Ay Işığı Yolcusu

Bâdem Gözlüm | Timsah Gözyaşları

1 Şubat 2022

Yazı: Bâdem Gözlüm | Timsah Gözyaşları | Yazan: Atakan Balcı

“…
Bâdem gözlüm, beni unut
Bu gemi bir kara tabut
Lumbarından giren ölür
Üstümüzden geçti bulut
…”

Demeden önce, kişiler/insanlar ortak bir dile, bir yandan tüm kötülükler sürse de, Esperanto’ya yavaş-ivedi hazırlanırken, iki büyük timsah gözyaşı döküldü bulutların arasından, biri Hiroşima’ya, biri Nagazâki’ye, Japon balıkçısının üstüne. Nâzım Hikmet’in sesinden, Ozanlar Ustasının yazgaçından/kaleminden yansıdı yazgısı çağlar ötesine. 3 Hazîran 1963’te yitirilen bir gövdenin sesi, yankılanıyor göklere doğru, yeryüzüne yağıyor dizeleri, Japon Balıkçısının üzüntüsü.

Iki nokta üst üste olabileceği gibi, yan yana da olabilirdi. Nokta yine aynı nokta, ancak her şey değişirdi. Olmadı, olamazdı. Taç takan baş akıllanır, diyenler üste aldı noktanın birini; diğer noktaya sığdırmak istediler kişilerin, yeryüzünün gerisini. İki nokta, tümcenin ortasında, yan yana olmadı, olamadı. Yeryüzünün kalanı bir noktaya sığmadı, sığamazdı. Taç takan baş akıllanmadı, olasılıksızdı kendi yüreğimizin sürgün bilinçlerin uslanması. İki nokta yan yana olmalıydı yine de, içten içe yansa da, fokurdasa da, yüzleşmeli ve aynı süreçte denemeliydi. Esperanto’ya giden adımlar ilerlemeliydi. İlerle!…

“…
Bâdem gözlüm, beni unut
Boynuma sarılma gülüm
Benden sana geçer ölüm
Bâdem gözlüm beni unut
…”

Bir süreçte, bir “Grup Yorum” konserinde “Kurtuluş” adlı bir şarkıcının “Akdeniz Rüzgârı” adlı kü/müzik kasetini almıştım, anımsıyorum. “Akdeniz rüzgârım ol bu akşam. Saçlarına dokunmak istiyorum” diyordu kasetteki bir şarkısında. Keşke bu duygularla kabarabilsek, keşke yaşamın özünden kopuk bu İngiliz çay fincanı kılıklı sahtelikler ve yemeden önce bile dökülen timsah gözyaşları göğsümüzü bu denli sarsmasa. Keşke!…

İngiliz çay fincanı kılıklıların bendesi/kulu/kölesi bir başka İngiliz, kendini İngiliz’den ayrı sayıp yere göğe efendi sanan kılıksız, yeri göğü sarsan iki damla timsah gözyaşıyla kanlı gözyaşlarını bile kuruttu gönül kafesinde. Sorsan haklıydı, savaşı bitirecekti, Japonya Kore’yi işgâl etmişti. Peki ya sonra kim işgâl etti? Sorsan Japonya Çin’i işgâl etmişti, kurtarıcıydı(!), kahramandı(!) o! Târihi olmayan sözde ulus, kahramanlığı da pelerinli çizgi roman karakterlerinden öğreniyor, en derin açlıkla uyguluyor köküne kadar!

Ne demişti Bernard Shaw bu konuyla da ilgili olan sözünde:
 
 

“Kan kokusu almış bir köpek balığından daha tehlikelisi petrol kokusu almış ABD emperyalizmidir.”

 
 
Sevi ve ışık ile!…
 
 
Atakan Balcı
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan