Patikli Seyyah

Husavik | İzlanda’da Balina Gözlemi

26 Kasım 2020

Yazı: Husavik | İzlanda’da Balina Gözlemi | Yazan: Pelin Öncüoğlu Işık


İzlanda’nın kuzey sahilinde yer alan tarihi Husavik şehri

İzlanda‘nın Husavik şehri beni gökyüzünde bulutlarıyla birlikte karşıladı. Haziran ayının sıcak geçmediği bu ada ülkesinde birkaç gündür nemli bir hava ile dolaşmaya devam ediyorum. Soğuk havada sokakları keşfetmek, yarı aktif volkanlara tırmanmak, termal sularda yüzmek beni asla zorlamadı fakat yağmur hızımı yavaşlatmama sebep oluyor. Yürümek, tırmanmak, keşfetmek ile geçen haftaların ardından yavaş yavaş camları okşayan yağmur ile birlikte ben de tempomu yavaşlattım. Yavaşlamak, tecrübe ettiklerimi sindirmek, vücudum ile birlikte zihnimi dinlendirmek çok iyi geldi.

Husavik yolunda Borgarnes’de, hiç de turistik olmayan bu şehirde kendimle başbaşa kalıp hava bana müsade ederse gideceğim rotaya hazırlandım. Biraz vinyasa yoga* ile yürümekten gerilen bacak kaslarımı esnetip yeni güne ve maceralara hazırlandım.

Husavik

İki bulutlu günün ardından Husavik’de beni bulutların ardından çıkan sıcacık bir güneş karşıladı. Fakat Grönland’dan gelen buzlu rüzgarların yaladığı İzlanda’nın kuzeydeki önemli limanı Husavik açıklarında deniz kabarmaya devam ediyordu.

İzlanda’daki en önemli duraklarımdan birindeyim. Buraya balina gözlemi için geldim. Dünya’da kambur balina gözlemi yapabileceğiniz en iyi yerlerden biri İzlanda’nın şirin balıkçı şehri Husavik.

Otobüsten iner inmez, hostelime bile gitmeden, balina gözlemi turlarını incelemek için limana indim. Küçük Husavik limanında üç beş balina gözlemi turu yapan firma yanyana dizilmiş maceraseverleri Grönland Denizi’nin açıklarında dünyanın bu en büyük memelilerinden biriyle buluşturmak için bekliyorlar.

Firmaların fiyatları arasında pek fark olmadığı için seçim yapmak da zor olmuyor. Ben seçimimi North Sailing firmasından yana kullanıyorum. Turların hepsi üçer saat olmakla birlikte yelkenli, elektrikli sessiz tekneler ve normal tur tekneleri olmak üzere tekne çeşitlerine göre 3 farklı tur bulunuyor. Balinaları en az rahatsız eden turlar olduğu için sessiz elektrikli tekne turunu tercih ediyorum.

Turlar 08:45 ve 17:00 saatlerinde yapılıyor. Hava açık olmasına rağmen denizi okşamaya devam eden rüzgar yüzünden deniz kabarmaya devam ediyordu. Sabahki turlar bu yüzden iptal edildi. Deniz kuzucuklanmamış hatta köpüklenmemiş bile, ileride sadece bazı küçük dalgalanmalar var. Çocukluğumda kendi teknemizde Akdeniz’in hırçın fırtınalarını bolca tecrübe ettiğim için bu iptallere pek bir anlam veremedim. “Bu Avrupalılar da bazen her şeyi büyütüyorlar canım” diyebildim. Daha sonra bu sözleri yutacaktım. Akşamüstü turları için şansımı tekrar denemeye karar verdim.

Hostelime yerleştim ve keşif için kendimi sokaklara attım.

Husavik, 2237 nüfusuyla bir şehirden çok küçük bir kasaba gibi. Grönland Denizi’ne bakan limanı, Nordik stili şişman güverteli balıkçı tekneleri ve biraz daha büyük ama yine kuzeyin stilini barındıran ahşap balina gözlemi tekneleri ile dolu.

Sırtlarını yamaca yaslamış, gözlerini denize dikmiş ikişer katlı evlerin arasında şehrin bir kaç sokağına dalıp çıktım. Ardından alabildiğince uzanan denizi bakışlarımla takip ederek sahil boyunca yeşillikler arasında yürüdüm. Bu ağaçsız yeşil ada ülkesinin mavi ve yeşil ile uyumunu, serin rüzgarlarını yüzümde hissederek yaşadım.

Az haneli şehre gerisin geri yürüyerek limanın içindeki restaurantlardan birinde, soğuk İzlanda birası eşliğinde, öğle yemeğim olarak Fish’n Chips yedim. Manzaram karlı Husavik tepelerinin taçlandırdığı mavi bir gök ile uzaklarda beni bekleyen masmavi Grönland Denizi.

Öğle yemeğimin ardından şehrin balina gözleminden sonra tek aktivitesi olarak Balina Müzesi’ne gittim.

Burada İzlanda’daki ve dünyadaki balina gözleminin tarihinden, balinaların çeşitlerine, bulundukları yerler, göç yolları, beslenme alanları ile bilgiler, İzlanda’da hangi yıllarda balina avcılığının yaygın olduğu, balina yağının bir dönemin dünyası için ne kadar önemli olduğu, balina yağının nerelerde kullanıldığı gibi bilgiler ile pek çok balina iskeleti bulunuyor. Ayrıca bilgilendirici pek çok film de bu küçük müzenin içinde ziyaretçilerine sunuluyor.

İlk ve son defa burada Narwal** kemikleri gördüm. Uzun yıllar bir efsane gibi kalmış bu boynuzlu balina türünün hikayelerini de burada dinledim. Dünyada çok az insanın görüntüleme ve görme şansına eriştiği yeryüzünün mucizevi güzelliklerinden birini daha tanımaktan mutlu oldum.

Gün akşama evrilmeye başlarken Kuzey’in yaz güneşi tüm sıcaklığı ile göğü ısıtmaya devam ediyordu.

İçimde pek de umut barındırmayarak akşamüstü balina gözlemi turlarını sormak için, tur şirketlerinin önüne gittim. Şimdi deniz çok daha sakin. Yüzleri gülen küçük bir kalabalık yavaş yavaş Husavik’in tahta iskelesi üzerinde toplanmaya başladı. Dünyanın pek çok yerinden birbirini tanımayan bir kalabalık, yüzlerinde umut ve mutluluk taşıyarak uzaktan bizlere parıldayan denize karşı gülümsüyordu.

Aynı anda üç tur teknesi tahta gemilere yolcularını almaya başladılar. Teknelere bindikten ve kısa bir bilgilendirme aldıktan sonra giysilerimizin üzerine soğuk hava için oldukça kalın tulumlar giydik. Minyon vücuduma kocaman olan kuzey denizi balıkçılığına uygun tulumumla teknenin güvertesinde dolaşırken heyecandan yerimde duramadığımı farkettim. Doğal ortamlarında görme imkanı bulacağım yerkürenin en büyük memelilerinden biri ile karşılaşmak için can atıyordum.

Balina Gözlemi | Husavik, İzlanda

Deniz rahatsız edecek kadar sallantılı olursa nerelerden ve nasıl istifra etmemiz gerektiğine dair aldığımız bilgilerden sonra yine yüzümü parıldayan denize çevirip soru soran bir ifade ile rehberlerimize baktım. Ne dalgasından bahsediyor olabilirlerdi ki?

Yola koyulduk. Limanı ve küçük balıkçı şehrini geride bırakırken kendimi pastoral bir tabloya bakıyor gibi hissettim. Saat 18:00’a yaklaşıyordu. Limandan henüz uzaklaşmıştık ki ahşap teknemiz büyük salınımlara başladı. Ortalarda dalga olmamasına karşın tekne fazlasıyla sallanıyordu. Rehberler bu dalgaların tektonik hareketler sonucu oluştuğunu, tecrübelerine göre pek çok insan için normal dalgalardan daha sıkıntı verici olduğunu söylediler. Onlara hak vermemek elde değildi. Akdeniz’in fırtınalı denizine alışık bünyem İzlanda’nın tektonik dalgalarından rahatsız olmuş, midem bulanmaya başlamıştı. Neyse ki dalgalar çok uzun sürmedi ve sonlarına doğru da vücudum bu yeni tecrübeye alıştı.

Yüzlerimiz Grönland’a dönük, denizde yol almaya devam ettik. Şanslıysak birkaç kambur balinayı beslenirken yakalayabilirdik. Derken rehberlerimizin telsizine balina ihbarı geldi. Birkaç balina beslenmek için onların bildiği bir bölgede dolaşıyorlardı.

Elimizde kameralarımız güvertenin kenarlarında yerimizi aldık. Gözlemcilerden biri elinde dürbünüyle teknenin kulesine çıkmıştı. Balina görürsek bizleri yönüyle birlikte bağırmamızı tembihledirler. Gözlerimi derin maviliklere kilitledim. Derken uzaklarda bir kıpırtı gördüm. Heyecandan yönü mönü unutarak “there” orada diye bağırdım. İlk balinamızı tespit etmiştik.

Onu çok rahatsız etmeyecek bir yakınlığa kadar balinaya yaklaştık.

Balinanın beslenmek için izlediği rotayı takip ediyorduk. Muhtemelen bir balık sürüsünü kovaladığını söylediler. Derken bir balina daha göründü. Daha küçük bir balina. İki memeli, balıkların peşinden olabildiğince karınlarını doyurmaya çalışıyorlardı. Ahşap teknelere epey alışmış olmalılar çünkü birkaç kere teknenin çok yakınına kadar gelip kocaman kuyrukları ile balıklara doğru dalış yapmaktan çekinmediler. Bizlere de şahane manzaralar sundular.

Kameramın yakaladıklarından ziyade gözlerimin yakaladıkları hatırımda. Müthiş bir heyecan, yerkürenin bu en büyük memelilerinden birinin büyük bir zerafet ile buzul denizine batıp çıkmasını hayranlık ile izledim.

Güneş kuzeybatıda Grönland denizinin sonsuzluğunda biryerlerde alçalırken göğü çok uçuk bir pembeye boyamıştı. Saat sekize yaklaşıyordu ve kuzeyin yaz günü bizlere veda etmekten çok uzaktı. Beslenmek için günün en iyi saatlerinde bu suların hakimini kenardan usulca seyrediyor olmanın mutluluğu ve huzuru içinde güneş hâlâ bizlere eşlik ederken günü uğurladık. Bir insanın hayatında görebileceği en şiirsel manzaralardan biri. Kuzey rüzgarları balinaları bizden uzaklaştırırken yanaklarımızı ve ellerimizi ısırmaya başlayan soğuk ile dönüş yolculuğumuza başladık.

 
 
Pelin Öncüoğlu Işık
 
 

Notlar & Açıklamalar:

İzlanda’da Silfra Yarığı’nda gerçekleştirdiğim dalış maceramı da okumak isterseniz tıklayınız.

* Ashtanga Vinyasa Yoga, K. Pattabhi Jois tarafından 20. yüzyılda yaratılan ve genellikle klasik Hint yogasının modern bir formu olarak tanıtılan bir egzersiz tarzıdır. Tarz enerjiktir, nefesi hareketlerle senkronize eder. – Wikipedia    ⇡⇡⇡

** Narval veya diğer adıyla denizgergedanı (Monodon monoceros), balinalar (Cetacea) takımının Monodontidae familyası içindeki Monodon cinsinin tek türüdür. Yaşam alanı arktik denizler olan bu deniz memelisi, 70° K enleminin güneyinde nadiren görülür. – Vikipedi    ⇡⇡⇡
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan