Kahve Telvesi

Müsait Bir Yerde İnecek Var

15 Şubat 2024

Yazı: Müsait Bir Yerde İnecek Var | Yazan: Emine Öztürk

İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat.

Göğe Bakma Durağı, Turgut Uyar

 


 
Göğe Bakma Durağı şiirini bilmeyen yoktur. Hiç olmazsa iki üç satırını mutlaka bir yerlerde okumuş olmalısınız. Bu şiir ile Sayın Uyar bence insanların iç sıkıntılarını, bu sıkıntılardan kaçma hissini, huzur arayışını konu etmiş. Uyar kendi soluğunu göğe baktığı durakta almış.

Hayat telaşı içinde sizin durup nefeslendiğiniz duraklarınızı düşündünüz mü hiç?

Evet herkesin bazen bazı zamanlarda uğradığı bir durak muhakkak vardır. Hayatın hayhuyundan, telaşesinden, dünyanın kahrından kaçıp sığındığı. Derdi kalbine ağır geldiğinde aradığı bir dost, ruhu yorulduğunda gideceği bir sahil. Yalnız hissettiğinde oturup ağlayacağı bir ağaç, sustuklarını bağırabileceği bir parça gökyüzü, gözyaşını utanmadan dökeceği bir omuz. Ya da sırf kelle paça için gittiği çorbacısı, acıya gark olmak istediğinde çek bir Adana dediği kebapçısı. 😁 Günün yorgunluğu üstünde, lambayı kapatınca başını bırakacak bir yastık. Hararet bastığında demli çay dolu bir çaydanlık.
Çocukluğunu özlediğinde gideceği bir park. Dibe vurup çöktüğünde ayağa kaldıracak biri de mutlaka şart. Sonra bir diz, saçların okşanması, ah ne büyük bir tat. Aşk acısı çekenlere bir Sezen şarkısında bir yudum şarap. Dost kazığı yiyenlere, meyhanede bir büyük, bir de Orhan Baba’dan “Batsın Bu Dünya” söylemek şart. Grip olup yatanları bir kase mercimek, kilo alınca dertlenenleri, kardiyo, pilates, depresyona giren kadınları, bi’ kesim, bi’ dip, biraz allık, biraz ruj hemen kendine getirecek.

Bir de öyle bir durak var ki hayatta kimse o durakta otobüs beklemek zorunda kalmasın.
Özlem.

Ah özlediğinde galerinin en ücra köşesinde saklanmış bir fotoğraf. (Ki böyle akıllı akıllı telefonlar, galeriler yokken cüzdanın bir bölümüne sıkıştırılır, kimse görmesin diye köşe bucak saklanır o fotoğraf.) Özlenenlerin durağı hep dolu, hep kalabalık o taraf.

“Kırık kalpler durağında inecek olanlar”

Sana “Kal” diyemiyorum
“Gitme” diyemiyorum
Son durak bu, biliyorum

Diyerek ayrılık durağında inmeyi kabul edenler. “Gözyaşım kurak, bak bu son durak, indim yürüyorum” şarkısı dillerinde bir ihtimâl daha arayanlar. Yanlış durakta doğru otobüsü bekleyenler gibi hayat sürenler.

Benim de birçok insan gibi çok sık uğradığım, saatlerce beklediğim gelen hiçbir otobüse binmediğim, orada olmayı çok sevdiğim bir durak var ki… Kitaplar…

Daraldığımda, sevindiğimde, kendimi bulmak, dinlemek istediğimde, üşüdüğümde, terlediğimde, güldüğümde, ağladığımda hep bu durakta alırım soluğu.

Okurum. Okurum. Okurum…

Sonra o duraktan bambaşka bir ben çıkar o yola, bambaşka bir ben karışır hayata. Yeni yolculuklara yelken açar bir ben, bambaşka ben.

İşte böyle; herkesin gittiği yol farklı duraklardan geçiyor ve herkesin indiği durak birbirinden başka bambaşka. Ve yeniden geri dönmek için seçtiği bir yol var ve o yollarda da yolcu dolu bir sürü durak mutlaka. Velhasıl demem o ki ne çok durak var hepimizin hayatında durup soluklandığı, oksijensiz kaldığında durup bir derin nefes aldığı. Hayatın içinde savrulup giderken bu sayıp döktüklerim aslında ne kadar sıradan alışılmış olması gerekenlermiş geliyor bizlere. Hayattan zevk alamıyorum, çok yalnızım, sıkılıyorum, bunalıyorum diyoruz ya, heeh! İşte bu durakların farkında değiliz de ondan hep bu serzenişler.

Son durağa gelmeden diyorum, hayat şu an en güzel hali ile akıp giderken onu yakalayıp mutlu olmanın, mutlu etmenin peşine düşelim. Yanımıza sadece mutlu anlarla dolu bavulları alalım. Uğradığımız her duraktan keyifle ayrılalım.

Diyorum ki “Son duraktan sonra başka yol yok.”
 
 
Emine Öztürk
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

17 YORUMLAR

  • Yanıtla Oğuz Öztürk 15 Şubat 2024 at 13:26

    Bilmiyorum seni hak edecek ne yaptım ben.
    Her hikayen beni alıp bambaşka diyarlara nasıl götürüyor anlamıyorum.

    Sadece sana diyorum ki başını omzuma yaslamaya devam et lütfen.
    Beraber son durağa gidelim sevgilim.

    • Yanıtla Emine Öztürk 15 Şubat 2024 at 15:46

      Ahh.🤍 Benim en büyük destekçim. Çıktığım her yol neden bu kadar güzel biliyor musun? Yoldaştan.

      Seninle birlikte, soluklandığımız duraklarda güzel hayat. Ve birlikte çıktığımız bu yolculukta birlikte son durağa kadar elele gerekirse saç saça baş başa ama hep yanyana.

      Seni seviyorum sevgilim. 🤍

      • Yanıtla Hatice 15 Şubat 2024 at 18:40

        Okurken hayatımdaki tüm duraklar gözümün önünden geçti.. Çok kıymetli bir yazı olmuş ablacım 👏👏🌼 bir durakta inmeyi hiç istemedim, şöför beni unutsun yol devam etsin istedim. O durakta inecek yoktu ama ben inmek zorunda kaldım. Kaldırıp başımı göğe baktım ve o durağa tıpkı senin yazdığın gibi “özlenenler durağı” ismini verdim. Hiçbir kalbin kırılmaması ve sadece durmak istediğimiz duraklarda durabilmek ümidiyle diyorum ablacım. Kalemine yüreğine sağlık 🤗❣️

        • Yanıtla Emine Öztürk 18 Şubat 2024 at 11:54

          Canım güzelliğim. Vakit ayırdığın için çok çok teşekkür ediyorum.
          Evet inmek istemediğin, şoförün seni unutup son durağa kadar götürsün istediğin yolculuğunu biliyorum.
          İnmek zorunda kaldığın durağa sevgi ile bak ve lütfen şöyle düşün, istemeden indiğimiz duraklarda hiç beklenmedik insanlar çıkar karşımıza onlar için o durakta inmişizdir meğer hiç bilmeden.
          Ve bir de şunu aklından çıkarma o durakta inmeseydin ve büyük bir kaza olsaydı..

          Seni çok seviyorum güzelliğim. Her şey çok güzel olacak.🧡

  • Yanıtla Okuyucu 15 Şubat 2024 at 13:30

    Öncelikle bu güzel yazı için kaleminize sağlık 😇
    Peki ya son duraktan sonrası 🤔, hayat denilen şey doğ – büyü – öl üçgeni içinde geçmiyor mu, hele ki kapitalizm üzerine kurulmuş bu modern dünya sisteminde bu üçgen bozularak iş – ev doğrultusuna dönüşüyor. Hiç ölmeyecek gibi yaşayıp, hiç ölmeyecek gibi para kazanma hırsına dönüşüp, hiç ölmeyecek gibi kayıp giden zamanın farkında değiliz. Ne zaman ki Azrail kapıyı tıklatacak o zaman ben bir ömrü nasıl heba ettim diye düşünmeye başlayacağız ama çok geç olacak…

  • Yanıtla Emine Öztürk 15 Şubat 2024 at 15:52

    Ben de yazımı okumak için zaman ayırdığınız için, yorum yapmaya değer bulduğunuz için teşekkür ile başlamak isterim. Var olun…🙏

    O kadar güzel ifade etmişsiniz ki hayatın hayhuyuna kapılıp hem bu güzel yaşamı kaçırıyoruz hem ölümü unutuyoruz. Son duraktan sonrası muamma.

    Umarım geç kalmadan erken uyanışlarımız olsun. Farkındalıkları artmış, geride güzel işlerle anılmak hedefine erişmiş,dünyada güzel izler bırakmışlardan olalım.

    Sevgiler.

  • Yanıtla Gökhan Üvez 15 Şubat 2024 at 17:11

    Göğe bakma durağı çok özeldir benim için. Harika bir deneme-alt yazı-eleştiri olmuş. Açıkçası ben çok sevdim ve okurken heyecanla gezdi gözlerim satırları. Kolay kolay yapamadığım bir şey bu. Elinize, gönlünüze sağlık.

  • Yanıtla Emine Öztürk 15 Şubat 2024 at 17:41

    Çok kıymetli cümleleriniz için teşekkür ediyorum Gökhan Bey.🙏
    Çok anlamlı ve özgün bir şiir..

    Heyecan duymanız beni de heyecanlandırdı. Var olun.

    Sevgiler..

  • Yanıtla Ömer hoca 15 Şubat 2024 at 18:23

    İyi ki kitab durağı var. Sizi bu sayede tanıdık. Kaleminiz hiç durmasın. Benim için de kitap, muzik ve resim durakları var bazen üçü bir arada bazen birine sığınınca diğerleri dışarıda kalıyor ama benim için hiç geçmeyen bir durak varsa o da bjk durağı nereye gitsem her zaman benimledir.

  • Yanıtla Emine Öztürk 15 Şubat 2024 at 21:21

    Ömer öğretmenim benim için yeriniz cok ayrı. Kesinlikle iyi ki kitaplar var sizin gibi kıymetli insanlar ile yolumu kesiştirdi kitaplar.

    Sizin Beşiktaş durağınızı bilmeyen yoktur sanırım. Demem o ki, o ya da bu şekilde hepimizin durup nefes aldığı duraklar var önemli olan bu durakların farkında olmamız.

    Vakit ayırıp okuduğunuz için güzel cümleleriniz için çok teşekkür ediyorum. Lütfen hep var olun..

    Sevgiler.

    • Yanıtla Ömer hoca 15 Şubat 2024 at 21:26

      Eyvallah 🙏

  • Yanıtla Metin Çoban 15 Şubat 2024 at 22:24

    Eminecim, her yazdığında okuyanları o kadar mutluluk saçıyorsun ki bir yazar okuyucusuna daha ne verebilir.
    Önünüzde bir hayat var millet, arada sırada ineceğiniz bineceğiniz durakları var.
    Bu durakları heba etmeyin diye güzel güzel de yazmışsın. Tebrikler canım.
    Turgut Uyar’ın bu bilinen şiiri ile başlayan yazının, şiiirle ilgili bölümleri üzerinde çok durmamışsın ama, sana bu şiir hakkında hiç beklemediğin bir şey söyleyeceğim. Bana bu şiir çok tutucu ve bencil duygular taşıyor gibi geliyor.

    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    Bana dönesin diye bir bir kapattım
    Şimdi otobüs gelir biner gideriz
    Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
    Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    Çok tek taraflı istekler gibigeliyor. Adam resmen benim isteklerim olsun, senin birşey söylemene gerek yok der gibi. Bu şiir içinde dünyada bu görüşü paylaşan kimse yoktur inan. 😃 Yazın için tekrar tebrikler.

    • Yanıtla Emine Öztürk 16 Şubat 2024 at 08:32

      Sevgili Metin inan şiir bende sende uyandıklarının bir kırığını bile uyandırmadı. 😄 Ee bu bakış sadece sana, senin gibi kafası bu denli başka çalışan adama yakışırdı zaten.💯🤫

      Herkesin penceresi farklı. Evet bir manzara var ama herkes başka açılardan, bakıyor.
      Değer bulup vakit ayırıp okuduğun için tekrar ve tekrar teşekkür ediyorum Sevgili Metin.🙏

      Sevgiler.

  • Yanıtla Sonay KARASU 16 Şubat 2024 at 01:32

    Yüreğinize, kaleminize sağlık💐
    Sakin bir kasabada mola vermiş gibi okudum cümlelerinizi. Bende çok özel bir yeri olan bu şiir ile yeniden tanışmak gibi……

    Yok olmaya yüz tutmuş umutlarımı bulmak için çıktım yola…Mevsim tam da bahar, içimde çıktığım yolculukları gerçeğe dönüştürmek için vakit tamam. Göğe çevirdim başımı, kuşlar davet ediyor gibi sanki beni yaşamaya, haydi dedim herkes yapabiliyor ise sen de yapabilirsin. Güzel anılarımı aldım yanıma, en sevdiğim şarkıları, boş bir kağıt ve tükenmez kalem, sonu güzel biten hikayeler yazmak gerek, en çokta gözlerinin içi gülen çocukları seyretmek.

    Acelem var benim. Yaşamak için acelem var. Behçet Necatigil ne güzel demiş:

    “Siz geniş zamanlar umuyordunuz
    Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
    Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
    Geçeceği aklınıza gelmezdi.”
    …….

    Edebiyatın sihiri ile selamlıyorum sizi 📚📝

  • Yanıtla Emine Öztürk 16 Şubat 2024 at 08:40


    “Gizli bahçenizde
    Açan çiçekler vardı,
    Gecelerde ve yalnız.
    Vermeye az buldunuz
    Yahut vakit olmadı.”

    Sevgili Sonay bu denk geliş beni şaşırttı. Ama edebiyat böyle bir şey aslında bir şiirde, bir kitapta, bir mısrada bir virgül ya da noktada buluşmak. Benim ilk okulda nereden görüp duyup ezberlediğimi bile hâlâ hatırlamadığım ve kırk yaşına geldiğim halde unutmadığım ve kalbime şifa olan en sevdiğim şiirdir,
    ” Sevgilerde”.

    Aynı duygularda olmak ne güzel. Ve bu cümleleri;
    “Göğe çevirdim başımı, kuşlar davet ediyor gibi sanki beni yaşamaya, haydi dedim herkes yapabiliyor ise sen de yapabilirsin. Güzel anılarımı aldım yanıma, en sevdiğim şarkıları, boş bir kağıt ve tükenmez kalem, sonu güzel biten hikayeler yazmak gerek, en çokta gözlerinin içi gülen çocukları seyretmek.”okuyunca içimden bir kuş sürüsü havalandı. Senin de yüreğine sağlık.
    Sevgiler.

  • Yanıtla Demet Albayrakoğlu 20 Şubat 2024 at 16:59

    Emineciğim yine harika bir yazı olmuş, Hem sıcacık hem düşündürten. Hayat ve durakları ya da durakladığımız yerler. Belki bir nefes almak için; belki de mutluluğu, acıyı gerçekten hissedebilmek için. Hayatın fısıldadıklarını, iletmek istediği mesajlarını yakalamaya çalışıyorum. Umarım en yalın, saf hali ile sahip olduğumuzu düşündüklerimizle birlikte huzurla yaşamımıza devam ederiz. Çok teşekkür ederim bu güzel yazın için tekrar. Sevgiler 💕😉

  • Yanıtla Emine Öztürk 22 Şubat 2024 at 17:05

    Zaman ayırıp okumuş olmanız ve yorumunuz benimnicin çok kıymetli Demet Hanım. 🙏

    Şahane cümleleriniz için çok teşekkür ediyorum. ” Hayatın fısıldadıkları, iletmek istedikleri..” nasıl yakıştı yazımın akışına.. Var olun..
    Sevgiler 🧡🍒🌸

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan