Sağlıklı Beslenme & Diyet

Alkali Beslenme

25 Ekim 2023

Yazı: Alkali Beslenme | Yazan: Fatma Nur Erdoğan

Herkese selam! Nasılsınız? Umarım keyfiniz yerindedir. Bu yazımda sizlerle son dönemlerde oldukça popüler hale gelen “Alkali Beslenme” üzerine konuşalım istiyorum.

Alkali Kavramı

Öncelikle nedir bu “alkali” kavramı ona bir bakalım isterseniz. Alkali, suda çözünebilen pH değeri 7-14 arasında olan bazlara verilen isimdir. Vücudumuzda da bir asit baz dengesi mevcuttur. Örneğin kan 7.4 pH’ı ile alkali iken mide, vajinal bölge ve deri asidik olmalıdır. Vücudumuzdaki ideal alkali/asit oranı 7/3 olmalıdır.

Besinlerdeki alkali kavramı biraz daha farklıdır. Besinin kendisinin asidik veya bazik olması önemli değildir. Önemli olan vücutta metabolize olduktan sonra ortaya çıkardığı atığın asidik veya alkali olmasıdır.

Hayvansal protein, fosfat ve kükürt içeren besinler asidiktir. Kalsiyum, magnezyum, potasyum içeren besinler ise alkalidir. Bir diğer değişle et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, soda, kafein, kakao, kızarmış, fermente, aşırı tuzlu ve salamura besinler asidiktir. Sebzeler, meyveler, tam tahıllar, yağlı tohumlar, baklagiller ve yeşil çay alkali besinler arasındadır.

Yazı: Alkali Beslenme | Yazan: Fatma Nur Erdoğan

Alkali Beslenme ve Sağlık İlişkisi

Alkali beslenme kavramı son dönemlerde popüler hale gelmiştir. Ancak çok eski zamanlardan beri bilinen bir beslenme şeklidir. İlk kez doktor William Howard Hay (Eng) tarafından ortaya atılmıştır. Peki nedir bu Alkali beslenme? Hadi gelin biraz daha yakından bakalım.

Alkali beslenmede amaç kandaki alkali düzeyini dengede tutmaktır. Bunun için beslenmedeki et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri kısıtlanır. Diyetten tamamen çıkartılmaz yalnızca porsiyon ölçüsü ve tüketim sıklığı azaltılır. Bunun yerine bitkisel bazlı beslenme benimsenir.

Peki kandaki alkali dengesini korumak neden bu kadar önemlidir? Vücudumuzdaki kan 7.4 pH değeri ile 0.4lük oranla alkali seviyededir. Bu oran asidik pH’a kaymaya başladığı zaman vücuttan potasyum, kalsiyum, magnezyum ve demir gibi alkali mineraller çekilerek denge kurulmaya çalışılır. Vücuttaki mineral çekilen bölgeler ise kemik, kalp ve karaciğer dokularıdır. Nitekim kanın alkali kalması vücuttaki mineral depolarının boşalmaması için önem arz eder.

Bunun yanı sıra kandaki asit oranı arttığında metabolik asidoz meydana gelir bunun sonucunda ise hipertansiyon, obezite, diyabet, osteoporoz, kalp damar hastalıkları ortaya çıkar.

Gıda endüstrisinin gelişmesi, fastfood kültürü, paketli gıdalara yönelim ile birlikte beslenmedeki değişiklikler, yeteri kadar güneş ışığı alamama, hava kirliliği ve hareketsiz yaşam kan pH’ının alkali seviyede kalmasını zorlaştıran etmenler arasındadır. Bunun sebebi ise yüksek oranda sodyum, yağ ve kolesterol içeren ancak yeteri kadar lif ve potasyum içermeyen besinlerin tüketilmesi, hareketsiz yaşam biçiminden dolayı kanın yeteri kadar oksijenlenememesi (oksijen kandaki alkali dengesini sağlar), d vitamini yetersizliğinden dolayı kalsiyum, magnezyum, fosfor gibi alkali minerallerin bağırsaklardan emilememesidir.

Yüksek sodyum içeren besinlerin sürekli olarak tüketilmesi kandaki alkali seviyeyi bozar. Bunun için kanın tekrar alkali hale gelebilmesi için vücuttaki kalsiyum depoları olan kemik ve kaslardan kalsiyum çekilir. Dolayısıyla kemiklerde kalsiyum eksikliğine bağlı osteoporoz ve kaslarda protein kaybı gözlenebilir.

Vücuttaki alkali/asit seviyesinin dengede kalması oldukça önemlidir. Ancak sürekli olarak alkali diyet uygulamanın yetersiz protein alımına sebep olacağı düşünülmektedir. Bu yüzden tüm besin gruplarından yeterli ve dengeli beslenmek en doğrusu olacaktır.

Herkese sevgiler.
 
 
Dyt. Fatma Nur Erdoğan
 

Kaynakça

Bayındır, A., Yardımcı, H., (2016). Alkali Beslenme Bir Tercih Mi. Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 1(2): 40-58.
Kaya, E., (2022). Alkali Kahvaltı Öğününün Akut Egzersiz Performansı Besin Alımı Ve İştah Üzerine Etkisi. Bursa Uludağ Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitimi Anabilim Dalı, Yüksek lisans tezi.

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 1 Kasım 2023 at 12:11

    Kalsiyum, magnezyum minerallerinin neden bu kadar önemli olduğunu da anlamış oldum. Çok teşekkürler.
     
    Siz yazın ben okurum Fatma Nur Hanım. Bedenin çok önemli olduğunu düşünüyorum, bunu daha önce de düşünüyordum ama şimdi daha bilincinde olarak fark ediyorum; bedenimiz ayrı bir varlık aslında, ona yeterince önem vermek için yapılacaklar listesi hazırlamak lazım 😀

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan