Satır Arası

Gelenek ve Görenekler

28 Temmuz 2023

Yazı: Gelenek ve Görenekler | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

Toplumun yazılı olmayan kuralları. Gelenekler, görenekler, örf ve adetler. Bazen “Ne güzel geleneklerimiz var” deriz. Çünkü hayatı, hayatın zorluklarını, ilişkileri çok güzel etkiler. Bazen de hayatı o kadar zorlaştırır ki hayat mı daha zor, bu gelenekleri yerine getirmek mi, ayırmak çok zor olur.

Peki Neden Böyle?

Geleneklerin bazıları neden yaşamı kolaylaştırır, bazıları zorlaştırır? Örf ve adetlerin hangilerine güzel, hangilerine kötü denir?

Aslında temelde tek bir cevabı var tüm bunların. Özetle, “insan” yapısına uygun olan ve insanı değerli kılan gelenekler, yaşatılması gereken geleneklerdir. İnsan yapısının en çok ihtiyacı olan şeyler de aslında güven duygusu ve tutarlılıktır.

İnsan Güvene Muhtaçtır

İnsan güvenmek ister. “Kimseye güven olmaz” sözü tamamen hayata karşı korkudan kaynaklanan bir umutsuzluk halidir. Bu sebeple toplumsal kurallar yani gelenek ve görenekler, insanı güvende hissettirmelidir. İnsan ancak güvende hissettiği zaman kendi değerini fark eder. Güvensiz ortamda birey sadece güvene odaklanır. Güven arayışı içerisinde, birey kendini ve kendi duygularını anlayamaz. Değer görmenin en temel hak olduğunun bile farkına varamaz ve sadece kendine dayatılanları yapmaya çalışır. İşte bu tutarsızlığı beraberinde getirir. Çünkü öğretilen değerlerle, yani iyi olmak, anlayışlı olmak, cömert olmak, insanlara yardımcı olmak, yalandan uzak olmak gibi değerlerle, kendine dayatılanlar büyük bir tutarsızlık içerir.

Mesela anlayışlı olunması gerektiğini öğreten bir toplum, “Neden bana karşı anlayışlı değil?” sorusunu ya da çelişkisini beraberinde getirir. Bu çelişki içselleştiği anda da birey sınırlarını çizemez olur. Çünkü sınırları olması gerektiğinin bile farkında değildir.

Bu sebeple gelenek ve görenekleri tamamen yok saymak doğru olmasa da bireyler yaşamları için hepsini süzgeçten geçirebilme hakkına sahip olmalıdır.

“Ben”i Önemseyen Toplumlar

Bir de bunun tam tersi olan toplumlar vardır. Daha küçük yaşlardan itibaren çocuklarına “ben” olarak değerli olduğunu öğreten ve bunu hissettiren toplumlar. Bu çok önemli bir olgu da olsa yeni nesillere “Sen farklı olacaksın” mesajını çok üstüne basa basa vermek de dayatmadan farksız olabilir. Farklı olmak bir zorunluluksa ve bu zorunluluk toplumun her kesimi tarafından yeni nesillere öğretiliyorsa bu da insana uygun olmayan dayatılmış gelenek ve göreneklerden farksızdır.

Önemli olan sadece “ben” olmak değil, bir ekibin parçası olarak “biz”in içinde “ben” olarak kalabilmektir. Bu da bireyin kendini ve içinde bulunduğu toplumu (aile, arkadaş grubu, çalışma ekibi, millet…) çok iyi tanıması ve yazılı olmayan kurallarını doğru şekilde süzgeçten geçirmesi ile mümkün olur.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan