Başucumda Kitap

Diri Diri Yanmak

11 Şubat 2021

Kitap: Diri Diri Yanmak | Yazar: Souad | Yorumlayan: Kübra Mısırlı Keskin


Diri Diri Yanmak | Souad

Diri Diri Yanmak | Konu

Kitap kahramanımız Souad, Ürdün’de dünyaya gelir. On dört çocuklu ama sadece beşi hayatta olan bir ailenin kızıdır. Hayatta olmayan diğer çocuklar, kız olduğu için doğar doğmaz anneleri tarafından boğularak öldürülmüştür.

Yaşayan çocukların da sadece biri erkek, diğer dördü kızdır. Souad’ın ailesi tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Evde sürekli çalışan kızlardır, erkek kardeşleri olan Assad ise içlerinde okula giden tek çocuktur.

Yaşadıkları köyde kız doğmak uğursuzluktur. Kadın önce oğlan doğurmalıydı, hiç olmazsa bir tane. Yalnızca kız doğurursa alay konusu olur. Tüm kız çocukları evde yıkanmak için aynı suyu kullanırken babası ve erkek kardeşinin temiz su kullanma hakları vardır. Evli kadınların dışında kızlar her zaman ayakkabısız dolaşır. Souad’ın köyünde kadınların dayak yemesi, saçlarının kazınması ve ahıra kapatılıp bağlanmak olağan bir durumdur. Çünkü orada erkek yasaları geçerlidir ve kadın hayvanlardan daha az değere sahiptir. Evdeki tüm kadınlar erkelere taparcasına hizmet etmekle görevlidir.

Kızların köyde bir erkekle göz göze gelmesi bile ölüm sebebi sayılır. Ama Souad, Faiez’e aşık olur. Kimseye fark ettirmeden onu evlerinin terasında izler.

Faiez bunu fark eder ve bir gün gizlice buluşurlar. Devam eden buluşmalarında da birlikte olurlar. Hamile kalan Souad, Faiez’e bir an önce evlenmeleri gerektiğini söyler. Onu oyalayan Faiez bir gün gizlice ortadan kaybolur.

Souad ne yapacağını bilemez bir halde ailesinden durumu saklamak için çabalar. Ama bu çok uzun sürmez. Durumu anlayan ailesi onun öldürülmesine karar verir. Bunu da büyük kızlarının kocası Hussein’in yapması kararlaştırılır. Evde kimsenin olmadığı bir gün Souad’ın yanına giden eniştesi onu üzerine benzin dökerek yakar. Can havliyle kendini bahçe dışına atan Souad, çevredeki kadınlar tarafından zorla da olsa söndürülür ama çok ciddi yanıkları vardır ve acıdan bayılır.

Gözünü hastanede açan Souad koma halindedir ve bilinci zaman zaman gelip gider. Hastanede de ona oldukça kötü davranırlar ve hiçbir tedavi uygulamazlar. Yanına gelen annesi onu zehirleyerek öldürmek ister ama o sırada odaya doktorun girmesiyle bunu yapamaz. Hastanede acılar içinde yedi aylık hamileyken oğlunu doğurur ve çocuğu alıp bir yetimhaneye verirler.

Bir gün insani bir örgütte çalışan Jacqueline isminde bir kadın Souad ve oğlunun hikayesini duyar. Onları buradan alıp Avrupa’ya götürmek ister. Zor da olsa Souad’ın yattığı hastanedeki doktorla beraber ailesini ikna eder. Ailesini, Souad’ın zaten öleceğini, onun hastane dışında ölmesinin ailesinin namusu için de daha iyi olacağını söyleyerek ikna eder ve gerekli evrakları imzalatırlar. Ailesi kızının ölümünü onayladığını düşünürken aslında bilmeden ikinci hayatına onay verirler.

İsviçre’ye götürülen Souad, onlarca ameliyat geçirerek tedavi edilir. Gene de bir daha asla eskisi gibi olmayacaktır. Yaz kış sürekli uzun kollu ve boğazlı kıyafetler giymek zorunda kalan Souad’da psikolojik açıdan da tam bir iyileşme görülmez.

Souad, oğlu Marouan’ı hastaneden çıktıktan sonra yanlarında kaldıkları aileye evlatlık verdiğinde oğlu beş yaşındadır. Çalışmaya başlayan Souad artık yavaş yavaş hayatın içine girer.

Otuz yaşına geldiğinde bir süredir hayatında olan adamla evlenen Souad’ın bu evlilikten iki kızı olur. Kırk yaşında, sonradan pişman olacağı bir intihar girişiminde bulunur. İki kızını, ilk evliliğinden olan oğlu ile tanıştırır ve korktuğu gibi bir tepkiyle karşılaşmaz.

Bir gün Jacqueline, diğer eziyet gören kadınlara ilham olması için hayatını anlatmasını ister ve konuşmacı olarak panellere katılır. Daha sonra da hayatını kitap haline getirmeye karar verir.

Diri Diri Yanmak | Yorum

Bir Orta Doğu gerçeğinin gözler önüne serildiği binlerce kitaptan biri daha var size bu hafta anlatacağım. Kadının insan olarak görülmediği, erkeğin ise en önemli varlık olarak gösterildiği geleneklerin hüküm sürdüğü bir ülkede yitip giden onlarca kız çocuğundan sadece biri…

Aklımın bir türlü almadığı cinsiyetin bizi nasıl kategorize ettiği ve buna insanların nasıl göz yumduğu. Kimse kimseye hizmet etmek için bu dünyada değilken nasıl oluyor da erkekler kadınları kendilerine köle olarak görebiliyorlar. Okuyacağınız kitap çok eski zamanlara ait değil maalesef ve hâlâ aynı durumların yaşandığı ülkeler var bu dünyada. Kendi çocuklarını sadece kız olduğu için öldüren ebeveynler, kızları hizmetçi gibi kullanıp sadece erkek doğuran makine gibi gören bir toplum ve dayağın olağan karşılandığı bir zihniyet.

Souad aşık olduğu için, namusunu lekelemiş yaşadığı toplumun gözünde. Ki buradaki en büyük sorunda namus kavramının sadece kadın üzerinden dile getirilmesi. Mesela yalan söyleyen, karşısındakinin duygularıyla oynayan ya da şiddete başvuran bir erkek ne kadar namuslu? Kim verecek bunun cevabını merak ediyorum. Bir an önce kavramların cinsiyetleştirilmesinden vazgeçilmeli toplum gözünde.

Hayat her zaman insanlara, çoğu zaman da kadınlara ikinci bir şans vermiyordu. Souad her ne kadar şans denirse buna farklı bir hayata başlamayı zor da olsa başarmış ama kitabı okuyunca çok daha iyi anlayacağınız gibi hiçbir zaman tam olarak var olamamış. Her zaman bir yarım kalmışlık duygusu ve kendinden nefret etmenin önüne geçememeyle savaşmış ve hâlâ da savaşıyor bana göre.

Kitabın dili sizi zorlamayacak şekilde akıcı ama okumayı zorlaştıran kısım gerçek olduğunu bildiğiniz olaylar. Okurken çok yerde tıkanıp kaldım, yapılanların insanlığa sığmadığı o kadar çok duruma tanıklık ettim ki defalarca ara vermek zorunda kaldım okumaya.

Bu kitaptan bahsetmemin başlıca sebebi, kadın şiddetine ses olmaya çalışmak ve Souad gibi birçok kadın olduğu gerçeğini hatırlatmak tüm okuyuculara.

Kitap kahramanı ve aynı zamanda yazarı olan Souad hâlâ biraz korkuyor ailesinden, o yüzden de yaşadığı köyün ismini ve şu an hayatını sürdürdüğü yeri tam olarak açıklamıyor. Bu incelemeyi yazmadan önce hakkında çok araştırma yapmaya çalıştım ama çok az bilgiye rastladım. Tam olarak bilmemekle beraber belki de kendi ismi de dahil olmak üzere kitaptaki isimler de değiştirilmiş olabilir. Tam olarak olayların yaşandığı yerlerin belli olmaması, bazı okuyucularda da hikayenin gerçekliğinden kuşkulanmaya neden olabiliyor.

Diri Diri Yanmak kitabı dünyada 19 dile çevrildi ve sadece Fransa’da 400 bin sattı.

Bu haftaki yazımı da bana göre bu kitabın kalbi olan alıntıyla bitirmek istiyorum;

“Babamın dediği gibi, inek ve koyunlar kadınlardan daha iyidir. Ölmek istemiyorlarsa susmak, itaat etmek, sürünmek, bakire olarak evlilik yapmak, erkek çocuklar dünyaya getirmek zorundalar. Yoluma bir erkek çıkmasaydı, benim hayatım da böyle olacaktı. Çocuklarım, torunlarım ve onların çocukları da böyle yaşayacaktı. Eğer orada yaşamış olsaydım kendi öz çocuklarını boğan annem gibi, bu bana da doğal gelecekti.”

Keyifli okumalar.

Kübra Mısırlı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan