Sentez

Bir İhtimal Daha Var

20 Ağustos 2021

Öykü: Bir İhtimal Daha Var | Yazan: Özge Can

Cama düşen yağmur damlalarına silecek yetişmiyor. Camdan süzülerek inen büyük damlalar, silecekle cam arasında sıkışmış siyah plastiğin camda debelenmesine neden oluyor.

Saatine bakıyor Yeliz 12.23.

Uçağın kalkmasına otuz yedi dakika var. Bu trafikte, bu yağmurda yetişemeyecek olma ihtimalinin yakıcı ateşi boğazına vuruyor.

“Sigara içebilir miyim?” diyor taksiciye. Yolcusunun gözlerinde parıldayan ışıklı karanlığın ikisini de yutacağı endişesiyle onaylıyor taksici.

Yanındaki camı biraz indiren Yeliz, otobüsün tekerinden sıçrayan suların yüzüne gelmesini engelleyemiyor. Neye lanet okuyacağını bilemiyor. Şansına mı, havaya mı, ablasına mı? İki aylık bebekle kış günü taşınma diye tutturmuş ablası yüzünden bütün işleri terse döndü. Apar topar toparlanıp, yola düştü. Göğsünü sıkıştıran burgacı sigara dumanıyla boğmaya çalışıyor. Derin çekip, yavaş üflüyor. İçmiyor, yutuyor dumanı.

Şoförün ağzından çıkan kallavi küfürle birlikte ön koltuğa başına çarpması bir oluyor Yeliz’in. Sigara koltuğun döşemesinde sönüyor. Başında sızı, ciğerinde donmuş dumanla keskin öksürüyor Yeliz. Dikiz aynasından çatık kaşlı şoförle göz göze geliyor. Şoför pürtelaş açıklamaya girişiyor.

“Kusura bakma abla, bizim insanımız sığır. Yollar zaten dere olmuş. Neyine sollamaya çıkıyorsun birader. Kayık mı altında ki de artistlik hareketler yapıyorsun?”

“Yetişebilecek miyim uçağa?”

“Yetişeceğiz abla, rahat ol. Sen onlinedan binişi hallet, on dakikaya ordayız Allah’ın izniyle.”

Zamansızlıklarla kavgasına yeniden girişiyor Yeliz. Şimdi en çok ablasına kızıyor. Dur işte evinde. Kış günü. İçinde taşan coşkuyu kocanı boşayarak tatmin etmiş olman lazım. Telaşla nereye böyle?

“Delilik bu delilik.”

“Aynen abla, delilik. Bu yağmurda yola çıkmak delilik. Uçak kalkar umarım. Baksana göğe, yıldırım düşüyor bir yerlere.”

“Bir ben değilim ya, bir sürü insan yolunu bulur kaldırırlar uçağı. Bakın kalkmış uçak, benim ki de kalkar.”

Şeffaf damlalar arasından geçen uçağı görünce ne zamandır içinde tuttuğunu bilmediği soluğunu bırakıyor Yeliz. Havaalanına varırsa gerisi kolay. İllaki kalkacak uçak.

*

“Bagaj kapandı hanımefendi, sekiz kg kadar kabin içi bagaja müsaade ediliyor.”

“Sorun değil, yanıma alacağım zaten. Online girişimi yaptım.”

“Son anda yetiştiniz. Beş dakika içinde kapatıyorduk.”

“Rötar var mı?”

“Şu anda yok hanımefendi. İyi uçuşlar dilerim.”

Havaalanının kaygan zemininde düşmeden koşarak kapılara yöneliyor Yeliz. Kapıdan da geçerse tamam. Havaalanında yankılanan anonsların hangisi kendi uçuşu için anlayamıyor.

Koşarak biniş kapısına ulaşmaya çalışıyor. Damarlarında hızla akan kan kulaklarında basınç oluşturarak uğultu halinde beyninde çalkalanıyor. Bu uğultu içinde kendi adının anons edildiğini duyar gibi oldu. 13B kapısının önüne geldiğinde kare kodu okuması için görevliye uzatırken, kendi eğilerek nefesini dengelemeye çalışıyor. Soluk soluğa nefesinin arasında teşekkür ediyor.

Uçağa biniş tünelindeki kırmızı şeritli baklava desenli zeminde çizgilerin ortasına basarak zıplıyor gibi yürüyor. Aşağı doğru iniş olduğundan yer çekiminin gücüne bedenini bırakıyor. Uçak kapısını gördüğünde gülümseyebiliyor; yetiştim derken üzerine doğru alevli uçak kapısının uçtuğunu fark ediyor Aynı anda tünel içinde yerçekiminin tam aksi istikamette bedeninin savrulduğunu da. Çığlıkla karışık yüksek patlama sesi. Kırmızı şeritli zemin parçalarının ateşle üzerine yağması. Aydınlanmış gökyüzünden düşen iri yağmur damlaları. Kulağında çınlayan uğultunun kaybı. Yeliz zamansızlıklara sinirleniyor en çok; zamansızlıklar içinden çıkan lanetli şanssızlığına.

*

“İşlemler kapandı hanımefendi.”

“Uçak kalkmadı henüz değil mi? Yetişebilirim. Lütfen. Yağmurdan trafik akmıyor. Bir şey yapabiliyor olmalısınız? Benim o uçağa binmem şart!”

“Hanımefendi bir sonraki uçuşa bilet alabilirsiniz?”

Salonu dolduran anons dikkatini çekti Yeliz’in.

“Bakın rötarlardan bahsediyor. Benim bineceğim uçak belki de. Kontrol edin lütfen.”

“Buradan kapanıyor sistem. Sizin uçağınızda rötar olsa da yapılabilecek bir şey yok hanımefendi.”

Havaalanının soğuk demirden banklarına oturuyor Yeliz. Anlık çözüm üretemeyecek kadar durgun beyni. Soğuk demir banklara ellerini dayıyor; içinde hissetmek istediği soğukluğu alabilmek için. Valizini çekerek koşturan insanlar, sarılıp ağlayanlar, el sallayan çocuklar. Dünya yansa umursamayacak yavaşlıkta cam havaalanı tavanını izleyerek yürümeye çalışanlar. Kemanıyla “Bir Derdim Var”ı çalıyor güzelce bir kız. Yaşam akıyor. Yaşamın ritmi, burada bu alanda atıyor.

Zamansızlık. Olması gereken yerde, olması gereken zamanda olamayışının şanssızlığı. Yönetemediği yaşam dinamikleri. Tepki veremeyecek kadar bitkin. Sigara düşüyor aklına yeniden. Hissizliğine yoldaş ettiği dumanla, beyninin ölü hücrelerini daha da boğmak istiyor. Kaygan havaalanını zemininde küçük adımlarla yürüyor. Aklında birkaç adım sonra içeceği sigaranın ciğerine dolduğu an. Kapıdan çıkarken burnundan doluyor bile duman. Sabahtan beri ilk gülümsemesi dudaklarında; sigaradan önce o yerleşiyor.

Saatine bakıyor 12.51.

Şimdi uçağa biniyor olacaktım, diyor. Çakmağı çakacağı anda, büyük bir patlamayla kulakları uğuldamaya başlıyor. Çok da uzak olmayan mesafeden gelen ses, anı donduruyor zihninde. Dizlerinin üzerine çöküyor Yeliz. Beynini gerçekliğe çekmeye çalışması boşuna, uçağın giriş kapısında aklı. Zamansızlıkta.

Özge Can

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

4 YORUMLAR

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 20 Ağustos 2021 at 13:16

    Yetişti yetişecek zaman peşimizden. Yeliz de zamanın peşinden koşarken… Bırak be kızım tutma zamanın eteğinden, tutma ki uçabilesin hayatın içinde.
     
    Teşekkürler Özge Can, bize sıkıştırılmış zamanı bir kez daha gösterdiğin için.

    • Yanıtla Özge Can 20 Ağustos 2021 at 18:42

      Teşekkür ederim Sevgi Hanım, anı akışta yaşasak yaşam belki sürprizler getirecek bize.
       
      Sevgiler

  • Yanıtla Hakan Özbek 20 Ağustos 2021 at 20:49

    Şu sıkışmış zamanlar yok mu, hep ömrümüzden yedi.

    • Yanıtla Özge Can 20 Ağustos 2021 at 23:37

      Zamanla barışık yaşamayı öğrenemiyoruz sanırım Hakan. Gerçi hoş öğrenilebilir bir şey mi ondan da pek emin değilim.

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan