Köşe Yazıları

Değişim

26 Temmuz 2017

Geçen hafta yazımı [ Siz Hangi Kuşaktansınız? ] sonlandırırken bu zamanda yaşayan herkesi kapsayan yeni bir kuşaktan bahsetmiştim. Nedir bu kuşağın tanımlaması? Screenager. Ekranlarla yaşayan her yaştaki çağımız insanını tanımlıyor. X, Y, Z, Alfa hepimiz ekran neslini oluşturuyoruz.

Hayatımızın her alanında ekranları kullanıyoruz. İki gün kullanmadan hayatımızı zor sürdürürüz diye düşünüyorum. Sabah uyanmak için cep telefonumuzun alarmını kuruyoruz. Çalan alarmı kapattıktan sonra sosyal medya hesaplarımıza, e-maillerimize bakıyoruz. Kahvaltı ederken e-gazeteden haberlere göz atıyoruz. İşe gitmek için hazırlandıktan sonra yine telefon ekranımızdan yol durumuna bakıyoruz. İşe gidiyoruz, bilgisayar ekranına bakıyoruz. Evde televizyon izliyoruz. Kitabımızı bile ekrandan okuyabiliyoruz.

Zaman içerisinde, nasıl olduğunun bile farkına varamadan; davranışlarımız, düşüncelerimiz değişiyor. Değişen nesilleri de içeren Ekran Kuşağı’nın özelliklerine bakalım

– Aynı zamanda birden çok şeyle ilgilenen. Aynı zamanda hem film izleyip, hem bilgisayarda yazı yazabilen (Üçüncü etkinlik de eklenebilir).

– Her şeyi Google Amca’dan sorup, araştıran

– Daha kişisel, ‘ben’öncelikli olan

– Uzun konsantrasyon süresine sahip olamayan

– Çabuk sıkılan, maymun iştahlılık özellikleri gösteren

– Yüz yüze ilişkiden ziyade sosyal platformlar üzerinden iletişimi daha çok tercih eden

– En çok işaret parmağını kullanan

– ….

Görüyoruz ki sürekli değişim içerisindeyiz. Ne demiş Heraklitos? ‘Aynı nehirde iki kere yıkanamazsın.’ Sürekli aynı durumda, pozisyonda kalmak evrenin düzeninin içerisinde yok. Evrende kendi haline bırakılan tüm sistemler zamanla düzensizliğe, bozulmaya gidiyor. Çevremize baktığımızda görüyoruz ki kendi haline bırakılan insanlar, evler, eşyalar zamanla bozulup, yok oluyorlar.

Yapılan araştırmalar ilk insanlar Neandertaller ile ilk modern insanların kafatasları incelendiğinde arasındaki farklardan en önemlisinin alın yapısı olduğunu belirtiyorlar. İlk insanların alınları içe çökük, günümüz insanlarının alın yapısı ise dışa doğru. Nedir bu kavisi veren? Ön lob. Bu ön lob da insanın gelecek algısını, planlamayı sağlayan bölüm. Yani gelecek algısı hayatta kalmamızı, neslin devamını sağlıyor.

Yaşamın içinde mutlak değişim varken ve gerekliyken birçoğumuz değişimden korkuyoruz. Keşke düzenim hep böyle gitse diyoruz. Bu konuda yapılan bir diğer araştırmada beynimizde değişim korkusunun ve fiziksel acının hissedildiği yerin aynı yer olduğu tespit edilmiş. Duygusal ve fiziksel acılar aynı yerde aktifleşiyor. Yani hayatımızda değişiklikle karşılaştığımızda vücudumuz, bacağımız kırılmış gibi tepki vermeye başlıyor. Ağrı eşiği yüksek olan insanların değişime adaptasyon eşiği de yüksek oluyor.

Ben de bu teoreme uyuyorum, ben de değişimle karşılaştığımda tepkiler veririm, sonra alışırım. Ağrı eşiğim de düşüktür. Üniversiteyi kazandım Ankara’ ya gittim. Bir ay boyunca hem kendimi, hem ailemi çok üzdüm. Bir ayın sonunda alışınca hiçbir sorun yok. Her şey düzende, ben iyiyim. Bu teoremin onlar için geçerli olup olmadığını başka kişilere de sordum; onlar da onayladılar bu görüşü.

Demek ki değişim eşiğimiz düşükse değişim durumuyla karşılaştığımızda acı çekersek kolumuz kırılmış gibi düşüneceğiz. Nasıl zamanla maddi ağrılarımız geçiyorsa, manevi acımızın da zamanla geçeceğini düşüneceğiz.
Sürdürülebilir değişim ve olumlu bir ilerleme için eşiğimizi yükseltip, gelecekte daha iyi yol alalım. Değişime uyum sağlayıp ayakta kalalım.

Sevgiler…

Nihan Deveci

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 26 Temmuz 2017 at 12:02

    Panta Rei [Her Şey Akar]
     
    Nihancım, felsefe tarihinin adından en çok söz edilen, en çok sevilen filozoflardan Herakleitos benim de hayran olduğum düşünürlerden biri. Doğadaki her şeyin değişim içersinde olduğunu düşününen filozoftan yaptığın alıntı yazının konusuyla harika bir etkileşim oluşturmuş. Milattan öncesinden gelen bir düşünür ve modern çağdaki değişimin hızı 👏🏼👏🏼
     
    Aynı nehirde iki kere yıkanılmayacağını savunur Herakleitos çünkü nehre ikinci kez giren insan da, o nehirde akan sular da değişmiştir. Artık ikisi de bir önceki hallerinden farklıdır 😉
     
    Solum Res Est Mutare Ipso Constant [Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir]

  • Yanıtla Nihan Deveci 28 Temmuz 2017 at 00:27

    Kesinlikle canım. İnsanlar, coğrafya, siyaset …. herşey zamanla değişiyor. Güzel yorumun için teşekkürler.Sevgi ve selamlar….

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan