Canım gençler…
Gençlik kitabı bu. Genç insanlar, aşklar, intiharlar, dersler, acılar…
Kitabın arka kapağında “Sonsuz bir sevecenlik ve şiirsellik, yoğun bir erotizm” yazıyor. Yuoo bana yoğun gelmedi kitaptaki erotizm. Erotizm gibi bile gelmedi. O kadar doğal gelişiyor ki erotizmden beklenen heyecanı yaratmadı bende.
İmkansızın Şarkısı | Vatanabe’nin Sevgilisi
Vatanabe, Tokyo’da üniversite öğrencisi olduğu dönemi, o dönemde kurduğu dostlukları ve yaşadığı aşkları anlatıyor. Anlatması lazım çünkü kendisini “olayları, sözcüklere dönmedikçe anlayamayan o yeteneksiz insan türündenim” diye tanımlıyor.
Vatanabe, Tokyo’da Drama Sanatı bölümünde okuyor. Öncesinde lisedeyken güzel bir arkadaş grubu içindeymiş. Bu gruptaki kız, eski erkek arkadaşı ile Vatanabe’yi kıyaslıyor. Ama kötücül bir kıyaslama değil bu. Bir konuyu anlamaya çalışıyor. Kız, eski erkek arkadaşıyla çocukluğundan beri tanışırmış. Birbirlerini çok severlermiş ama hiç sevişmemişler. Çünkü kız, samimi bir şekilde de anlatıyor, hiç ıslanmamış, hep canı acımış. Halbuki Vatanabe ile sevişmesinde bu sorunu yaşamamış. Bu duruma anlam veremiyor.
Ben anlam verebiliyorum. Çünkü benim anladığım kadarıyla, kız ve eski erkek arkadaşı teeee üç-beş yaşından beri birbirlerini tanıyorlar. Ergenliklerinden beri de sevgililer. Birbirlerinin çocukluklarını ve tüm sırlarını, her şeylerini biliyorlar. Dolayısıyla nerdeyse kardeşleşmişler. O yüzden kızın eski erkek arkadaşından erkek elektriği aldığını sanmıyorum. Daha şefkatli, merhametli hisler beslemiş ona; tutku, şehvet değil. O yüzden sevişemiyordu onunla. Benim tahminim bu.
İmkansızın Şarkısı | Vatanabe’nin Arkadaşı
Vatanabe üniversitede yakışıklı, akıllı bir genç ile tanışıyor. Adı Nagasava. Nagasava’nın amacı bir beyefendi olmakmış. Beyefendinin tanımını da şöyle yapıyor: “İstediğini yapmak değil, gerekeni yapmak.”
Lafta güzel, kulağa hoş geliyor ama hiç de bu dediğini yapmıyor Nagasava. Bir kız arkadaşı var, çok kötü davranıyor kıza. Öncelikle Nagasava’nın başka kızlarla ilişkileri var, kızcağız bunu biliyor ama ses çıkarmıyor. Gerçi bu noktada kızda da hata var, niye bu muameleyi layık görüyorsun kendine?
İmkansızın Şarkısı | Vatanabe’nin Kız Arkadaşı
Vatanabe’nin yukarıda anlattığım sevgilisinden başka bir sevgilisi daha var. Adı Midori. Evet, Vatanabe de az değil bu açıdan ama niyeyse bu durum beni rahatsız etmedi. Aslında ederdi ama etmedi işte. Siz de okuyun bakayım, sizi rahatsız edecek mi?
Bu kız fakir ama başarılı bir öğrenci olduğu için üst düzey bir okula gitmiş lisede. Herkes zenginmiş, kendisi hariç. Diyor ki:
“Zenginliğin en büyük üstünlüğü nedir biliyor musun? Paran olmadığını söyleyebilmektir. Örneğin, sınıf arkadaşlarımdan birine bir şey öneriyorum. Bilir misin ne yanıt verir bana: ‘Mümkün değil şu sıralar param yok.’ Eğer durum tersine olsaydı ben ona bu yanıtı veremezdim. Tıpkı güzel bir kızın, kendini çirkin bulduğu için çıkmak istemediğini söylemesi gibi. Bunu çirkin bir kıza söyletmeye kalkış bakalım, nasıl alay konusu olacaktır.”
Doğru tespit. Aşk konusundaki düşüncesi de değişik. Ona göre aşk şımarıklık yapabilme hakkının olması. Sevgilinden çilekli pasta getirmesini istemek, sevgilinin hemen getirmesi ama sonra canının çilekli pasta istemediğini söylemek, sevgilinin çilekli pastayı camdan atıp özür dilerim aşkım, düşünemedim, çikolatalı ister misin, diye sorması. Aşkı böyle tanımlıyor. Kuzum yaaa.
Midori’nin cinsellikle ilgili çok merakı var. Vatanabe ile porno filmlerin olduğu sinemalara gidiyorlar. Fantezilerini anlatıyor Vatanabe’ye, elbiselerimi yırtmışsın, seninki çok büyükmüş… gibi. Vatanabe de akıllı çocuk, gaza gelmiyor, aferin.
İmkansızın Şarkısı | Üniversite
1960’larda geçiyor hikaye. Oranın üniversitelerinde de siyasi olaylar, ders ve yurt basmalar var. Fakat Vatanabe bu olaylarla ilgilenmediği için bilemiyoruz ayrıntıları. İlgilenmediği de iyi olmuş. Hayatındaki insanları yakınen tanımak, onların yanında olmak bence daha önemli. Zira ölüm var ve Vatanabe gördüğü ölümler karşısında şunu fark ediyor ki: “Ölüm yaşamın karşıtı olarak değil, parçası olarak vardır.”
İmkansızın Şarkısı | Film
Kitabın filmi de var: Norwegian Wood
İzledim. Ama filmde bir daraldım bir daraldım. Film bana çok bunalım geldi. Kitabını okurken öyle hissetmedim. Kitap bana çok nahif, saf, duru gelmişti. Hiç sıkılmadım okurken. Ama film içimi baydı.
Saygılar,
Hülya Erarslan
4 YORUMLAR
Murakami kitaplarını çok severim. İmkansızın Şarkısı’nı da çok severek okumuştum. Siz de çok güzel yazmışsınız, kaleminize sağlık. 🎈
Çok kitabını okumadım henüz, ama okusam seveceğim hissini aldım 🙂 Teşekkürler.
“Çünkü o, Naoko beni hiçbir zaman sevmedi.”
Murakami’yi keşfetmeme ve diğer kitaplarını da severek okumama sebep olan kitap. Yazınızı beğendim, Murakami’nin diğer kitapları için de yazmanızı dört gözle bekliyorum.
Kitabın orijinal ismini aldığı şarkıyı da buraya bırakmak isterim:
https://www.youtube.com/watch?v=Y_V6y1ZCg_8
Murakami’nin bir kitabını daha okumuştum.
Bkz: Uyku
Diğer pek çok kitabı da var elimde, okuyacağım bir ara bakalım.
Teşekkürler