Ay Işığı Yolcusu

Bellek

3 Mart 2020
Yazı: Bellek | Yazan: Atakan Balcı
Bellek bir cehennem çukuru, aydınlanma anı ise korkunç!…

Bellekte kalır her şey, acılar, sevinçler, üzüntüler, öfkeler, kırgınlıklar, umutlar, yıkımlar ve birikir, birikir, birikir. Sen “unuttum” sanırsın heyhat bellekte kalır tümü ve karışır, ruhun bulanır. Bellek bir cehennem çukurudur, Lübnan’daki “Cehennem Vadisi’ni (Gahennom) mumla aratır.

“Alçak”gönüllüler

Yığına yeni yeni yığınlar katılır ve her koyun kendi bacağından asılır. Hiçbir hücresi düşünmez yığının, ne bir diğer hücreyi ne de yaşamda var olan, varoluşma yolunda öte renklerde soluklar alan canları. Ve sorsan en alçakgönüllüsü onlardır ve aslında en alçağıdırlar yaşamın.

Asla unutmam yapılanları, üst üste biriktirilenleri yaşamımda. Fakat affederdim tüm masumluğumla, yanlışlıkla üzerine bastığım çimenler için kendimi, tüm diğer edimler için herkesi ve her şeyi.

Bellek bir cehennem çukuru, aydınlanma anı ise korkunç!…

Özveri

Özveri, özveri, özveri!…

Hiç özveride bulunmamış ergen zihinlerin garip, ağzı sakızlı, serseri çığlığı gibi. Fakat gerçekten özveri ile yaşamını geçirenler vardır bir de. Aklına bile gelmez başka bir olasılık ve yakınmayı da düşünmez bu nedenle bütün ettiklerinden ve ettiklerinin kendi üzerindeki sonuçlarından. Yığının kötücül, kanserli hücreleri çığlık çığlığadır ve her yaşta yakınır “neler çektikleri”nden. Her zaman istisnalar vardır ve her biri de işte bu gerekçeye sarılacaklardır bir tür “ayna ile karşılaşma” durumunda. Gerçekten istisna olanlar ise, gerçek bir yorgunluktan dolayı yakınanlar, ne bedenlerinin ne de kirlenmiş auralarının gözleriyle görülür yığınca.

Özveri, özveri, özveri!…

Gerçek özverinin doğrusal kahramanları ise kendi gözlerinde sıradan birer insan olma uğraşındadır. Sıradan, bayağı anlamında değil ve kesinlikle yığının içinde bulunduğu “sıra”dan değil. İnsan, yalnızca insan, salt insan!… Çünkü büyük düşünürün, ustalar ustası Sokrates’in de dediği gibi, “Atlar at olarak doğar ama insanlar insan olarak doğmaz.” Sık sık anımsar insan Sokrates’i, gerçeği bulma değil arama serüveninin değerini, toplum için bir at sineği olmanın acı vericiliğini. Sokrates de öyle dermiş, “Ben bir at sineğiyim, sizleri uyandırmaya geldim.” Aşağı yukarı tabii!

Duvar

Sonunda öyle bir duvar çıkarır ki toplum karşına ve öyle büyük bir acıyla kıvranırsın ki yaşadıklarının bir noktasında, hepsi bir bir değil, bir anda ve topluca aklına üşüşür yaşadıklarının, özverilerin, yalanların, uğradığın iftiraların, her şeyin, herkesin… Fakat bu durum ne değiştirir üzerinde? Yığın, yalnızca kendinden uzaklaştırır insan olma yolundaki öte renk ayağına bulaşanları; insan olmaktan değil asla! Bellek bir cehennem çukuru, aydınlanma ise gerçek bir haz!…

Sevi ve ışık ile!…

Atakan Balcı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan