Sen, Ben, Biz

Değişimi, ilerlemenin koşulu olarak kabul ettiğimi her fırsatta söylüyorum ya işte gene bir değişimden geçtim geçen hafta. Son bir buçuk senedir üçüncü çocuğum oldu diyebileceğim Bursa ve Ben sitesinin adını değiştirdim.

Süreç, editör arkadaşlarımla geçişi kararlaştırdığımız yaz aylarında, yeni domain ve birkaç da alt domaini satın almamızla başladı.

Benim için “Bursa ve Ben” isminden vazgeçmenin kolay olmadığını tahmin edebilirsiniz sanırım.

Site isminin değişmesi açıkçası son birkaç aydır beni oldukça endişelendiren bir konuydu.

Bu boyutta bir sitenin taşıma işleminin fazlasıyla zahmetli olabileceği, veri kayıpları ya da sitenin tamamiyle çökmesi ile sonuçlanabileceği endişesi içindeydim. Sitenin bulunduğu Server’dan artık teknolojinin çok daha geliştiği, bu tarz işlemlerin sorunsuz hallolduğu güvencesini alsam da kaygı seviyem giderek yükseldi günbegün.

Sitemizin yazarlarının olduğu WhatsApp grubundaki herkesi de kendimle birlikte ne kadar germişsem sonunda mizah yazarımız Gülşah İslamoğlu; “Bana bak editör, tüm bu yaptıklarından dolayı salı günkü yazımda seni gömeceğim bilesin,” dedi. Gömmüş de 😂 Yarın Münferit Tatile Giderse köşesinde canıma okuduğu yazısını bulabilirsiniz 😉

Site isimlerinin neden bunlar olduğunu anlatayım size. Önce “Bursa ve Ben”

‘98 yılından beri Internet sayfaları programlıyorum. Biz Internetçilerin domain adı biriktirmek gibi bir hastalığı vardır. Senelerce açmadığımız alan adlarının ücretini öderiz. İşte “Bursa ve Ben” de 2000’lerin başında satın aldığım bir isim.

Evlenip Bursa’ya taşındığım ilk yıl almıştım bu ismi. Şehir portalı, kişisel blog arası bir site kurmayı planlıyordum. Benim gözümden Bursa anlayacağınız.

Ahh ama işte o alıp da senelerce -on yıldan fazla 🤦🏻‍♀️- açmadığımız isimlerden biri oldu Bursa ve Ben. Her sene isim bedeli için Server’dan; “Tutmaya devam ediyor muyuz, bırakıyor muyuz?” diye arandığımda soruyu “Devam” diye cevaplamaktan kendimi alamıyordum.

İki sene kadar önce yeni açılacak bir Internet dergisinde yazmam için teklif aldım. Uzun zamandır bir yerde düzenli yazmayı istediğimden açıkçası çok da fazla düşünmeden, henüz açılmamış bu sitede yazmayı kabul ettim.

İşin içine girince anladım ki ne kurucular, ne de yazarlar neye kalkıştıkları hakkında bir fikre sahip değiller.

Aralarında tek bir programcı, tasarımcı, ya da redaktör yok. Yazanların çoğu, cümlede özne ve yüklem gerekliliğin farkında değil. Kendine editör diyen genç kadının yazıları baştan aşağı hatalı 🙄

Sitenin açılma günü belli ama nasıl açılacağı şüpheli…

Tüm işleri üzerime aldım. Her yazıyı redakte edip yayına hazırladım. Redakte dediğime bakmayın, o kadar kötülerdi ki genelde yazıları baştan yazıyordum. İki üç hafta boyunca bu şekilde dergiyi yayınladık.

Internet dergilerinde ödeme yapılmaz genelde yazarlara. Bize de yapılmıyordu. Ama ben üzerine bir de sitenin tüm hamallığını çekiyordum. Gece gündüz uğraşıp duruyor bi’ de tepemde kendine editör ve imtiyaz sahibi diyen ufacık çocuklara rapor veriyordum.

Bir gece şalter attı tabii bende, sevgili imtiyaz sahibinin bana verdiği emirler karşısında “Sanırım sen yürek yedin” deyip siteyi terk ettim. Şaka yapmıyorum, aynen bu cümleleri o derginin WhatsApp grubunda yazıp çıktım.

“Amma da ukalasın” demeyin. Gerçekten durum bildiğiniz gibi değildi. Yürek yeme meselesine gelince, beni zıvanadan çıkarmaya cesaret edebilmelerinin nedeni ne yazık ki pek zeki olmamalarıydı. Gidersem siteyi yönetemeyeceklerinin dahi farkında değillerdi. Ki ben bıraktıktan bir hafta sonra site diye bir şey kalmamıştı.

O gece, haftalardır harcadığım emekten dolayı o kadar sinirliydim ki kabıma sığamıyordum.

Sonunda, bundan çok daha iyisini yapabilirim düşüncesiyle kendim bir Internet dergisi kurmaya karar verdim. Fakat benimki çok daha kapsamlı bir site olacak, yazarlar da konusunda yetkin, özellikle de Türkçeyi katletmeyen kişilerden seçilecekti.

Bunları düşündüğüm gece cumaydı, ertesi gün, yani cumartesi, açık bir server buldum, oradaki programcılarla birlikte çalışarak birkaç saat içinde Bursa ve Ben’i yayına soktuk.

İsim konusunu fazla düşünmemiştim aslına bakarsanız. Bu domain elimdeydi ve bir gün bile beklemeden kendi sitemi açmayı kafama koymuştum.

Başlangıçta ben yazacaktım sadece sonra zamanla Bursa’da yaşayan insanlardan oluşan bir kadro kuracaktım.

6 Mayıs 2017 Yayındayım

Ve ilk yazım Tanışalım mı? ile startı verdim.

Bilmiyorum neden ama yapmak istediklerimi anlatıp yazmasını teklif ettiğim herkes tüm destekleri ile yanımda yer aldı.

Gene de ilk zamanlar inanın çok zordu. Her gün en az bir yazı girecek dediğim dergiyi beş altı yazarla aylarca firesiz çıkardık. Bugün 100’e yakın yazar var ama o ilk yazarların emeği inanın çok büyük. İnançları ve destekleri için hepsine sonsuz teşekkürler 🙏🏻

Büyümeye başladık fakat yazarları Bursa’dan bulmakta zorlanıyordum. Başka şehirlerden yazmayı kabul edenler de “Bursa ne alaka?” diye soruyorlardı.

Okurlarda da ulusal değil, yerel bir dergi izlenimi uyandırıyordu “Bursa ve Ben” adı. Kısa sürede iyi bir okur kitlesine ulaşmıştık fakat daha büyümek istiyorsak -ben ne kadar üzülürsem üzüleyim- ismi değiştirmemiz gerekiyordu.

Sen, Ben, Biz

Yazın sitemizin editör yazarlarından Didem Elif’in yanına Kaş’a gittim, bir diğer yazar arkadaşım Hande Sönmezerler Sinan ile birlikte. Bu arada ikisi de liseden arkadaşlarım.

Yeri gelmişken bu konuya da kısaca değineyim; okuduğum kolejden birçok arkadaşım yazıyor sitemizde. Yasemin Kumral gibi, kendini bize adayan bir sanatçının okulumuz kurucusunun eşi olması sanırım bizleri sanata, edebiyata, müziğe karşı daha donanımlı yetiştirdi. Sağladıkları imkan ve verdikleri vizyon için kurucularımıza sonsuz teşekkürler 🙏🏻

Konuya geri dönüyorum.

Elif, Hande, ben yıllar sonra bir arada olmanın keyfini çıkartırken bir yandan da sitenin adı konusunda fikirler üretiyorduk. “Ve Ben” kısmına bağlı kalmak benim için önemliydi, eski adla aralarında bir bağlantı olsun istiyordum. Ayrıca kolay akılda kalan, Türkçeye özel karakterlerin içinde yer almadığı bir isim olmalıydı.

Didem Elif “Sen ve Ben” diye önerdiği anda aylardır süren isim arama safası bitmişti benim için. Ucuna da “.biz” uzantısını ekleyince tam da ekibimizi anlatan bir isim oldu. Birçok yazardan oluşan bir portalı “Sen, Ben, Biz” kelimelerinden daha iyi ne anlatabilirdi?

Yeni Bir Başlangıç

Bebekliğini tamamlayıp çocukluk evresine giren sitemizin önünde daha çok yol var biliyorum. Kuvvetli ve sağlam adımlarla ilerleyen ekibimizi daha birçok macera bekliyor.

Ben çok heyecanlıyım. Gelecek neler getirecek hep beraber göreceğiz.

Tüm okurlarımıza kucak dolusu sevgiler ❤️

Didem Çelebi Özkan