgilendirici ve düşündürücü oldu bu yazı.
     
    Yolun, bahtın açık olsun 🙏🏼

    • Yanıtla Tuğba Özgen 16 Aralık 2020 at 17:53

      Canım İrem 💙 teşekkür ederim desteğin için 🌸

  • Yanıtla Pınar Sude Genç 15 Aralık 2020 at 21:55

    Öncelikle yazınızı çok keyifle okudum ve belli ki bundan sonrasında da hep keyifle okuyacağım. Aramıza hoş geldiniz.
     
    “Toplumsal cinsiyet rollerinin bir sonucu olarak genel olarak aile içerisinde annelerin bakım veriyor olması geleneksel ve eşitlikçi olmayan rollerin devam etmesine sebep olmakta, kadınlara atfedilen bu rol bir görev bilinciyle uzun yıllardır devam etmektedir.”
     
    Üstte alıntıladığım paragrafı okuyunca aklıma direkt, zaten yerine getirilmesi gereken baba olma sorumluluklarını yerine getiren kişilerin, çok büyük bir olaymış gibi bu davranışlarından ötürü çok takdir almaları geldi. Bir babanın, babalık yapmasından daha doğal bir şey yok aslında bence. (:
     
    Bir sonraki yazılarınızı da merakla bekliyor olacağım.
     
    Sevgiler

    • Yanıtla Tuğba Özgen 16 Aralık 2020 at 17:53

      Zamanla toplumsal rollerin değişmesi hatta bir çoğunun ortadan kalkması dileklerimizle diyelim öyleyse 🙂 Teşekkür ederim güzel yorumlarınız için, keyif almanıza sevindim🙏🏼

  • Yanıtla Melih Daşgın 17 Aralık 2020 at 00:47

    Tuğbacım, “Bekçi Baba Sendromu” da olabilir mi acaba? 🙂 Tıp buna cevaz veriyor mu ne dersin?

    • Yanıtla Tuğba Özgen 17 Aralık 2020 at 13:39

      Literatürde babaya dair araştırma çok az var (Türkiye’de yapılan araştırmaya hiç denk gelmedim) ve yapılan araştırmalar da “paternal involvement” olarak geçer yani çocuk bakımına babanın dahil olması durumlarından bahseder. Konu bekçilik olduğunda ise araştırmalar anneler ile ilgili ve “maternal gatekeeping” olarak karşımıza çıkıyor. Burada kültürel farklılıklar tabi ki çok önemli fakat annelik görevini üstlenmiş babaları da unutmamak gerek 🙂

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 17 Aralık 2020 at 08:12

    Tuğbacım öncelikle aramıza hoş geldin canım. Dergimiz için oldukça değerli bir köşeyi senin yazacak olmandan dolayı çok mutluyum. Umarım senin için de keyifli bir süreç olur.
     
    Ne ilginç bir konuyla giriş yaptın, merakla okudum yazdıklarını. Aynı şekilde ilerki yazılarını da büyük bir ilgiyle okuyacağımı tahmin edebiliyorum.
     
    Sevgiler 🤗

    • Yanıtla Tuğba Özgen 17 Aralık 2020 at 13:41

      Çok teşekkür ederim, umarım hepimiz için keyifli bir süreç olur 🙂

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan